Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7611
Karar No: 2022/1345
Karar Tarihi: 22.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7611 Esas 2022/1345 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/7611 E.  ,  2022/1345 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : SERİK 1. ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; alacaklısı bulunduğu senetlere dayanarak davalılar hakkında başlatmış olduğu kambiyo senetlerine özgü takibin talikine dair açılan davada, senetlerin zamanaşımına uğradığından bahisle takibin geri bırakılmasına karar verildiğini, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, bu kez davalılar ile aralarındaki temel borç ilişkisine dayanarak davaya konu ilamsız icra takibini başlattığını, davalıların haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını, davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
    Davalılar; takibe konu alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    İlk derece mahkemesince; davacı ile davalılardan ... arasında düzenlenen 26/02/2001 tarihli protokol ile adi ortaklık ilişkisi kurulduğu, davacı tarafından ortaklık tasfiye payı alacağının tahsili amacıyla senetlerin icra takibine konu edildiği, böylece ortaklığın feshedildiği, alacağın beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, bahse konu takip dosyasında yapılan son işlemin (haciz istemli) 09/10/2008 tarihli olduğu, bu nedenle alacağın 10/10/2013 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı; diğer taraftan icra takibine konu bonoların da zamanaşımına uğraması nedeniyle, bonolarda avalist olarak imzası bulunanan davalı ...'nın da sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle; davanın davalı ... yönünden esastan, diğer davalı ... yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2)Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK. 620/1 md.).
    6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 1. maddesi; “Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmünü içermektedir.
    Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen TBK'nın 639. maddesinin 7. bendinde ise, "Haklı sebeplerin bulunması halinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla" ortaklığın sona ereceği belirtilmiştir.
    Adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi için ortaklık süresinin önemi bulunmamaktadır. Haklı sebeple fesih hakkı; mutlak ortaksal bir hak olup, bu hakkın ortaklık sözleşmesiyle sınırlandırılması veya tamamen ortadan kaldırılması olanaksızdır. Gerçekten ortaklar arasındaki ilişkinin devam etmesini haklı göstermeyecek bazı durumlar ortaya çıkarsa, bu durumda ortakların ortaklığın feshini mahkemeden istemesi mümkündür. Hatta belirli süreli ortaklıklarda da sözleşmede belirtilen ortaklık süresinin bitmesinden önce haklı sebeple sözleşmenin feshi davası açmak olanaklıdır ( Şener, Oruç Hami, Adi Ortaklık, Ankara: Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 482 ).
    Ortak tarafından ileri sürülen sebebin, ortaklığın sona erdirilmesine olanak sağlayacak derecede haklı olup olmadığının belirlenmesi mahkemenin takdirindedir.
    Ayrıca fesih talebinin mutlaka fesih istenmesi şeklinde açıkça olması zorunluluğu yoktur. Örneğin; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır.
    Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır.
    Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır. Taraflar tasfiye konusunda anlaşmadığı takdirde ortaklığın tasfiyesinin mahkemece TBK’nın 642 vd. madde hükümlerine uygun olarak yapılması gerekir.
    Öte taraftan; adi ortaklık ilişkisine dayanılarak ortaklar arasında açılmış bulunan davalar, TBK'nın 147 inci maddesinin dördüncü bendi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabi olup; tasfiye alacağı bakımından zamanaşımı süresi, ortaklığın sona erdiği andan itibaren başlayacaktır.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; taraflar arasında düzenlenen 26/02/2001 tarihli sözleşme uyarınca, davacı üreticiye ait 2001-2002 ve 2003 üretim sezonuna dair tarım ürünlerinin davalı tüccar ... tarafından pazarlanması suretiyle elde edilecek gelirden, mahsul masrafları düşüldükten sonra kalan bedelin davalının hesabında birikeceği, her yılın sonunda bu şekilde hesapta biriken paranın karşılığında, davalı tarafından teminat amaçlı düzenlenen bonoların davacıya verileceği, 2003 yılı sonunda hesapta biriken toplam bedel davacının ortaklığa
    getirdiği katılım bedeli olarak kabul edilip, aynı miktarda paranın yine davalı ortak tarafından ortaklığa sermaye olarak konulacağının taahhüt edildiği, kazancın aralarında % 50 -% 50 paylaşılması suretiyle ortaklık ilişkisinin 2003 yılı mısır alım sezonu olan 30/09/2003 tarihinde başlayacağının kararlaştırıldığı, böylelikle taraflar arasında TBK'nın 620. maddesi (BK'nın 520. maddesi) uyarınca adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu anlaşılmıştır.
    Somut olayda davacı; davalının kambiyo senedine dayalı borcunu ödemediğini, sebepsiz zenginleştiğini, davalı aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak başlatmış olduğu takibin senetlerin zamanaşımına uğradığından bahisle geri bırakılmasına karar verildiğini, bu kez aralarındaki temel borç ilişkisine dayanarak ilamsız icra takibi başlattığını ileri sürerek takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş olup; davaya konu icra takibinin konusunun, davacı ortağın ortaklığa getirmiş olduğu sermaye bedelinin tahsili isteminden ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
    Bununla birlikte; sermaye bedelinin iadesi istemi adi ortaklığın fesih ve tesfiyesi talebini de kapsamakta olup, taraflar arasında ortaklık ilişkisinin sona ermediği sabittir. Her ne kadar, ilk derece mahkemesince, davacı ortak tarafından senetlerin takibe konulmasıyla birlikte adi ortaklığın fesih ihbar suretiyle sona erdirildiği kanaatine varılmış ise de; ortaklık ilişkisinin sona erdiği bildirisinin, fesih ihbarda bulunan ortak tarafından diğer ortağa karşı açık bir irade beyanıyla yapılması gerektiğinden, davacı ortağın fesih iradesinden söz etmek mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, taraflar arasında kurulan adi ortaklık ilişkisinin sona ermediği, ancak ortaklık ilişkisinin devamının artık mümkün olmadığı, zamanaşımı süresinin ortaklığın sona ermesiyle birlikte başlayacağı dikkate alınıp, davalı ortak ...'in zamanaşımı def'inin reddine karar verilerek, işin esasına girilip adi ortaklığın haklı nedenle feshi ile birlikte tasfiyesine karar verilmesi, ortaklığın tasfiyesi kapsamında, taleple bağlı kalınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi