Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/13494
Karar No: 2012/2868
Karar Tarihi: 28.02.2012

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/13494 Esas 2012/2868 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, orman kadastro haritasında taşınmazının orman sınırları içinde gösterildiği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkeme, davacının talebini kabul etmiş ancak bu karar Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yargıtay kararında, davacının \"hak sahibi\" olmadığı ve orman kadastrosuna itiraz davası açma konusunda aktif davacı olma sıfatı olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, raporlarda çelişki olduğu ve kararın usul ve yasaya uygun olmadığı tespit edilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri 6831 sayılı Orman Yasası'nın 11/1, 3402 sayılı Orman Kanunu'nun 14. maddeleridir.
20. Hukuk Dairesi         2011/13494 E.  ,  2012/2868 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, müvekkili hakkında 6831 sayılı Orman Yasına muhalefet suçlamasıyla açılan davalarda müvekkilinin evinin ve müştemilatının kapsadığı alanın orman sayılmayan yerlerden olduğu saptanarak müvekkilinin suçlamalardan beraat ettiğini ve kararın Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onanarak kesinleştiğini, yörede yapılan orman kadastro çalışmalarında da 11 nolu orman kadastro komisyonunun müvekkilinin yaptığı ev ve müştemilatı gördüğünü ve melen orman işletme şefliği yazısında ve Sulh Ceza Mahkemesine sunulan bilirkişi raporlarında müvekkilinin taşınmazının 16-17-18 ve 19 numaralı orman sınır noktaları arasında orman sınırı dışında ziraat arazisi olarak bırakıldığını ancak 23/12/2009 tarihinde askı ilanına verilen orman kadastro haritasında müvekkilinin taşınmazının tutanağın aksine 16 ve 17 numaralı Orman Sınır Noktalarının solunda orman sınırları içinde gösterildiğini belirterek 16 ve 17 numaralı Orman Kadastro Sınır Noktalarının solunda kalan ve müvekkilinin işgalindeki yaklaşık 700-800 m²’lik yerin orman kadastro sınırları dışına çıkartılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacının davasının kabulüne ve orman bilirkişi ...’in 15/03/2011 tarihli raporunda dava konusu yerin orman kadastro haritasında 16-17-18 ve 19 numaralı Orman Sınır Noktalarının solunda kaldığı gerekçesiyle dava konusu yerin orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 2003 yılında yapılan ve 23/12/2009 ila 23/06/2010 tarihleri arasında ilan edilerek eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
    Mahkemece, dava konusu edilen yerler eski tarihli resmi belgelere göre orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle, davacı gerçek kişinin davasının kabulüne karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya içeriğine, toplanan deliller ile usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Şöyle ki; 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde "orman kadastro komisyonlarınca sınırlama ve 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı ".... hak sahibi gerçek ve tüzel kişilerin altı aylık askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde itiraz edebileceklerinin" belirtildiği, yasa metninde geçen "hak sahibi" ya da "sahiplik" kavramından ne anlaşılması gerektiği, orman kadastrosunun yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/j ve 24. maddesinde açıklandığı, herhangi bir belgeye dayanmayan ya da orman kadastro tutanağının düzenlendiği tarihe kadar 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı koşulları taşımayan davacı zilyetliğinin korunmaya değer, yasada ve yönetmelikte öngörülen "hak sahibi" olma ve dolayısıyla davacı kişiye orman kadastrosuna itiraz davası açma konusunda aktif davacı olma sıfatı vermeyeceği açıktır.
    Somut olayda, yörede yapılan orman kadastrosunun 23/12/2009 tarihinde ilan edildiği ve davanın 18/06/2010 tarihinde 6 aylık süre içinde açılmış olduğu anlaşılmakta ise de, 04/03/2011 tarihinde yapılan keşif sırasında beyanı alınan yerel bilirkişiler..., ... ve ..., davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki evi 1999 yılında meydana gelen depremden sonra yaptığını, daha öncesinde ise bu yerde oturmadığını, davacı ...’ın evini yapmış olduğu yerin geçmişte yeşillik olduğunu ve mera olarak kullanıldığını beyan etmişlerdir. Hal böyle olunca, davacı gerçek kişi tarafından, orman kadastro tutanaklarının düzenlendiği 2003 yılından önce 20 yıl davasız (çekişmesiz) aralıksız ve malik sıfatıyla sürdürülen bir zilyetliğin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı gerçek kişinin, dava konusu taşınmazlar ile ilgili olarak hakkında 6831 sayılı Orman Yasasına muhalefet etme suçlamasıyla açılan ceza davalarından beraat etmesi davacı kişiye "hak sahibi" olma ve dolayısıyla orman kadastrosuna itiraz davası açma konusunda aktif davacı olma sıfatı veremeyeceğine göre, davacı gerçek kişinin açtığı davanın reddine karar vermek gerekirken, mahkemece değinilen yönler gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    Kabule göre de; fen bilirkişileri ... ve ...’ın 13/06/2011 tarihli ek raporu ile uyumlu olmayan ancak mahkemece hükme dayanak alınan raporu düzenleyen orman bilirkişisi ...’in 15/03/2011 tarihli raporunda, dava konusu edilen yerin 16-17-18 ve 19 numaralı orman sınır noktalarının solunda, orman sayılmayan yer olarak sınırlandırıldığını (orman kadastro sınırları dışında olduğunu) ifade ettiği halde, bu rapor dayanak yapılarak dava konusu yerin orman sınırları dışına çıkartılmasına karar verilmesi çelişki arz ettiğinden isabetsiz olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 28/02/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi