10. Hukuk Dairesi 2015/6467 E. , 2015/11670 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti, istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı vekili, davalı işveren siyasi parti genel başkanlığına ait...995 tarihinde hizmet akdine istinaden çalışmaya başladığını ve bu çalışmasının 09/10/2010 tarihine kadar devam ettiğini, bu nedenle 15/06/1995 ile 09/10/2010 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece 2820 sayılı Yasanın 71. maddesine göre siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazlı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinde yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden parti tüzel kişiliğinin sorumlu tutulamayacağı, davacının çalışma iddiası ile ilgili olarak tanık beyanları dışında başkaca herhangi bir belgenin bulunmadığı, bu bağlamda davacının davalı parti il teşkilatında yapmış olduğu çalışma var ise gönüllülük esasına dayanacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişitir.
1-)Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez...haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik
hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet sözleşmesinin, “Hizmet akdi, bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeği taahhüt eder” şeklindeki bağımlılık unsuruna yer vermeyen mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 313/1.maddesindeki tanımı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 393/1 maddesi ile “Hizmet sözleşmesi işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle isgörmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan ise göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde bağımlılık unsuru da kabul edilerek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 8. maddesindeki tanıma benzer düzenleme yapılmıştır. Ayrıca, 6098 sayılı Kanunun 394/son maddesi ile de “Geçersizliği sonradan anlaşılan hizmet sözleşmesi, hizmet ilişkisi ortadan kaldırılıncaya kadar, geçerli bir hizmet sözleşmesinin bütün hüküm ve sonuçlarını doğurur” düzenlemesi ile hizmet sözleşmesinin geçersiz olarak kurulmuş olması halinde, geçersizliği ortadan kaldırılıncaya kadar geçerli bir sözleşmenin hüküm ve sonuçlarını doğuracağı benimsendiği, ayrıca 2820 sayılı Kanunun 71.maddesi; “Mali Hükümler” başlığı altında, partilerin giderlerinin yapılmasındaki usul ve esaslar ile mali sorumluluk hallerini düzenleyen hükümler olup, anılan maddelerin taraflar arasındaki işçi işveren ilişkisi nedeni ile dava konusu olayda uygulanabilirliğinin bulunmadığının da kabulü gerekmektedir. (HGK 10.04.2013 Tarih ve 12/9-1134/E- 13/467 K sayılı karar )
Hukuk Genel Kurulu kararı ile hizmet sözleşmesini ilgilendiren işlemlerde Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu dışında alt kademe organlarının yaptıkları sözleşmeler ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı parti tüzel kişiliğinin sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda anlatılanlar ışığında, incelenen dava dosyasında;
Mahkeme gerekçesinde 2820 sayılı Yasanın 71. maddesine göre siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazlı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinde yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden parti tüzel kişiliğinin sorumlu tutulamayacağı belirtilmiş ise de, siyasi partilerin kurulmaları, teşkilatlanmaları, faaliyetleri, görev, yetki ve sorumlulukları, mal edinimleri ile gelir ve giderleri, denetlenmeleri, kapanma ve kapatılmalarıyla ilgili hükümleri düzenleyen 2820 sayılı ...Kanunu’nun 3.maddesi hükmü, siyasi partilerin ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olduğunu, 7. maddesi hükmü; Siyasi partilerin teşkilatının; merkez organları ile il, ilçe ve belde teşkilatlarından... Grubu ile İl genel meclisi ve belediye meclisi gruplarından ibaret olduğunu düzenlerken; aynı Yasa"nın 70. ve 71.maddeleri ise; “Mali Hükümler” başlığı altında, partilerin giderlerinin yapılmasındaki usul ve esaslar ile mali sorumluluk hallerini düzenleyen hükümler olup, anılan maddelerin dava konusu olayda uygulanabilirliği bulunmadığından davalı Genel Merkezin işverenlik sıfatını ortadan kaldırmayacaktır.
Kaldıki mahkemenin davanın reddine yönelik kabulü de eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Davacınn davalı işveren nezdindeki çalışma iddiasının tespiti amacıyla öncelikle davalı işyerinin kapsamı, davacının davalı işyerinde hangi işlerde çalıştığı, bu çalışmalarının ne kadar süreyle yapılabileceği, buna göre çalışmasının tam zamanlı çalışmayı gerektirip gerektirmediği, çalışmanın varlığı ve süresi yöntemince araştırılmalı, mahkemece dinlenen davacı tanığı ..."nun davalı işverenin..., diğer davacı tanığının ise parti üyesi olup olmadığı usulünce tespit edilmeli, davalı işverenden tespiti istenilen dönemi kapsar mahiyette Konya İl Başkanlığı teşkilatında görev alanların isimleri istenerek bu isim listesinden mahkemece resen seçilecek tanıkların davaya konu uyuşmazlık ile ilgili bilgi ve görgülerine başvurulmalı, aynı çevrede iş yapan başka işverenler veya bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler, komşu işyeri tanıkları re’sen saptanarak dinlenilmeli, dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşursa bu çelişki yöntemince giderilmeli, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
2-)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “ müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunur” hükmü gözetildiğinde ret nedeni ortak olan ve avukatla temsil edilen davalılar lehine tek avukatlık ücretine karar verilmesi gerekirken, ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.