
Esas No: 2021/8821
Karar No: 2022/1227
Karar Tarihi: 17.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8821 Esas 2022/1227 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8821 E. , 2022/1227 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; ..., doğumlu müşterek çocukları ...'ın, 19/12/2010 tarihinde alışveriş amacıyla gidilen ve davalı şirket tarafından işletilen...de aniden yürüyen merdivenlere koştuğu sırada düşerek sol elini yürüyen merdivene kaptırdığını, küçüğün kazadan sonra sol el işaret parmağı ile orta parmağını kullanamadığını, kazanın meydana gelmesinde davalı şirket elemanlarının kusurlu olduğunu, olay anında güvenlik görevlilerinin bulunmaması sebebiyle kazanın meydana geldiğini, şirketin kusurlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, küçük için 10.000 TL iş göremezlik tazminatı ve 40.000 TL manevi tazminat, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 20.000'er TL olmak üzere toplam 40.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemişler, 17/09/2021 tarihli ıslah dilekçeleri ile sürekli iş görememezlik tazminatı taleplerini 36.860,77 TL’ye yükseltmişlerdir.
Davalı; herhangi bir kusuru bulunmadığını, gerekli güvenlik hizmetlerinin alındığını, kazanın meydana gelmesinde davacının mutlak olarak kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar, davacıların temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 02/06/2016 tarihli ve 2015/19768 Esas 2016/14198 Karar sayılı kararıyla "Dava, davacıların müşterek çocuğu küçük ...'in, davalı şirketin işlettiği... de geçirdiği kaza nedeniyle istenilen iş göremezlik ve manevi tazminata ilişkindir. Mahkemece, 1. sınıf emniyet müdürü güvenlik uzmanı bilirkişiden rapor alınmak suretiyle, davalı... şirketinin kusursuz olduğu, davacı anne babanın % 100 kusurlu bulunduğu belirtildiğinden, davanın reddine karar verilmiş ise de, davacıların itirazlarında da belirttikleri şekilde, kazanın meydana geldiği yürüyen merdivenlerin güvenlik açısından olması gereken şekilde olup olmadığının tespiti bakımından aralarında iş güvenliği uzmanı ve yürüyen merdivenler hususunda
uzmanlığı bulunan elektrik elektronik veya makine mühendisi bilirkişilerden oluşan üç kişilik heyetten rapor alınması ve tespit edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle, yazılı şekilde, eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi raporunda davacı ...'ın %50, davalının %50 kusurlu olduğu belirtilmiş ise de mahkemenin kusur oranıyla bağlı olmadığı, olayın meydana geldiği tarihte iki yaşında olan davacı ...'ın anne ve babasının bakım ve gözetimi altında olması gerektiği ve ebeveyn olarak gerekli gözetimin yerine getirilmediği bu nedenle davacı ...'ın %70, davalının basiretli tacir olarak gerekli tedbirleri almaması nedeniyle %30 kusurlu olduğunun takdiren kabulüyle bilirkişi raporunda sürekli iş görememezlik tazminatı tutarının toplamda 36.860,77 TL olarak hesaplanmış olduğu, kusur oranları dikkate alındığında 11.058,23 TL maddi zarar talep edilebileceği, davacının malul kalacak biçimde yaralandığı, davalının kusur oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihi, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmaması gözetildiğinde davacı ... yararına manevi tazminata hükmetmek gerektiği, haksız fiil sonucu zarar görenin yakınları ancak zarar görenin ağır bir bedensel zarara uğraması halinde yansıma yoluyla manevi tazminat talep edebileceğinden davacı anne ... ve baba ...'ın yansıma yolu ile manevi tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle; davacı ...'ın davasının kısmen kabulüne, 10.000 TL'nin olay tarihi olan 19/12/2010 tarihinden, 1.058,23 TL'nin ıslah tarihi olan 17/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 19/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacılar ... ve ...'ın davasının reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı ...'ın, kaza sonucu çalışma gücünde oluşan azalma nedeniyle uğradığı zarar, geleceğe ilişkin olduğundan, davacının muhtemel yaşam süresinin usul ve uygulamaya uygun olarak belirlenmesi önem kazanmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; TRH 2010 yaşam tablosuna göre tazminat miktarı hesaplanmış, mahkemece işbu hesap esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Oysa, Dairemizin yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et-Feminine (PMF 1931) tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ve tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Buna göre, mahkemece; bilirkişi tarafından, davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak belirlenmiş olan tazminat miktarına göre karar verilmesi gerekirken, bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak belirlenen tazminata karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkemece; bilirkişi raporunda hesaplanan tazminattan kabul edilen kusur oranlarına göre indirim yapılmış ise de, raporda davalının %50, davacı ...'ın %50 kusurlu olduğu göz önünde bulundurularak hesaplama yapılmış olduğundan, mahkemece tarafların kusur oranları göz önünde bulundurularak yapılan bu tazminat miktarından kabul edilen kusur oranında yeniden indirim yapılarak mükerrer indirim yapılması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4-Bozma nedenine göre, davalının yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, HUMK'nın 428. maddesi gereğince hükmün ikinci bentte açıklanan nedenlerle taraflar yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA, dördüncü bentte açıklanan nedenle davalının yargılama giderine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince davacılar yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık, davalı yönünden kapalı olmak üzere, 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.