Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/11633
Karar No: 2021/10286
Karar Tarihi: 15.09.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/11633 Esas 2021/10286 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/11633 E.  ,  2021/10286 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi :Kırklareli İş Mahkemesi

    Dava, sigorta başlangıç tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili; müvekkilinin sigortalılığının başlangıcının 14/04/1989 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili; davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Davanın kabulü ile; davacı ... (...)...."ın işveren ..."e ait iş yerinde (...) sigorta sicil numarası ile 506 sayılı Kanunun 60-G maddesine göre sigortalılık başlangıç tarihinin (18) yaşını ikmal ettiği 12.01.1992 tarihi olduğunun ve 14.04.1989 tarihindeki bir günlük çalışmaya yönelik ödenecek sigorta priminin, prim ödeme gün sayısının hesabına dahil edilmesi gerektiğinin tespitine,
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi, İlk Derece Mahkemesi Davalı Kurumun istinaf isteminin reddine dair karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili istinaf gerekçeleriyle kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davacı, 14/04/1989 tarihinde davalı şirket nezdinde, halı dokuma işinde çalıştığını belirterek 1 günlük çalışmasının tespitini istemiştir.
    Mülga 506 sayılı Yasanın 3/II-D maddesinde, (Ek alt bent: 20/06/1987 - 3395/1 md.) “ El halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında yalnız iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar istekleri halinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları bakımından 85"inci madde hükmüne göre isteğe bağlı sigortalı olabilirler.”hükmü yer alırken,söz konusu maddede yer alan el halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında kısa vadeli sigorta kollarının uygulanacağına ilişkin düzenleme, 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa’nın 57. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
    Söz konusu düzenlemelere göre 20/06/1987 - 06/08/2003 tarihleri arasında el halıcılığı dokuma işi sigortalılık kapsamında sayılmadığı için davalı işverenin yaptığı işlem ve davalı Kurum işlemi yerinde olup davacının kısa vadeli sigortalı olarak gösterilmesi yerindedir. Bu sebeple davacının sigortalılığını talep ettiği tarih itibariyle uzun vadeli sigorta kollarından sigorta başlangıcı yönünde tespitte bulunulamayacağından mahkemenin kararı isabetsizdir.
    Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesine gönderilmesine, Üye ..."in muhalefetine karşı Başkan ..., Üyeler ..., ... ve ..."ün oyları ve oyçokluğuyla, 15.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi

