
Esas No: 2021/4201
Karar No: 2022/1188
Karar Tarihi: 17.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/4201 Esas 2022/1188 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/4201 E. , 2022/1188 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi olduğunu, ...’e ait 4 adet, ...’ye ait 1 adet reçetenin hasta ya da yakınına teslim edilmediği gerekçesiyle hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 Yılı protokolünün 5.3.2 maddesi gereği 75.271,60 TL ceza şart ile 15.054,32 TL reçete bedeli tahsili ve ve 1. kez uyarı cezası verilmesi işlemi uygulandığını, bir çete tarafından yazdırılan söz konusu reçetelerin sahte olabileceğini bilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle kurum işleminin iptalini ve davalı idarenin hukuka aykırı bu kararları nedeni ile mesleki itibari üzerine ve manevi olarak büyük bir yıkım yaşadığından 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; eczacı ya da eczane çalışanının ilaçları teslim alan kişinin ilaç şebekesi elamanı olduğunu tespit etmesinin mümkün olmadığı, davacı veya çalışanları hakkında açılmış bir ceza soruşturması veya ceza davasının olduğunun iddia edilmediği, olayın ilaç şebekesi elemanlarının örgütlü ve organize olarak düzenlediği, ayrıca Kurumun yapmış olduğu tespit de göz önünde bulundurulduğunda, davacı eczanenin katılımı olmaksızın 3. kişilerce yapılan usulsüz işlemlerden dolayı davacıya cezai şart uygulanmasının hak ve nesafete uygun olmayacağından İstanbul SGK İl Müdürlüğü Süreyyapaşa Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin davacı hakkında vermiş olduğu 29/03/2016 tarih ve E.1855713 nolu cezai işlemde, protokolün 5.3.2. maddesi gereği verilmiş olan 75.271,60 TL cezai şart ve aynı madde gereği 1. kez yazılı uyarı işleminin iptaline, reçete bedeli tahsili işleminin iptaline ilişkin talebin ve şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının ve davalının istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Davalının temyiz itirazlarının incelenmesi yönünden;
Uyuşmazlığa ilişkin 5510 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde “...25) Sağlık hizmeti sunucusu: Sağlık hizmetini sunan ve/veya üreten; gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubelerini... ifade eder”
67/3. maddesinde; “...Ayrıca genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için sağlık hizmet sunucularına başvurduklarında acil haller hariç olmak üzere (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra); biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulamasının yapılması ve/veya nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından verilen resimli sağlık kartı belgelerinden birinin gösterilmesi zorunludur...”
71. maddesinde; “Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmeti sunumu aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra), 67 nci maddenin üçüncü fıkrasında sayılan belgeleri ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kendi adına bir başkasının sağlık hizmeti almasını veya Kurumdan haksız bir menfaat temin etmesini sağlaması yasaktır. Bu fiilleri işleyenlerden Kurumun uğradığı zararın iki katı kanunî faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilir ve ilgililer hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır. Bu Kanunun uygulamasında acil hallerin ve acil sağlık hizmetlerinin neler olduğuna, hangi yöntem ve ölçütlerle tespit edileceğine ilişkin hususlar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
103. maddesinde; “Kurumca yapılan inceleme neticesinde; a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği, b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği, c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği, d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği, e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı, tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilleri işleyen veya sağlık hizmeti satınalınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen hükümlere aykırı davrandığı tespit edilen sağlık hizmeti sunucularının Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri feshedilebilir ve Kurumca belirlenecek süre içinde tekrar sözleşme yapılmaz. 71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır...” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda; davalı Kurum tarafından davacı eczanenin faturalandırdığı 5 adet reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahiplerine ya da yakınlarına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahiplerine veya ilaçların teslim edildiği yakınlarına ait olmadığının tespit edilmesi üzerine, Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 Yılı protokolünün 5.3.2. maddesi uyarınca cezai işlem uygulanmıştır. Yapılan hukuk ve ceza yargılamaları ile uyuşmazlık konusu ...’e ait 4 adet, ...’ye ait 1 adet reçetenin hastalar veya yakınları tarafından değil, başka bir eczanenin kalfası tarafından hastaların haberi olmadan yazdırılıp, ilaçların alındığı tespit edilmiştir. Her ne kadar sahte reçete tanzimine davacı veya çalışanlarının iştiraki olmasa da dava konusu 5 adet reçetenin bizzat hastalara teslim edilmiş gibi Medula kaydı oluşturmaları ve ilacı alan kişinin kimlik kontrolünü yapmamaları nedeniyle kusurludurlar. Oysaki yukarıda bahsi geçen 5510 sayılı yasanın 67/3, 71/1 ve 103/2 maddeleri uyarınca sağlık hizmeti sunucularının kimlik kontrolü yapmaları gerekmektedir. Bu nedenle Kurumun davacı hakkında cezai işlem uygulaması yerinde olmuştur. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolünün 6.10. maddesindeki “bu protokolün yürürlük tarihinden önceki dönemlerde geçerli olan protokol hükümlerine göre kuruma fatura edilen ve kontrolleri kurum tarafından bu protokol yürürlük tarihinden sonra yapılan reçeteler için, ya da reçete kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih uyarı ve cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiil/fiiller için kurumca bu protokol hükümleri uygulanır. Ancak eczacı tarafından Kurumdan tebligat tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep edilmesi halinde, ilgili protokol hükümleri uygulanır.” hükmü uyarınca cezai işleme konu 2012 Yılı protokolünün 5.3.2. maddesinin, 2016 protokolündeki karşılığı olan 5.3.2. maddesinde yer alan “Eczacının Kuruma fatura ettiği reçetelerde (e-reçete olarak düzenlenenler hariç) bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da ilacı alana teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilacı alana ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın veya ilacı teslim alan kişinin ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmüne göre davacının ceza miktarında indirim yapılmış olmasını dikkate alan Ecz. ... ... ... tarafından dosya kapsamında tanzim edilmiş bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan 176,40 TL temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.