
Esas No: 2021/4286
Karar No: 2022/1400
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/4286 Esas 2022/1400 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/4286 E. , 2022/1400 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ANKARA 13. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı, davalı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 22/02/2022 tarihinde davacı vekili Av. ..., ile davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı firma ile arasında 24/12/2012 tarihli ATPL (A) entegre uçuş eğitimine ilişkin sözleşme yapıldığını, uçuş eğitim kursunu 31/12/2014 tarihinde başarı ile ve başarı sırasının ikinci sırasında tamamladığını, sözleşmenin 8.2. maddesi gereğince eğitimi ikincilikle bitiren kursiyerlere Boeing/Airbus serisi uçaklarda tip eğitiminin ücretsiz olarak verileceği kararlaştırılmasına rağmen eğitimin tamamlanmasından sonra davalının talebini yerine getirmediğini, son olarak 05/03/2015 tarihinde söz konusu eğitimin İstanbul'da başlayacağının bildirilmesi üzerine İstanbul'a gittiğini, ancak davalının eğitim verecek firma ile arasındaki mevcut sorunlar nedeniyle eğitimin yapılmadığını, davalıya gönderdiği 30/03/2015 tarihli ihtarname ile de sonuç alamaması üzerine sözleşme ile vadedilen eğitimi dava dışı bir firmadan 35.000 Euro karşılığında aldığını, eğitim için ödediği 115.395,00-TL'den davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.500,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; ıslah dilekçesi ile talebini 35.000 Euro olarak artırmıştır.
Davalı, davanın zamanaşımı, husumet ve iş bölümü yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının, dava dışı firmadan aldığı uçuş eğitimine ilişkin bedeli davalıdan talep edebileceği gerekçesi ile 35.000 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karara karşı taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, davanın kısmi dava olduğu, dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin geçmediği, ancak ıslah tarihi itibari ile ıslah talebine konu miktara ilişkin olarak zamanaşımı süresinin geçtiği, mahkemece yabancı para cinsinden alacağa hükmedilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin esastan reddine, davalının istinaf talebinin kabulüne, Ankara 13. Tüketici Mahkemesinin 17/10/2019 tarih, 2015/1377 esas, 2019/454 karar sayılı ilamının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, 3.500,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacı ile davalı kurum arasında 24/12/2012 tarihinde yapılan sözleşme kapsamında pilot eğitim kursunu ikincilikle bitiren davacıya taahhüt edilen Boeing/Airbus serisi uçaklarda tip eğitiminin verilmemesi sebebiyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı olan sözleşme tarihi itibari ile uygulanması gereken 4077 sayılı Kanun'un 4/A (6502 sayılı Kanun'un 13, 14, 15 ve 16. maddeleri) maddesinde; "Sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilânlarında veya standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak kabul edilir. Tüketici, hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde bu ayıbı sağlayıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, sözleşmeden dönme, hizmetin yeniden görülmesi veya ayıp oranında bedel indirimi haklarına sahiptir. Tüketicinin sözleşmeyi sona erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile yetinilir. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 4 üncü maddede belirtilen şartlar çerçevesinde tazminat da isteyebilir. Sağlayıcı, tüketicinin seçtiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Sağlayıcı, bayi, acente ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Daha uzun bir süre için garanti verilmemiş ise, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile ayıplı hizmetten dolayı yapılacak talepler hizmetin ifasından itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak, sunulan hizmetin ayıbı, tüketiciden sağlayıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz. Ayıplı hizmetin neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek edinilen hizmetler hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz. Bu hükümler, hizmet sağlamaya ilişkin her türlü tüketici işleminde de uygulanır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Dosya kapsamından; davacının, davalı tarafından düzenlenen uçuş eğitim kursuna katıldığı ve uçuş eğitimini ikincilikle tamamladığı, davalının 24/12/2012 tarihli sözleşmenin 8.2. maddesinde, 7-12 kursiyer sayısıyla açılan eğitim grubunu ikincilikle bitiren kursiyere Boeing/Airbus serisi uçaklarda tip eğitiminin ücretsiz olarak verilmesini taahhüt ettiği, davalı tarafından söz konusu eğitimin davacıya verilmediği, davalının sözleşme kapsamında taahhüdünü yerine getirmemesi sebebiyle davacının aynı eğitimi başka bir kurumdan aldığı anlaşılmaktadır. Davalı, 24/12/2012 tarihli sözleşmenin 8.2. maddesi gereği promosyon taahhüdünü hiç yerine getirmediğinden, dava konusu olayda hizmet ayıplı olup, bu ayıbın davalı tarafından gizlendiği anlaşıldığından davalı taraf ağır kusurludur. Bu sebeple 4077 sayılı Kanun'un 4/A (6502 sayılı Kanun'un 16. maddesi) maddesi gereği ağır kusurlu olan davalının zamanaşımı süresinden yararlanamayacağı dikkate alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.