14. Hukuk Dairesi 2013/3538 E. , 2013/8790 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.04.2008 ve 14.10.2008 gününde verilen dilekçeler ile tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davalı ... İşlik San. ve Tic. A.Ş. yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine dair verilen 15.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... İşlik San ve Tic. A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.06.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalı ... A.Ş"nin malik olduğu taşınmazda yaptığı hafriyat, kazı ve çevre düzenlemesi sırasında davacıya ait 4 parsel sayılı taşınmazda zarar oluşturarak değerinin düşmesine neden olduğunu ileri sürerek, taşınmazdaki zararın giderilmesi için yapılacak işler değeri ile değer kaybımn tespitiyle şimdilik 7.000 TL bedelin davalıdan alınmasını istemiştir. Birleştirilen dava ile de husumeti, ... A.Ş., ... A.Ş., ... A.Ş. ve ... Ltd. Şti"ye yöneltmiş; 05.01.2012 günü harcı yatırılan ıslah dilekçesiyle de, dava değerini ... A.Ş. yönünden 300.000 TL yükseltip, diğer davalılar hakkındaki taleplerini atiye bırakmıştır.
Davalı ... A.Ş., davacının zarar oluştuğunu iddia ettiği dönemde taşınmaz maliki olmadığını, zarar oluşturan eylemler ile ilgisi bulunmadığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini, TMK"nun 730. Madde koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar da davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, 300.000 TL bedelin davalı ... A.Ş"den alınmasına, diğer davalılar hakkındaki davaların reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... A.Ş.vekili temyiz etmiştir.
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
TMK m. 683"deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanm Önlenmesini de dava edebilir" hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK"nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK"nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz.
Tapu kayıtlarının incelenmesinde, 4 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu ve 5 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ... Ltd. Şti. adına kayıtlı iken yapılan satış işlemleriyle sırasıyla 31.07.2003 tarihinde davalı ... A.Ş adına, 06.10.2006 tarihinde davalı ... A.Ş ve 19.02.2009 tarihinde ise 1/2"şer paylı olarak dava dışı ... ve ..."ın adlarına tescil edildiği görülmüştür.
19.08.2003 günlü ve 21 numaralı yapı ruhsatında 5 parsel sayılı taşınmazda yapı sahibi ile yüklenicinin ... A.Ş olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece; mahallinde keşif yapılarak hazırlanan 08.06.2010 ve 03.07.2011 günlü bilirkişi raporları doğrultusunda karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Bilirkişi raporlarında varılan sonucun dayanakları gösterilmemiş, Yargıtay denetimine elverişli gerekçeli rapor düzenlenmemiştir.
Bilirkişi raporlarında taşınmazda iyileştirme yapılması halinde değer kaybı olmayacağı vurgulandığına göre; iyileştirmenin nasıl yapılacağı, davacı taşınmazına taşınması gereken toprağın metrajı cinsi, miktarı, taşıma gideri dökümlü olarak açıklanmalı, yapılacak masrafların dava tarihindeki rayiç değerleri gösterilmek suretiyle denetime elverişli ek rapor alınmalıdır.
Mahkemece, eksik araştırma ve inceleme ile ve yeterli olmayan bilirkişi raporlarına itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. Vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... A.Ş"ye verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.