    KARŞI OY

    Davacı 14/4/1989 tarihinde işe başladığını ve işverence işe giriş bildirgesinin kuruma verildiğini belirterek 14/4/1989 tarihinin sigorta başlangıcı olarak tespitini talep etmiştir. İstanbul 33. Bölge Adliye Mahkemesinin davanın kabulüne dair vermiş olduğu kararın bozulmasına ilişkin Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin çoğunluk görüşüne aşağıda belirtilen gerekçelerle katılamamaktayım.
    Uyuşmazlık, davacının halı dokuma işyerinde geçen çalışmasının uzun vadeli sigorta kolları kapsamında olup olmadığı ve davacının sigorta işe giriş bildirgesinde çalışma başlangıcı olduğu belirtilen tarihteki çalışmasının yöntemince kanıtlanıp kanıtlanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
    I) El Halıcılığı Dokuma İşyerlerinde Çalışanların Sigortalılığı:
    506 sayılı Kanun"un ilk halinde "el halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar" hakkında özel bir düzenleme bulunmamakta iken; 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 20.06.1987 tarih ve 3395 sayılı Kanun"un 1"inci maddesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3 üncü maddesinin II numaralı fıkrasına aşağıdaki (D) bendi eklenmiştir.
    "D) El halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında yalnız iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kollan uygulanır. Ancak bunlar istekleri halinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kollan bakımından 85 inci madde hükmüne göre isteğe bağlı sigortalı olabilirler."
    06.08.2003 günü yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanun"un 57"nci maddesiyle söz konusu bent yürürlükten kaldırılmış olup Kanun"da yürürlükten kaldırmaya yönelik yasama işleminin geriye yürütüleceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
    İşin, işverene ait atölye ve fabrika benzeri bir işyerinde, işverenin denetim ve gözetimi altında ve ona bağımlı olarak geçmesi durumunda yapılan işin hizmet akdi niteliğinde olduğu ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olacağı belirgindir.
    Kırklareli ilinde halı dokuma işinde çalışanlar tarafından açılan sigorta başlangıç tarihinin tespiti davalarının kabulüne dair kararların Yargıtay tarafından onandığı, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 21.04.2016 gün ve 2016/5478 - 2016/6136 E.K; Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 16.11.2017 gün ve 2016/15755 - 2017/9339 E.K.; Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 16.11.2017 gün ve 2016/16248 - 2017/9342 E.K.; Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 25.01.2018 gün ve 2016/15537 - 2018/611 E.K.; Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 22.03.2018 gün ve 2016/16489 - 2018/2657 E.K.; Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 29.03.2018 gün ve 2018/1130 - 2691 E.K.sayılı kararlarının bu yönde olduğu görülmektedir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.05.2019 gün ve 2016/21-626 E. 2019/522 K.sayılı kararında açıklandığı üzere; hukuk devleti, devlet ve insan faaliyetlerine yön veren, yönetilenlere hukuk güvenliği sağlayan ilkeler bütünüdür. Devletin organ ve kurumları bakımından bu ilkeler birer sınırlama niteliği taşırken, vatandaşlar açısından hukuki güvenlik içinde yaşamanın araçları olarak işlev görmektedir.
    Hukuki güvenlikle bağlantılı olarak “genellik” ve “öngörülebilirlik”, hukuk devletinin iki temel unsuru kabul edilir. Genellik unsuru, hukukun özel kişi ya da durumlara değil, herkesi kapsayacak biçimde genel, soyut ve tarafsız, geçmişe uygulama yasağı çerçevesinde ileriye yönelik, kamuya açık kurallar üzerine inşa edilmesi anlamını taşır.
    Hukukun öngörülebilirliği ise, hukukun anlam açısından belirgin ve açıkça ifade edilmiş, istikrarlı ve birbiriyle uyumlu kurallar ile önceden tahmin edilebilir uygulamalara dayanmasıdır. Bireylerin hukukun gerektirdiği şeyi önceden bilmeleri ve davranışlarını buna göre düzenlemelerini sağlayan bir ilke olarak hukuki öngörülebilirliğin hukuki belirlilik ile ilişkisi, bu noktada çok açıktır. Hukuk kurallarının bütünüyle belirsiz olduğu kabul edildiğinde, hukuki öngörülebilirlikten de söz edilemeyecektir. Hukuki güvenirlik ve yargı erkine güven sağlandığından kamu yararı ile doğrudan ilgilidir. Buradaki asıl amaç hukuki barışın sağlanmasıdır.
    El halıcılığı dokuma işyerlerinde çalışan bir kısım sigortalıların hizmet tespiti veya sigorta başlangıç tarihinin tespiti davaları kabul edilmiş, Yargıtay onamasından geçerek kesinleşmiş ve bu kişilere uzun vadeli sigorta kollarından yaşlılık aylığı dahi bağlanmış iken bir kısım sigortalıların davalarının reddedilmesi, toplumdaki adalet anlayışını örseleyen, hukuki güvenlik ilkesini ihlal eden sonuçlara yol açacağından çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
    II) Hukuki Güvenlik İlkesi:
    El halıcılığı dokuma işinin işverene ait atölye ve fabrika benzeri bir işyerinde, işverenin denetim ve gözetimi altında ve ona bağımlı olarak geçmesi durumunda yapılan işin hizmet akdi niteliğinde olduğu ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olacağı açık olup; bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kolları kapsamında sayılmamalarını gerektirir gerçek ve makul bir neden olmadığından, Anayasal sosyal güvenlik güvenlik ilkesine aykırı Kanun hükmünün dar yorumlanması gerektiği kanaatindeyim.
    El halıcılığı dokuma işyerlerinin asli işi "el halısı dokunması" olup bu işi yapanların sigortalı sayılmamasına karşın bu işyerlerinde şoför, aşçı, yönetici olarak çalışan kişilerin sigortalı sayılmasının makul bir izahı bulunmamaktadır.
    Bu çalışanların uzun vadeli sigorta kolları kapsamı dışında tutulması, ölçülülük ilkesine aykırıdır ve Anayasal sosyal güvenlik ilkesinin ihlali sonucunu doğurduğundan, yargısal içtihatlarda anılan Kanun hükmü dar yorumlanarak hizmet akdi unsurlarını eksiksiz taşıyan iş ilişkisinin tespitine imkan tanınmalıdır.
    III) Çalışma Olgusunun Tespiti:Somut olayda, davacının çalışmasının işe giriş bildirgesine uygun biçimde ancak malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olmayanlar için düzenlenen (kısa vadeli sigorta kolları kapsamında çalışanlara mahsus) dönem bordrosu ile Kuruma bildirildiği, dinlenen tanık beyanlarından davacının sigorta başlangıç tarihindeki çalışmasının bordro tanıklarının beyanları ve kısa vadeli sigorta kolları bordroları ile kanıtlandığı, başvuru koşulunun yerine getirildiği, davacının çalışmasının çırak olarak geçmediği, işin işverene ait atölye ve fabrika benzeri bir işyerinde, işverenin denetim ve gözetimi altında ve ona bağımlı olarak geçmesi nedeniyle yapılan işin hizmet akdi niteliğinde olduğu ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olacağı, Kırklareli ilinde halı dokuma işinde çalışanlar tarafından açılan sigorta başlangıç tarihinin tespiti davalarının kabulüne dair kararlarının Yargıtay tarafından onandığı, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 21.04.2016 gün ve 2016/5478 - 2016/6136 E.K; Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 16.11.2017 gün ve 2016/15755 - 2017/9339 E.K.; Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 16.11.2017 gün ve 2016/16248 - 2017/9342 E.K.; Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 25.01.2018 gün ve 2016/15537 - 2018/611 E.K.; Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 22.03.2018 gün ve 2016/16489 - 2018/2657 E.K.; Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 29.03.2018 gün ve 2018/1130 - 2691 E.K.sayılı kararlarının bu yönde olduğu, eldeki davanın sigorta başlangıç tarihinin tespitine yönelik olduğu ve tüm dosya kapsamı ile davacının çalışmasının uzun vadeli sigorta kollarına tabi olduğu anlaşıldığından, bozma yönündeki çoğunluk görüşüne belirtilen nedenlerle katılamamaktayım.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi