Esas No: 2021/9082
Karar No: 2022/1579
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9082 Esas 2022/1579 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/9082 E. , 2022/1579 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı ve davalılar vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıların kendisine verdiği yazılı güvenceye istinaden beş adet devremülk satın aldığını, orada çalışan kişilerin yaptığı yatırımın gelir getirecek güvenli bir yatırım olduğunun kendisine söylediğini, davalı ... ile imzalanan sözleşmeye göre davalı ....... devremülkleri başkasına satamadığı takdirde satılan devremülkleri bir yıl sonraki 07/08/2013 tarihine kadar 175.000,00-TL bedelle bir başkasına satmayı taahhüt ettiğini ve satamadığı takdirde 175.000,00-TL bedelle tekrar satın alacaklarını taahhüt ettiğini, sözleşme ile belirlenen sürelerin geçtiğini, ancak devremülklerin 3. kişilere satılamadığını, devremülklerin de bugüne kadar teslim de edilmediğini, 175.000,00-TL’nin ödenmesi için davalılara ihtarname gönderdiğini, davalı ...’ın şirket adına güven verdiğini, TV programlarına katıldığını, ihtara rağmen davalılarca ödeme gerçekleşmediğini, Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2014/3233 sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, davalıların haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı ......., davacı ile aralarında imzalanan sözleşmede 175.000,00 TL ödeneceğine dair bir taahhüt bulunmadığını, bu taahhüdün kendilerini bağlayıcı niteliğinin bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı ..., şirket temsilcisi olmadığını, bu nedenle taahhüdün geçersiz olduğunu, geçerli olmasının kabulü halinde borçlunun şirket olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece taraflar arasında devremülk sözleşmelerinin yapıldığı, ancak bu sözleşmelerin TMK 781. maddesi gereğince resmi şekilde yapılması gerekirken adi yazılı şekilde yapıldığı, şekil şartlarına uymayan sözleşmenin geçersiz olduğu, Yargıtay içtihatları dikkate alındığında geçersiz sözleşmeye yönelik yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep edilebileceği, söz konusu sözleşmelerin geçersiz olması nedeniyle cezai şartın da geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2014/3233 sayılı takip dosyasının 100.000,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa ihtarname ile verilen 7 günlük sürenin tebliğ tarihi ve süre eklemesi ile 17.01.2014 tarihinden itibaren icra takip tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ...’ın tüm ve davacı ile davalı .......’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazları bakımından;
Dava, devremülk satış sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davanın açıldığı Ankara 1. Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararı Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 30.09.2016 tarih ve 2016/14991 Esas ve 2016/17601 Karar sayılı ilmaıyla onanmasına karar verilmesi sonucu dosya görevsizlikle Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gelmiştir. Mahkemece, yargılama giderleri hesaplanırken görevsiz mahkemede yapılan yargılama giderleri dikkate alınmamıştır. 6100 sayılı HMK. 331/2. maddesinde yer alan düzenlenmeye görevsiz mahkemede yapılan giderlerinin de hesaplamaya dahil edilmesi gerekirken söz konusu yargılama giderleri bakımından hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
3-Davalı .......’nin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları bakımından;
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” düzenlemesi yer almaktadır.
O halde, mahkemesince, karar tarihinde yürürlükte olan tarifenin yukarıda açıklanan hükümleri gereğince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğinden reddedilen kısım yönünden AAÜT 13. maddesine göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı ....... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
4-Davada hükmedilen harca yönelik temyiz incelemesi bakımından;
Dava her iki davalı yönünden kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen mahkemece hükmedilen harcın yalnızca davalı .......’den tahsiline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’ın tüm, davacı ve davalı .......’nin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 6. bendinin hükümden çıkartılarak yerine “Davacı tarafından görevsiz mahkemede yapılan yargılama gidelerleri de dahil edilerek toplam 838,00-TL'nin (kabul ve reddolunan miktarlar gözönüne alınarak) davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına” cümlesinin yazılmasına, 3. bentte açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın hüküm fıkrasına 9. bent eklenerek “Reddolunan kısım yönünden davalı ....... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi göz önüne alınarak 8.600,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, 4. bentte açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “davalı ......şirketinden” ifadesinden hükümden çıkartılarak yerine “davalılardan müşterek ve müteselsilen” ifadesinin yazılmasına, mahkeme kararının bu şekilde düzelterek ONANMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlerden davacı ve davalı ... Sağ. A.....'ye iadesine, 5.110,65 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı ...'a yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.