Esas No: 2019/2418
Karar No: 2021/1809
Karar Tarihi: 15.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2418 Esas 2021/1809 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2418 Esas
KARAR NO: 2021/1809 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1025 Esas - 2019/585 Karar
TARİH: 13/06/2019
DAVA: İtirazın İptali(Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinin diğer davalılarca müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, sözleşmeler uyarınca kullandırılan kredilere ilişkin borcun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek düzenlenen ihtarnamenin davalılara gönderildiğini, borcun ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, dava konusu genel kredi sözleşmesindeki müvekkiline atfen atılan imzanın müvekkili eli ürünü olmadığını, ayrıca kimlik bilgilerinin de müvekkilince yazılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar vekili, sözleşmenin genel işlem koşullarına aykırı şekilde hazırlandığını, şirket ortağı veya yetkilisinin şirket borçlarından sorumlu tutulamayacağını, kefalet geçerlilik şartlarının mevcut olmadığını, talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/06/2019 tarih ve 2017/1025 Esas 2019/585 Karar sayılı Kararı ile; " ….… sözleşme asıllarındaki imzanın ... eli ürünü olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve sözleşmelerdeki imzanın ...'nın el ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek alınan rapor dosyaya bırakılmıştır. ……Kat tarihi itibari ile asıl alacak 461.264,15TL olup temerrüd tarihi itibari ile asıl alacak miktarı 468.911,26TL olarak saptanmış ancak taleple bağlılık kuralı gereğince asıl alacak miktarının 461.264,15TL alınması gerektiği tespit edilmiştir. Takip tarihi 27/10/2017, dava tarihi ise 21/11/2017'dir. Bilirkişinin saptamasına göre takip tarihinden önce borçlularca çek tahsilatı kapsamında 06/12/2017 tarihinde 5.000,00TL, 24/10/2017 tarihinde 32.000,00TL, 25/10/2017 tarihinde ise 2.820,00TL ödeme yapıldığı, dava tarihinden sonra ise bir kısmı çek tahsilatı bir kısmı ise Kredi Garanti Fonu tarafından yapılan ödeme olmak üzere 306.426,27TL ( dava tarihinden sonra yapılan ödeme miktarı bilirkişi tarafından maddi hata yapılarak 306.436,27TL olarak hesaplanmış ise de doğrusu 306.426,27TL'dir.) ödeme yapıldığı görülmüştür. …….Takip talebinde belirtildiği şekilde asıl alacak miktarı olan 461.264,15TL'den yapılan 10.000,00TL'lik ödeme mahsup edilerek asıl alacak miktarı 451.264,15TL kalmıştır. Bilirkişi temerrüd faizinin 10.028,09TL olarak hesaplamış ise de takip talebinde istenen temerrüd faizi daha az olup 9.890,72TL'dir, bunda takip talebinde belirteldiği şekilde 2.820,00TL'lik ödeme düşüldüğünde kalan işlemiş faiz miktarı 7.070,72TL'dir. 9.890,72TL işlemiş faizin BSMV'si 494,53TL yapmaktadır. 765,81TL ihtarname gideri, 440,00TL ihtayati haciz vekalet ücreti, 87,70TL ihtiyati haciz masrafı eklendiğinde toplam miktar 460.122,91TL yapmaktadır. Takip tarihinden önce 32.000,00TL'lik bir ödeme daha olup davacı taraf bu ödemeyi düşmeden takip başlatmıştır, bu miktar öncelikle faiz ve masraflardan düşüldüğünde kalan miktar 428.122,91TL asıl alacaktır, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin ise infazda nazara alınması gerekmektedir. Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir. …" gerekçeleri ile; "1-Davacının ... hakkında açmış olduğu davanın reddine, 2-Davacının diğer davalılar hakkında açmış olduğu davanın kısmen kabulü ile davalıların İstanbul ... İcra dairesinin ... esas nolu icra dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile takibin; 428.122,91TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %50 temerrüt faizi ve faizini %5 oranın BSMV uygulanmasına, Dava tarihinden sonra 28/11/2017 tarihinde 20.000tl, 20/12/2017 tarihinde 30.000tl, 26/12/2017 tarihinde 20.555 tl, 03/01/2018 tarihinde 27.399,00tl çek tahsilatı olarak, 26/02/2018 tarihinde ise kredi garanti fonu tarafından ödenen 208.472,27 tl olmak üzere toplam 306.426,27tl'nin icra Müdürlüğünce infazda nazara alınmasına, 85.624,58tl İcra inkar tazminatın davalılar ... Aş ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin talebin reddine, " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı ... yönünden denetime elverişsiz ve hükme esas teşkil etmeye haiz olmayan bilirkişi raporu ile imzaya yapılan itirazlar kabul edilerek davanın reddine karar verildiğini, grafolog tarafından düzenlenen rapora itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, imza incelemesinin ATK tarafından yapılması gerektiğini, ... A.Ş. tarafından yapılan ödemelerin borçlu tarafından yapılan ödeme gibi değerlendirilemeyeceğini, Madde 4.3. Hazine Destekli Kefaletlerde Takip ve Tahsilat Süreçlerine İlişkin Usul ve Esaslar. MADDE 6 - (1)Temerrüt sonrası takip süreçleri kredi verenlerce yürütülür. (5) Temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilat, tazmin edilen kefalet oranında Kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile Kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaşılır.” hükümleri gereğince müvekkilinin ... A.Ş. tarafından kendisine ödenen/tazmin edilen kefalet tutarını (işbu kefalet tutarına Bankanın takip talebinde istediği oran üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte), asıl kredi borçlusu ve ... A.Ş.’nin kefaleti hariç olmak üzere kredinin diğer kefillerinden ve teminatlarından, tahsil edilinceye kadar, tahsilatı ... A.Ş. ile (dolaylı olarak T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı ile) kefalet oranında paylaşılmak üzere, başlatılmış bulunan kanuni takip işlemlerini devam ettirmekle yükümlü olduğunu, dolayısıyla bu ödemelerin icra müdürlüğünce infaz sırasında nazara alınmasına ilişkin verilen kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, Davalı ... vekili lehine takdir edilen vekalet ücretinin nisbi değil maktu olması gerektiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazların iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davalı ...’nın 25/06/2009 ve 15/11/2011 tarihli genel kredi sözleşmelerinde adına atfen atılan imzalara itiraz etmesi nedeniyle mahkeme grafolog bilirkişiye imza incelemesi yaptırmış ise de, imza incelemesinde mukayeseye esas alınan belgelerin çoğunun fotokopi olduğu, aslı incelenen belgelerin 20/01/2009 ve 16/04/2017 tarihli olduğu görülmüştür. Oysa sağlıklı bir imza incelemesi yapılabilmesi için tatbiki imzaların asıl olması ve sözleşmelerin düzenleme tarihinden öncesine ait yakın tarihli belgeler olması gerekir. İncelenen belgelerden sadece 20/01/2009 tarihli olanın sözleşmelerin düzenlenme tarihinden öncesine ait asıl belge olduğu, onun da 15/11/2011 tarihli sözleşmeye yakın tarihli olmadığı görülmüştür. Tek bir belge aslı ise sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için yeterli değildir(Yargıtay 19.HD 07/03/2019 tarih 2017/3272 E., 2019/1475 K. sayılı, 01/02/2016 tarih 2015/16477 E., 2016/1264 K. sayılı,19/09/2012 tarih 2012/9004-13178 sayılı emsal kararları). O halde mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bununla birlikte bilirkişi raporunda sözü edilen davacı ile ... A.Ş. arasında akdedildiği belirtilen Protokole dosya kapsamında rastlanılmadığı gibi, dava konusu icra takibine ilişkin ödeme emri tebligat parçalarına da rastlanılmamış olup, mahkemece bu eksiklikler giderilmeden karar verilmesi de isabetsizdir. HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; "Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması." hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6. m. uyarınca hükmün kaldırılması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı banka vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 13/06/2019 tarih ve 2017/1025 Esas - 2019/585 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı banka tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2021 tarihinde HMK'nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.