3. Hukuk Dairesi 2020/5408 E. , 2020/8401 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı Banka, davalı avukatın Bankanın sözleşmeli avukatı olarak görev yaptığını, takip dosyalarından yaptığı tahsilatların bir kısmını Bankaya ödemediğini, bir kısmını ise zamanında banka hesaplarına intikal ettirmediğini, 13/12/2005 tarihli ihtar üzerine davalının kısmen ödeme yaptığını, ancak oluşan banka zararının giderilmediğini, Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/361 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada davalının Bankayı zarara uğrattığı tespit edilerek cezalandırılmasına karar verildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile Bankanın uğramış olduğu 34.782,00 TL zarar miktarının, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bozma üzerine, davanın kabulü ile 34.782,00 TL alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı avukatın banka adına takip ettiği dosyalarda yaptığı tahsilatların, bankaya süresinde ya da hiç intikal ettirilmediğini belirterek açılan ceza davasında alınan bilirkişi raporunda hesaplanan banka zararının davalıdan tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, bozma öncesinde verilen kararda, alınan bilirkişi raporu ile banka zararının 87.599,21 TL olduğu belirtilip taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 34.782,00 TL alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar, 13. Hukuk Dairesinin 16/12/2014 tarih 2014/10740 esas 2014/40297 karar sayılı karar ile "İş bu davada alınan bilirkişi raporu ve ek raporunda da, Bankanın uğradığı zarar miktarları hesaplanmışsa da, söz konusu raporlar arasında her bir dosya bazında hesaplanan zarar miktarları yönünden farklılıklar bulunduğu, örneğin davalı avukatın takip etmiş olduğu Nazilli 1. İcra Müdürlüğüne ait 2001/4795 esas sayılı dosyaya ilişkin olarak Ağır Ceza Mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda zarar miktarı 1.367,46 TL olarak hesaplanırken, eldeki davada alınan bilirkişi raporunda ise zarar miktarının 14.952,34 TL olarak belirlendiği görülmektedir.
Mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporları neticesinde, "raporlar arasındaki farklılıkların giderilmesi için Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış alınan 3 lü bilirkişi heyet kök ve ek raporu ile aradaki farkın ağır ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporundan 6 adet icra dosyası ve 2 klasör dava dosyası incelenerek rapor oluşturulduğu, oysa mahkememizde alınan bozma öncesi raporda 14 adet icra dosyası ve 2 klasör dava dosyasının incelendiği, ağır ceza dosyasında banka alacağına ait faiz ve bsmv alacaklarının hesaplanmasının davacı bankaya bırakıldığı oysa mahkememizde alınan bozma öncesi raporda faiz ve bsmv hesabının bankaya değil bilirkişi heyetine bırakıldığı ayrıca daha önce dikkate alınmayan bankaya ödenen miktar ile ödeme tarihlerini gösteren banka hesap dökümlerinin mahkememizde bozma öncesi hazırlanan raporda dikkate alınması dolayısıyla bu farklılıkların oluştuğu anlaşılarak Yargıtay ilamına uygun olarak davacının zararı bilimsel ve denetime elverişli birleştirici olan bozma sonrası alınan ek ve kök rapor ile ortaya koyulmuştur." gerekçesi ile yine davanın kabulü ile 34.782,00 TL alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de; bozma sonrasında hükme esas alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki, ceza dosyasına konu takip dosyalarının sayısının işbu davaya konu takip dosyalarının sayısından az olduğu kabul edilmekle birlikte, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; bir kısım takip dosyası için faiz hesabı yapılmazken, bir kısım dosyada faiz hesabı yapılmış, bir dosyada ise faiz ile birlikte bsmv hesabı da yapılmış olup mahkemece bu husus gözetilmemiştir. Ayrıca, 87.559,21 TL banka zararının hesaplandığı bilirkişi raporunda, bozma ilamında örnek gösterilen Nazilli 1. İcra Müdürlüğüne ait 2001/4795 esas sayılı dosyasında, davalı tarafından bankaya intikal ettirilen 2.000,00TLden fazla ödeme hesaplamaya dahil edilmeyerek, bu miktara yaklaşık 5 yıllık faiz uygulandığı görülmüştür. Tüm bu açıklamalar ışığında, mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek bozma gereklerinin yerine getirmediği anlaşılmakla, açıklanan hususlarda konusunda uzman yeni oluşturulacak üç kişilik bir bilirkişi kurulundan taraf, mahkeme ve yargıtay denetimine açık bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeden yazılı gerekçe ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Davacı, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu ile belirlenen banka zararını, dava değeri olarak göstermiştir. Ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda ise yukarıda açıklandığı üzere, bir kısım takip dosyalarında faiz eklenerek hesaplanan 34.782,00TL hesaplanmıştır. Mahkemece, bu bedelin kabulü ile dava tarihinden itibaren reeskont faiz işletilmesi ile faize faiz işletilerek hüküm kurulmuş olması, eleştiri sebebi yapılmış olup, karar diğer yönlerden bozulduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
2-Bozma ilamına göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bertte açıklanan nedenler ile temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenler ile davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.