17. Hukuk Dairesi 2013/5351 E. , 2014/5742 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ihtiyadi tedbir davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı uyuşmazlık konusu olmayan mallar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı ..."ın işleteni ve sürücüsü olup olay tarihinde geçerli trafik (...) sigortası bulunmayan aracın tam kusurlu şekilde sebebiyet verdiği trafik kazasında, davacı ..."in maliki olduğu karşı araç sürücüsü davacı ... ile araç içindeki yolcular Remziye ve Fatma"nın yaralandığını, araçta da hasar oluştuğunu ileri sürerek, davacı ... için maddi tazminat ile diğer davacılar için 10.000,00"ar TL. manevi tazminatın (toplam 33.000,00 TL.) davalı taraftan tahsiline ve hasara neden olan araç ile davalı ..."ın diğer taşınır-taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, uyuşmazlık konusu olmayan mallar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, ara karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği gibi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun istinaf yoluna başvurulabilen kararlar başlıklı 341. maddesinin birinci fıkrasında ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulacağı öngörülmektedir. Yine aynı Kanunun temyiz edilemeyen kararlar başlıklı 362.maddesinin birindi fıkrasının (f) bendinde geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararların temyiz edilemeyeceği hüküm altına alınmaktadır. 6100 sayılı Yasaya eklenen Geçici 3.maddenin
birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemeleri kuruluncaya kadar 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği öngörülmektedir. Bu durumda, temyiz incelemesinin yönteminin belirlenmesinde olduğu gibi temyize tabi kararların kapsamının belirlenmesinde de anılan kanun hükümlerinin gözetilmesi gerektiği açıktır. 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin yer aldığı 427 ilâ 444.maddesi hükümleri gözetildiğinde; "geçici ihtiyati tedbir kararlarına karşı yapılan itirazların reddine" ilişkin kararların temyize tabi olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, bu tür kararların aleyhine temyiz yoluna başvurabileceğinin kabul edilmesi durumunda ise ..."ın yapacağı temyiz incelemesinin yönteminin ve vereceği karar sonucunun ne olacağı konusu açıkta kalacaktır. Çünkü, temyiz incelemesi sonucunda verilecek karar sonucu ile istinaf incelemesi sonucunda verilecek kararların nitelikleri farklılık arz etmektedir. 1086 sayılı Kanunun sadece temyize ilişkin hükümlerinin geçici olarak uygulama olanağı bulunmakta olup; ayrıca 6100 sayılı Yasaya göre de, bir geçici hukuki koruma müessesesi olan "ihtiyati tedbir kararları" hakkında bölge adliye mahkemeleri için öngörülen Kanun yolunun, yasal; bir dayanak olmadan temyiz yolu şeklinde yorumlanması yasanın amacına ve müessesenin getiriliş gerekçelerine uygun bir sonuç olmayacaktır.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin ara kararına yönelik temyiz başvurusunun, söz konusu karara temyiz başvuru imkânı bulunmadığı, ... İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunca yapılan 21.2.2014 tarih ve E.2013/1, K.2014/1 sayılı kararla da bu taleplere karşı temyiz yolunun kapalı olduğu görüşü oyçokluğu ile kabul edildiğinden temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz isteminin kararın temyizi kabil olmaması nedeniyle REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 14.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.