Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/693
Karar No: 2022/1607
Karar Tarihi: 28.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/693 Esas 2022/1607 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/693 E.  ,  2022/1607 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; davalı tarafın temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; aralarında kira ilişkisi bulunan davalının kiralananda projeye aykırı değişiklikler yaptığını, kira sözleşmesinde kiralananlardaki her türlü bakım, işletme, onarım ve hasar işlerinin kiracı tarafından karşılanacağının düzenlendiğini fakat davalının bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kiralananın 03/01/2011 tarihinde tahliye edildiğini, mahkeme aracılığıyla davalının kullanımı sebebiyle kiralananda ortaya çıkan hasar bedelinin 1.830.169 TL, hasar onarım süresinin ise 4 ay olarak belirlendiğini, tespit dosyasına dayalı olarak davalı aleyhine hasar tazmin bedeli ve onarım süresi kira bedelinin tahsili amacıyla takip başlatıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini iddia ederek; takibe itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı; İTÜ'ye yaptırılan inceleme sonucunda kiralanan taşınmazda güçlendirme çaışması yapılması veya taşınmazın yeniden inşa edilmesi gerektiği yönünde rapor alındığını, davacının bilgisi dışında projeye aykırı imalat veya yıkım yapılmadığını, gerekli bakım ve tadilatların yapıldığını, dava konusu binanın deprem riski dolayısıyla zorunlu olarak boşaltıldığını, binanın yıkılarak yeniden yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacı yararına icra inkâr tazminatı takdirine yer olmadığına dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 18/04/2016 tarihli ve 2016/2233 Esas 2016/3110 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın temyiz dilekçesi süre yönünden reddedildikten sonra, tespit raporunda onarım gerektiren işlerin olağan kullanımdan mı kaynaklandığı yoksa kötü kullanımdan mı kaynaklandığının açık şekilde belirtilmediği, mahkemece bu husus üzerinde durularak bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınarak davalının kazanılmış hakları da dikkate alınmak suretiyle hor kullanma tazminatının belirlenmesi gerektiğinden bahisle davalı lehine bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile takibin 1.829.326,86 TL asıl alacak üzerinden devamına dair verilen hüküm, davalının temyizi üzerine, Dairece verilen 15/01/2020 tarihli ve 2019/5552 E. 2020/206 K. sayılı kararla; taraflar arasında birden fazla kira sözleşmesi olduğunun anlaşıldığı, hor kullanım nedeniyle oluşan zarar belirlenirken her bir kira sözleşmesinin ve kiralananın cinsi ile durumunun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekirken ortalama bir süre belirlenerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, her bir kira sözleşmesi bakımından kiralananın kullanım süresi ayrı ayrı hesaplanarak kullanım süresi ile orantılı olarak belirlenecek yıpranma payının hesap edilen alacaktan düşülmesi ve bu şekilde gerçek zararın tespit edilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Bozma kararına uyan mahkemece; 22/12/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda yedi ayrı kira sözleşmesinin her birinin ayrı ayrı başlangıç tarihi itibariyle kullanım süresine uygun yıpranma payının belirlendiği ve yıpranma paylarının mahsubu ile talep edilebilecek hor kullanım bedelinin toplam 1.553.567 TL olduğu ancak hor kullanımdan kaynaklı hasarın onarım süresi olarak belirlenen 4 aya ilişkin kira bedeli tutarının sehven hesaplamaya katılmadığı, çelişki yaratmamak adına gerekçeli karar yazımında da kısa kararın yalnız hor kullanma tazminatı üzerinden kurulduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile takibin 1.553,567 TL üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı ve katılma yoluyla davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı tarafın temyizi bakımından;
    Davacı taraf, hükmü tebliğden sonraki 8 gün içinde temyiz etmeyip, karşı tarafın temyiz dilekçesine verdiği cevapla birlikte, katılma yoluyla, temyiz etmiştir.
    HUMK'nın 433/2. maddesi gereğince, katılma yoluyla temyiz süresi 10 gün olup davalı tarafın temyiz dilekçesi, davacı vekiline 17/10/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, katılma yoluyla temyiz dilekçesi ise 10 günlük süre geçirildikten sonra 01/11/2021 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 tarihli ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının katılma yoluyla verdiği temyiz dilekçesinin süre yönünden reddi gerekmektedir.
    2-Bir mahkeme kararının gerekçesi, davaya konu maddi olguların mahkemece ne şekilde nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar ve dolayısıyla maddi olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız bulunduklarını anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntıları ile ortaya koyan, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek bir açıklık taşıyan gerekçe bölümünün bulunmasına bağlıdır. Bütün mahkemelerin, her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılmasını öngören Anayasanın 141/3. maddesi ile ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Gerekçe, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsamalıdır. HMK’nın 297. maddesi ile kapsamı belirtilen hükmün açık ve net olması, gerekçenin de anlaşılabilir, yeterli ve denetlenebilir olması gerekir. Gerekçe içerisinde ve gerekçe ile hüküm arasında sonuca etkili uygunsuzluklar bulunmamalıdır.
    Eldeki davada, davacı kiracının kiralananı hor kullanımı ile hasara urattığı iddiasıyla hasarın giderimi bedeli ile hasarın giderim süresi olarak 4 aya ilişkin kira bedeli tazmini talebinde
    bulunmuştur. Mahkemece hor kullanma tazminatı 1.553.567 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde gerekçeli kararın son paragrafında; onarım süresi olarak belirlenen 4 aya ilişkin kira bedeli alacağı hor kullanma tazminatına eklenmeden sehven kısa karar kurulduğu belirtilmekle karar ile gerekçeli karar arasında ve gerekçe içinde çelişki yaratılmış, Yargıtay denetimine de elverişli olmayacak şekilde hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece; gerekçe ile hükmün birbiriyle uyumlu olduğu, yeterli, açık, denetlenebilir bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozayı gerektirmiştir.
    3-Bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının katılma yoluyla temyiz dilekçesinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve üçüncü bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi