22. Hukuk Dairesi 2014/1164 E. , 2015/12741 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesini ödenmeyen işçilik alacakları sebebi ile haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık haklı sebebine dayanılarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacı işçinin fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda; davacının fazla çalışma ve hafta tatili alacağı talepleri tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, imzalı bordro ile ödendiği kabul edilen dönemler dışlanarak hesaplama yapılmıştır. Ancak, bilirkişi tarafından da tespit edildiği şekilde davacının bordrolarının incelenmesinde; tahakkuk ettirilen miktarlar değişse de belli periyotlarla yapılan ödemenin hiç değişmediği, hatta aynı miktar ödeme yapılabilmesi için bazen sabit ücretin dahi daha düşük tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; bordrolardaki tahakkukların gerçek bir ödemeyi göstermediği açıktır. Bordrolarda tahakkuk ettirilen miktarların gerçek bir fazla çalışma ve hafta tatili çalışması ödemesi olmadığı tespit edildiğinden, tahakkuk olan dönemlerin hesaplamadan dışlanmaması gerekir. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hafta tatili alacağı hesaplanırken; davacının izinde olduğu sürelerin dışlanıp dışlanmadığı denetlenemediğinden bu husus ayrıca bozma sebebi yapılmıştır.
4.Davacının genel tatil alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda; davacının genel tatil alacağı talebi tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının tüm genel tatillerde çalıştığı kabul edilmişse de; davacı tanıklarının dini bayramlarda isteyenin çalıştığını, istemeyenin çalışmadığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının dini bayramlarda da çalıştığı yöntemince ispatlanamadığından, genel tatil alacağının dini bayramlar dışındaki genel tatiller için hesaplanıp hüküm altına alınması gerekir.
5.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacakları hesaplanırken %30 indirim yapıldığı belirtilmesine rağmen; bu indirimin sabit ücretten mi, çalışılan gün ve yapılan fazla çalışma saatinden mi yoksa toplam miktardan mı yapıldığı ve ne şekilde yapıldığı da denetlenememektedir. Bu hususta denetime elverişli bir bilirkişi raporu aldırılarak karar verilmelidir.
6.Davacı işçiye davalı işveren işyerinde sağlanan yemek sosyal yardımı hususu ihtilaflıdır.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının giydirilmiş ücreti belirlenirken, 2011 yılında bir öğün yemek bedelinin 5,50 TL olduğu belirtilerek, günde üç öğün yemek bedeli olan 16,50 TL yemek yardımından faydalandığı kabul edilerek sonuca gidilmiştir. Kabul edilen miktar 2011 yılı için fahiş olup, öğünlerden birinin kahvaltı olması ve yemek yardımının işverene maliyeti de göz önünde bulundurularak yemek yardımı miktarı belirlenmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olup, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
7.6.138,07 TL"nin kıdem tazminatı olduğu dosya kapsamından anlaşılmakla birlikte, hüküm fıkrasında bu miktarın hangi alacak olduğunun belirtilmemesi de; infazda tereddüt oluşturacağından hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.