Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/427
Karar No: 2022/1257
Karar Tarihi: 17.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/427 Esas 2022/1257 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/427 E.  ,  2022/1257 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ve adli yardım talepli olarak davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; adli yardım talebi ile temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; davacı ...'nın eşi diğer davacıların babaları olan ...'nin 23/10/2011 tarihinde ilçede meydana gelen deprem sırasında davalının inşa ettirdiği ve kafe olarak işlettiği dükkanda müşteri iken binanın yıkılması nedeniyle enkaz altında kalarak vefat ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacılardan Semiha için 25.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 5.000 TL cenaze ve defin gideri, 100.000 TL manevi tazminat, çocuklar Rabia ve ... için ayrı ayrı 5.000'er TL destekten yoksun kalma tazminatı, ayrı ayrı 75.000'er TL manevi tazminatın deprem tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep edilmişlerdir.
    Davalı; vefat edenin deprem esnasında kafede olmadığını, aynı sokak üzerinde kafesi ile karşılıklı olan beş ayrı kafe ve kulubün bulunduğunu, ölenlerin hangi kafede ve kulupte olduklarının belli olmadığını, depremin şiddetinin 7.2 büyüklüğünde olup binaların yıkılmasının kaçınılmaz olduğunu, olayda kusurunun bulunmadığını, tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 131.984,92 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 5.000 TL cenaze ve defin giderinin, davacı ... için 36.195,43 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı ... için 30.000 TL manevi tazminatın, davacı ... için 15.000 TL manevi tazminatın deprem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı Rabia'nın davanın açıldığı tarihte ölü olması sebebi ile talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1)Dava, deprem nedeniyle desteğin ölümünden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi; "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de bağlı değildir.
    Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez." denilmektedir. Aynı düzenleme yeni 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 74. maddesi hükmünde de “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde önceki kanuna paralel şekilde düzenlenmiştir.
    Yukarıda geçen açık hüküm karşısında; ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Öğreti ve uygulamada hukuk hakimi, maddi olaylara ve özellikle fiilin hukuka aykırılığına ilişkin olarak ceza hakimi tarafından yapılan tespitlerle bağlıdır. Hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsü; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak, delilleriyle tespit edilip edilmediğidir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı ...'nın eşi ve diğer davacının babası olan ... ...’ın 23/10/2011 tarihinde Van İli ... İlçesinde meydana gelen deprem neticesinde hayatını kaybettiği dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece her ne kadar desteğin davalıya ait kafede vefat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/271 soruşturma numaralı dosyasında destek ... ...'ın da yer aldığı, bu soruşturma neticesinde ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/108 Esas sayılı dosyasında sanık ... hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde sanıklardan ... hakkında binanın mülkiyetini miras yolu ile kazandığı, binanın sağlamlığını kontrol ettirme noktasında bir yükümlülüğünün olmadığı ve bu nedenle cezai sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle beraat kararı verildiği, söz konusu kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
    Eldeki davada uyuşmazlık, davacıların desteği ... ...’ın nerede öldüğünün açık ve net bir şekilde belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Bu noktada ise, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/108 Esas sayılı dava dosyasında verilen kararın, söz konusu maddi olgu yönünden bu davayı etkileyeceği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca mahkemece; ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/108 Esas sayılı dava dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi