Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9007
Karar No: 2022/1228
Karar Tarihi: 17.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9007 Esas 2022/1228 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/9007 E.  ,  2022/1228 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında birleştirilerek görülen itirazın iptali ve alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda;, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı asıl davada; davalı ile 3 adet sözleşme imzaladıklarını, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmeyen davalının aldığı avansları ve teslim edilmiş her türlü emtiayı geri vermekle yükümlü olduğunu bu nedenle başlattığı icra takibinin, davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; sözleşmelerin Ulaşılabilir Yaşam Derneğinin genel merkezi yönetim kurulu üyesi tarafından ve genel merkez adına imzalandığını, bu nedenle öncelikle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, ayrıca iddiaların soyut nitelikte kaldığını, sözleşmeye konu bütün edimlerin yerine getirildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 01/02/2012 tarihli ve 2011/15397 Esas - 2012/1727 Karar sayılı kararıyla; "1-davacı ile davalı ... yönetim kurulu üyesi Yekbun Uzun arasında 30/06/2006 tarihinde ‘Koyunculuk Projesi’ kapsamında 3 adet sözleşme akdedildiği, dava dışı Yekbun Uzun isimli şahsın davacı tarafından dava dilekçesi ile davalı olarak gösterilen ... Ovacık Şubesi üyesi ya da temsilcisi olmadığı, mahkemece temsilcide yanılma olduğu gözönüne alınarak, dava dilekçesinin gerçek hasma tebliğ edilmesi için davacı tarafa süre verildikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma sonrası asıl dosya ile birleştirilen davada ise davacı; asıl davada davalı dernek ile imzalanan üç adet sözleşmenin yerine getirilmesi hususunda gerekli denetim ve gözetim görevlerinin yerine getirilmemesinden kaynaklı oluşan vakıf zararının vakıf yöneticileri olan davalılardan tazminini talep etmiştir.
    Birleşen dosya davalıları; kendilerinin ihmal veya kasıtlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davada davalı Derneğin sözleşmede belirtilen süre içerisinde yükümlülüklerinin hiçbirini yerine getirmediği, ödenen bedelleri farklı şekilde harcadığı, bu nedenle davacının ödemiş olduğu 242.909 TL'nin iadesini isteyebileceği, ancak iade borcu dönme ile doğduğundan ödeme tarihinden itibaren toplam 73.386,23 TL işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı; ayrıca daha öncesinde davalı Derneğin temerrüde düşürüldüğü davacı tarafından ispat olunamadığından faiz başlangıcının icra takip tarihi olarak kabulünün gerekeceği, birleşen davada ise vakıf mütevelli heyeti üyeleri olan birleşen dosya davalılarına, asıl dosya davalısı Derneğin sözleşme yükümlülükleri yerine getirmediği halde ödeme yapmak ve işi kabul etmek kusur olarak yüklenebilir ise de; asıl dosyanın kabulüne karar verildiği ve ödenen bedelin icra takibi yoluyla geri alınabileceği nazara alındığında davacı Vakfın zararının oluşmadığı, ancak ödenen bedelin geri alınmasının imkansız hale gelmesi durumunda zarar oluşabileceği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile; davalının İcra sayılı dosyasındaki ödeme emrine itirazının 242.909 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, itirazın iptaline karar verilen miktarın % 20'si olan 48.581,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiş.
    2-Davacının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 67. nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "yüzde kırkından" ifadesi, 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 11. nci maddesiyle "yüzde yirmisinden" şeklinde değiştirilmiştir. Gerek bu değişiklik, gerek 6352 sayılı Kanun ile İİK'na eklenen geçici 10. uncu madde uyarınca icra inkar tazminatı; Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan veya açılacak olan itirazın iptali davalarında (asıl alacak üzerinden) asgari %40, Kanun'un yürürlük tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında ise (takip halinde hükmolunan meblağ üzerinden) asgari %20 oranında uygulanacaktır.
    Buna göre mahkemece davaya konu icra takibinin 03/02/2010 tarihinde başlatılmış olması nedeniyle davacı lehine asıl alacak üzerinden asgari %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden, yanılgılı değerlendirme ile "20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün fıkrasının asıl vaya ilişkin (3) numaralı bendinde yazan "% 20" ve "48.581,80 TL" çıkarılarak yerlerine "%40" ve "97.163,60 TL" ifadelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'ın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi