Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5056
Karar No: 2022/1361
Karar Tarihi: 22.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/5056 Esas 2022/1361 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/5056 E.  ,  2022/1361 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasında birleştirilerek görülen asıl ve birleşen dava ile karşı davaya konu alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl ve birleşen davanın kabulüne karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, asıl ve birleşen davada davalı-karşı davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 22/02/2022 tarihinde asıl ve birleşen davada davacı-karşı davalı vekili Av. ... ile asıl ve birleşen davada davalı-karşı davacı vekili Av. ... ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı- karşı davalı asıl davada, Ankara 18. Noterliğinin 31.08.1999 tarih ve 32427 yevmiye numaralı vekaletname ile davalıyı vekil tayin ettiğini, 24.000, 00 TL bedelli çeki tahsil etmek amacıyla davalının icra takibi başlattığını, karşılıksız çek keşide etmek suçundan da borçlular hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, icra takibi nedeniyle borçlunun adresine hacze gidildiğini, 10.05.2002 tarihinden sonra icra dosyasında herhangi bir işlem yapılmadığından dosyanın işlemden kaldırıldığını, 20.08.2007 tarihinde dosyanın yenilendiğini ve yenileme isteminin 27.08.2008 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun takibin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile İcra Mahkemesine şikayette bulunduğunu, şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, borçlu hakkında Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesine açılan davadan onayını almaksızın vazgeçtiğini, davalının bu olaylarla ilgili kendisini haberdar etmemesi nedeniyle 20.01.2010 tarihli azilname ile davalıyı vekillikten azlettiğini, bu nedenle alacağına kavuşamadığından maddi zarara uğrattığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalının ihmali sonucu uğradığı 33.145,00 TL'lik maddi zararın 28.03.2001 takip tarihinden itibaren yıllık %85 oranında faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davacı-karşı davalı birleşen davasında; alınan bilirkişi raporunda 80.206,82 TL faiz alacağının tespit edildiğini belirterek 80.206,82 TL alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı- karşı davacı, asıl ve birleşen davanın reddini dilemiş, karşı davasında; alacağı vekalet ücreti nedeniyle fazlaya ilişkin dava, talep ve manevi tazminat talepleri saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL'nin faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, asıl ve birleşen davanın zamanaşımından karşı davanın esastan reddine ilişkin olarak verilen kararın, işin esasına girilmesi gerektiğinden bahisle bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; asıl ve birleşen davanın kabulüne, 33.145,00 TL zarar, 80.206,82 TL faiz olmak üzere toplam 113.352,82 TL alacağın 33.145,00 TL'sine 23/02/2010 dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; asıl ve birleşen davada davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacı-karşı davalı, 24.000, TL bedelli çekin icra kanalıyla tahsili için davalı avukata vekalet verdiğini, davalı avukatın özensiz davranması nedeniyle alacağına kavuşmadığını ileri sürerek uğradığı zararın tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda asıl ve birleşen davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 33.145,00 TL toplam alacağa 21.03.2001 tarihinden eldeki dava tarihine kadar faiz hesabı yapılmıştır. Oysa davalı avukat tarafından başlatılan icra takibinde 24.000 TL asıl alacak, 1.200 TL karşılıksız çek tazminatı, 7.825 TL işlemiş faizi ve 120 TL çek komisyonu olmak üzere toplam 33.145 TL talep etmiş olup, talep edilen 33.145,00 TL’nin 7.285,00 TL’si işlemiş faiz alacağı olup, bilirkişi tarafından toplam alacağa faiz işletilmek suretiyle faize faiz yürütülmüştür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 121/son (B.K 104/son) maddesi gereğince faize faiz yürütülemez. Bununla birlikte faize ilişkin hesaplamanın takip tarihi olan 28.03.2001 tarihinden itibaren tespit edilemesi gerekirken 21.03.2001 tarihinden itibaren hesaplanması da doğru görülmemiştir. O halde mahkemece açıklanan hususlar gözetilmek suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken faize faiz işletilmek ve takip tarihi dışında bir tarih esas alınarak hesaplama yapılmak suretiyle karar verilmesi hatalı olup, kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacı-karşı davalıdan alınıp asıl ve birleşen davada davalı-karşı davacıya verilmesine,
    peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/02/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.




    KARŞI OY

    Davacı vekili, davalıyı vekil tayin ettiğini, davalının da davacıya ait çek nedeniyle 24.000 TL asıl alacak, 1.200 TL karşılıksız çek tazminatı, 7.825 TL işlemiş faiz ve 120 TL çek komisyonu talebi ile toplam 33.145 TL icra takibi yaptığını ancak ihmali nedeniyle alacağı zamanaşımına uğrattığını, toplam 33.145 TL zararının faiziyle tahsilini talep etmiştir.
    Daire çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf, davacının müvekkili davalıdan talep ettiği 7.825 TL işlemiş faizin TBK 121/son hükmü “Temerrüt faizine, ayrıca temerrüt faizi yürütülemez.” Kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    TBK 121/1 maddesine göre, “Faiz veya irat borcunu ya da bağışladığı bir miktar parayı ödemekte temerrüde düşen borçlu, icra takibine girişildiği veya dava açıldığı günden başlayarak, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür.”
    Somut olayda, davalı çek borçlusu değildir. İşlemiş faiz 24.000 TL bedelli çek borçlusuna karşı takip yapılmış olsaydı TBK 121/son hükmüne göre işlemiş temerrüd faizine tekrar faiz işletilmesi mümkün olmayacaktı. Ancak davada talep konusu, davalı avukatın görevini ihmal nedeniyle davacının toplam 33.145 TL toplam zararına neden olmasıdır. Yani davalı, davacıyı 33.145 TL zarar vermiştir. Bu zarar davacı ve davalı yönünden yeni bir borç ilişkisidir. Davalı, davacının faiz alacağını tahsilinden de mahrum bırakmıştır. Bu nedenle tahsil edilemeyen faiz alacağı davacı yönünden artık faiz alacağı değil temel alacaktır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle somut olayda TBK 121/son hükmünün uygulanamayacağı, yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi