Esas No: 2022/124
Karar No: 2022/1573
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/124 Esas 2022/1573 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/124 E. , 2022/1573 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : BOĞAZLIYAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak - sözleşmenin yerine getirilmesi davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 20/11/2015 tarihinde imzalamış olduğu sözleşmeye göre amcası olan davalının, vefat eden babası ... ile birlikte maliki bulunduğu traktördeki hissesini babası ...'e devri karşılığında kendisinden 15.000 TL aldığını ve açık senet verdiğini kabul ettiğini; fakat davalının devri gerçekleştirmediği gibi aldığı parayı da iade etmediğini; ayrıca davalının ...ile birlikte aldığı pancar söküm makinesindeki, ... 'ye ait hisseyi kendisinin satın aldığını, davalının ise 75 ton pancar karşılığında hisseyi devretmesini, söküm zamanı geldiğinde adına 75 ton pancar yatıracağını ya da parasını ödeyeceğini beyan etmesine karşılık hiçbir ödeme yapmadığını; öte yandan davalının babası İsah ile birlikte aldığı iki tane tarımsal sulama aboneliği için bütün masrafları birlikte karşıladıkları halde aboneliği sadece kendi üzerine yaptığını ve kendisinin bu kuyuları kullanmasına ve tarlalarını sulamasına izin vermediğini ileri sürerek; sözleşmenin yerine getirilmesini ve traktördeki hissenin devrini, pancar alacağını ödemesini ve tarımsal aboneliklerdeki hisseleri devretmesini talep etmiştir.
Davalı; yasal süresinde davaya cevap vermemiş, duruşmalarda ise traktörün devrini yapmaya hazır olduğunu, devre bir itirazı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacının traktör hisse devrine yönelik davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, pancar alacağı talebi yönünden ispatlanamayan davasının reddine, aboneliğin tespiti için açmış olduğu davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacının dava konusu traktöre yönelik talebinin terekeye döndürme ya da miras payları oranında tescil olmayıp kendi adına tescil olması, davaya konu alacağın miktar itibariyle (6100 sayılı HMK'nın 200. maddesi gereğince) senetle ispatının zorunlu olması ve ayrıca yine talebe konu muhdesatın sahibine şahsi bir hak sağlayıp arzın mülkiyetinden bağımsız ayrı mülkiyet ya da sınırlı bir ayin hak sağlamayacağı hususları birlikte gözetildiğinde mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-TMK’nın 640/2. maddesine göre; “Mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”
Elbirliği mülkiyetinde esasında, mülkiyeti meydana getiren kişilerin hepsinin bir arada hak sahibi olmaları yer alır. Bu mülkiyette malikler paydaş değil, ortaktır. Tüzel kişiliğe sahip olmayan bu ortaklıkta, hakkın süjesi ortaklık olmayıp bir bütün halinde elbirliğiyle hareket etmek zorunda olan ortaklardır (MK. md. 640/1). Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
HMK’nın "Mecburi dava arkadaşlığı" başlıklı 59. maddesinde ise; "Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır." hükmü düzenlenmiş bulunmaktadır.
Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemleri, usulüne uygun olarak davet edildiği halde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder (HMK md. 60/1).
Taraf ehliyeti 6100 sayılı HMK'nın 114/ 1-d maddesi uyarınca dava şartlarından olup yine aynı yasanın 115/1 maddesi gereğincede kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi kendiliğinden gözönüne alınmalıdır. Ancak yine aynı Kanun'un 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilmeli, bu süre içinde bu dava şartı noksanlığının giderilmemesi halinde davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmelidir.
Davacı ile davalı arasında düzenlenen 20/11/2015 tarihli sözleşmeden davacının murisi ile davalı adına kayıtlı traktördeki davalı hissesinin davacının murisine satışının yapıldığı ve karşılığı 15.000 TL'nin davacı tarafından ödendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki bu sözleşmeden ve dava dilekçesinden davacının traktör hissesi yönünden talebinin terekeye döndürme olduğunun kabulü gerekir, kaldı ki davalının da hissesinin devrine itirazı bulunmamaktadır.
Davacının tarımsal abonelikler yönünden talebinin de aboneliklerin masraflarının murisi ile davalı tarafından birlikte karşılandığının tespiti olduğu anlaşılmakla bu iki talebin nitelikleri gözetildiğinde tereke alacağı üzerinde mirasçıların elbirliği mülkiyetinin söz konusu olduğu ve mirasçılardan biri tarafından dava açılması nedeniyle mirasçının açtığı bu davayı yalnız başına yürütemeyeceği, davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerektiği açıktır.
Bu nedenle işbu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya TMK 640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacıya uygun bir süre verilmesi gerekir. Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise, bu durumda davayı açan mirasçının terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (TMK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlerinin alınmasına gerek yoktur.
Davayı açan mirasçı, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir.
Buna göre ilk derece mahkemesince; diğer mirasçıların davaya iştiraki ya da muvafakati sağlanmak suretiyle yargılama yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.