Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4193
Karar No: 2022/1355
Karar Tarihi: 22.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/4193 Esas 2022/1355 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/4193 E.  ,  2022/1355 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen araç mülkiyetinin tespiti ve tescili davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalılar ..., ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 22/02/2022 tarihinde davalı ... ve diğerleri vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kendisine ait ... plakalı ...marka aracını satmak için internet sitesine ilan verdiğini, davalılardan İbrahim’in kendisini telefonla arayarak yanlarında çalıştığı diğer davalı ... ve iş ortağı ...’ın iş yerine davet ettiğini, yapılan görüşme neticesinde aracın satışı konusunda 220.000,00 TL karşılığında anlaştıklarını, bunun üzerine davalı ...’e aracı satması için noter vekaleti verdiğini ve aynı gün bankada ödeme için bekletildiği sırada, davalı ... tarafından davalılardan ...’e araç satışının yapıldığı, satış işlemini ... adına vekaleten davalılardan ...’in gerçekleştirdiğini, ertesi gün 05.05.2015 tarihinde ...’in noter satış sözleşmesi ile aracı davalı ...’a sattığını, ...’ın banka havalesi ile
davalı ...’a 185.000,00 TL para havalesi yaptığı ve bu şekilde davalıların eylem ve fikir birliği içinde dolandırma kastıyla mülkiyeti ele geçirdiklerini ileri sürerek vekaletnamenin geçersizliğinin tespiti ile irade fesadı nedeniyle yapılan tüm satış işlemlerinin geçersizliğinin tesbiti ile iptaline aracın mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine ve aracın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., kendisinin iyi niyetli olduğunu, aracı 190.000,00 TL’ye aldığını ve satış bedelini ödediğini, parayı hesaptan gönderdiğini, 5.000,00 TL'sini elden ödediğini, kendisine husumetin yönetilmesinin haksızlık olduğunu, davalı ... ve ... dışındaki iki davalıyı tanımadığını, dolandırıcılık olayında kendisinin ilgisinin olmadığını, ceza dosyasında beraat ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı ...; ...’ın yanında çalıştığını, davalı ...’ın 185.000,00 TL satış bedelini banka kanalıyla havale ederek geriye kalan 5.000,00 TL'yi ise vekalet sahibi ...’a elden ödeme yaptığını, satışın noter huzurunda ve resmi olduğunu, ...’ün vekaletnamesi bulanamadığından aracı önce ...’ün yeğeni olan diğer davalı ... adına aldığını ancak sonradan ...’e devrettiğini, satış bedelinden anlaşıldığı üzere paranın ... tarafından gönderildiğini, aracın ...'e ait olduğunu, ceza dosyasında beraat ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince; davalı ... ve ...’ın davacının iradesini fesada uğrattığı, hileli işlemler yapmak suretiyle vekaletname aldığı ve herhangi bir bedel ödemeden satışı gerçekleştirdiğinin ceza mahkemesince dinlenen tanık ve taraf beyanları ile sabit olduğu, davalı ...'ın oto alım satım işi yapan bir kişi olup, bedel havale ederken bu konuda bedelin aracın malikine ulaşması hususunda gereken özeni göstermesi gerektiği, bu nedenle davacının davalı ..., ... ve vekil sıfatıyla hareket eden ...’e karşı da korunması gerekli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalılar ..., ..., ... vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince oy çokluğu ile; davalıların ceza davasında beraat ettikleri, davacının aracın anahtarlarını kendi rızasıyla teslim ettiği, aracı satın alan davalılardan ...’in satış bedelini ödediği ve satış öncesinde davalı ...’in davacıyı arayarak aracın satışı ile ilgili görüştüğü, istinaf eden davalıların dolandırıcılık kastıyla hareket etmedikleri kabul edilmek suretiyle davalılar ..., ..., ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74. maddesi gereğince "Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz." Dolayısıyla ceza mahkemesince verilen beraat kararı; kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacaktır. Ancak hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide gerekse Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle "fiilin hukuka aykırılığı" konusu ile hukuk hakimin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıyacaktır. Bu doğrultuda maddi vakıanın tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayıcı olup ceza mahkemesince bir maddi vakıanın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/11-92 E. 2018/1362 K. sayılı kararı).
Somut olayda; kararı istinaf eden davalılar her ne kadar ceza davasında beraat etmişler ise de; ceza dosyasındaki anlatımlar eldeki dava dosyası ile bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının aracını satmak için internete ilan verdiği, davalı ... tarafından davacının satış konusunda görüşmek üzere iş yerine çağrıldığı, burada davalı ... ile davalı ...’in davacıyı yanılttıkları, davacıdan aracın satışının yapılması amacıyla davalı ...’in vekil tayin edildiği vekaletin alındığı, araç bedelinin ödenmesi hususunda davacının oyalandığı, davalı ...’in aracın satışını davalı ...’e vekaleten davalı ...’e yaptığı, araç bedelinin ise ... tarafından davacı asile değil de, davacıya vekaleten hareket eden davalı ...’in hesabına gönderildiği, davalı ...’ın oto alım satım işi ile uğraşmakta olduğu ve araç satış işlemlerini bilebilecek durumda olması, satış esnasında davalı ...’in davacıyı arayarak bedeli alıp almadığı hususunu sorduğu olguları hep birlikte göz önüne alındığında davalıların el ve iş birliği içinde hareket ettikleri anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki gerekçesi yerinde olup, bölge adliye mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalılar ..., ..., ... vekili istinaf yoluna başvurmuş olmasına karşılık, bölge adliye mahkemesince bu davalılar yönünden sınırlı inceleme yapılması gerekirken, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi