Esas No: 2020/1161
Karar No: 2021/3334
Karar Tarihi: 13.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1161 Esas 2021/3334 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1161
KARAR NO: 2021/3334
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2020
NUMARASI: 2016/1153 E - 2020/325 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 13/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 07/05/2012 imza tarihli, 01/07/2012 tedarik başlangıç tarihli 30/06/2013 bitiş tarihli Elektrik Tedarik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin davalıya elektrik satışı yapacağı ve kullanım miktarına göre düzenlenen fatura bedellerini davalının da ödeyeceği konusunda anlaşma sağlandığını, ancak geçerli bir fesih olmadan davalı tarafından başka bir tedarik şirketi ile anlaşma sağlanması üzerine müvekkilinin anlaşma kapsamında davalıdan ceza-i şart fatura bedeli alacağının oluştuğunu, bu kapsamda müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla İstanbul ... İcra Müdürlüğünün... esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan aktif elektrik enerjisi satış sözleşmesi gereğince müvekkiline 22/07/2016 tarihinde ceza-i şart faturası keşide edildiğini, ancak müvekkilinin böyle bir faturadan kaynaklanan borcunun bulunmadığını, müvekkilinin sözleşme tarihinden önce başka bir tedarik firması ile çalışmadığını, sözleşmenin bitmiş olduğunu beyanla , haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ; davalı şirket sözleşme devam ederken başka bir tedarik şirketiyle ikili anlaşmaya yaparak sözleşmenin 7.1 hükmünü ihlal etmiş olup aynı zamanda teminat borcunu yerine getirmeyerek sözleşmenin birden fazla hükmünü ihlal ederek sözleşmenin 8.1. maddesi uyarınca cezai şartı ödemek zorunda olduğu gerekçesiyle, Davanın KABULÜ ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, %20 oranındaki 5.878,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında 07.05.2012 tarihinde imzalanan Sözleşmenin 7. maddesine göre karşı tarafa en az 2 ay önceden sözleşmenin yenilenmeyeceğinin davacı tarafa bildirilmesini öngören hükmüne uygun olarak 14.04.2016 tarihinde ihtarname keşide ettiği ve davacı tarafa 18.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olan ihtarname ile sözleşmeyi 30.06.2016 tarihinde geçerli olmak üzere sona erdirdiği, ilk derece mahkemesinin, sözleşmenin süreye uyulmadan davalı tarafça feshedildiğine ilişkin taktirinin hatalı bir yorum ve eksik inceleme sonucu olduğu, Davacı tarafın, müvekkilinin 01.06.2016 tarihinde başka bir tedarik şirketi ile sözleşme imzalamış olduğu ve bu sebeple davalının sözleşmeyi 01.06.2016 tarihinde feshetmiş olduğuna ilişkin iddiasının haksız olduğu, müvekkilinin bu tarihte bir tedarik şirketi ile sözleşme imzalamış olmadığı, ihtarname göndermek yoluyla sözleşmeyi usulüne uygun olarak 30.06.2016 tarihinde geçerli olmak üzere feshetmiş olduğunu, Davacı tarafın sözleşmeye tek taraflı olarak eklediği ve tamamen haksız şart niteliğinde olan tip sözleşme haliyle müvekkiline imzalattırılan sözleşmedeki cezai şartın geçersiz olduğu, İlk derece mahkemesince işin teknik niteliği gereği istenen iki farklı bilirkişi kurulundaki raporda ; davalının sözleşmeyi uygun bir şekilde sözleşmeyi feshettiği, davalı tarafın sözleşme süresi içinde davacı tarafından tahakkuk ettirilen tüm faturaları zamanında cezai şart oluşmayacak şekilde ödediğinden davalı tarafın davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı, teknik ve bilimsel niteliği bir tarafa bırakılmak suretiyle hukuki bir yorum ile bilirkişi raporunun aksine karar verilmesinin, kararının hatalı olması sonucunu doğurduğu, Takibin devamı kararının faiz yönünden de hatalı olduğu, Davacı tarafın alacağın varlığı, alacağın miktarı ve cezai şartın hukuki geçerliliği yönünden iki taraf açısından açık bir uyuşmazlık bulunduğu gibi, bu haliyle alacağın likit-muaccel kabul edilmesinin de mümkün olmadığı, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir...nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , sözleşmenin erken feshi sebebiyle cezai şart talebine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında fatura alacağına ilişkin 29.259,33 TL fatura alacağı, 131,67 TL faiz olmak üzere toplam 29.391,00 TL bedelin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının yetkiye, borca ve takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür. Dosyada davacı tedarikçi Elektra Enerji firması ile davalı şirket arasında 07.05.2012 tarihinde imzalanmış 11 maddeden oluşan Enerji Satış sözleşmesi ile sözleşme eki Ticari Uygulama Protokolü bulunmakta olup, sözleşmeye göre abonenin 6383453 no’lu tesisatına sözleşmede belirlenmiş şartlarla elektrik enerjisi sağlanacağı, sözleşme süresinin 01.07.2012 tarihinde başlayıp 30.06.2013 tarihinde biteceği kararlaştırılmıştır. Davalı taraf sözleşmeye uygun bir şekilde ve ticari uygulama protokolünde yazdığı gibi iki ay evvelden zamanında, sözleşmeyi yenilemeyeceğini noter kanalıyla 14.04.2016 tarihli ihtarname ile davacı tedarikçi şirkete bildirmiştir. Sözleşme bitiş tarihi 30.06.2013 tarihidir. Davacı taraf ticari uygulama protokolünün 5. maddesine göre faturaları her ayın 15. gününe kadar davalıya faturalandırmaktadır. ...’nin mahkemeye gönderdiği cevap yazısında; ... şirketinin ... sisteminde 01.07.2012 – 01.05.2016 tarihleri arasında işlem gördüğü, sonrasında aynı...numaranın yeni abone ... A.Ş.’ye verildiği bildirilmiştir. Mahkemece yargılamada bilirkişi raporları alınmış, her üç raporda da fesih işleminde davalının kusuru bulunmadığından davacının cezai şart talep edemeyeceği belirtilmiş ise de Mahkemece bu görüşe iştirak edilmeyerek, kararda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargılama alınan en son bilirkişi kurulu raporunda; davalı tarafın sözleşmeye uygun bir şekilde 14.04.2016 tarihinde noter kanalıyla sözleşmeyi fesih edeceğini davacı tarafa bildirdiği, bu tarihin 30.06.2016 tarihinden 2,5 ay öncesi olduğu, bu sürenin fesih işleminin yapılması için yeterli olduğu , dosyadaki bilgilere göre davalı taraf tüm faturları zamanında davacı tarafa ödemiş olup, tarafalar arasında birikmiş ve ödenmemiş fatura bulunmadığı ,bu durumda davalı tarafın fatura ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiği,bu sebeple, davacı tarafın yapması gerekenin davalı ile fesih işlemini başlatıp portföyden dava dışı yeni tedarikçi ...A.Ş.’ye geçiş işini kolaylaştırması gerektiği, ... yazısına göre de, ... numaralı davalının ...sisteminde 01.07.2012 – 01.05.2016 tarihleri arasında işlem gördüğü, sonrasında aboneliğin ... A.Ş.’ye geçtiği ,buna göre davalının tedarikçi değiştirme işlemlerinin yönetmeliğe uygun olarak yapıldığının anlaşıldığı, davalı tarafından yapılan fesih işleminin sözleşmeye uygun olduğu, davalı tarafın fesihi engelleyecek şekilde fatura borcunun olmadığı, davacı tarafın talep ettiği teminat bedelinin fatura ya da faturaların ödenmemesine karşılık davacı açısından bir güvence olacağı, zaten teminatın fatura borcu olmadığından davalıya geri ödenmek zorunluluğunun olduğu, teminatın ilk sözleşmenin yürürlüğe girdiği sözleşme 30.06.2013 tarihinde sözleşme sonlanmadan davacı tarafından belirli taksitlerle faturalara paylaştırılarak davalıdan tahsil edilerek davalıya ait hesapta depolanması gerektiği halde davacı tarafından bunun yapılmadığı, davalı tarafından faturaların zamanında ödenmesinden dolayı teminatın hükümsüz kalacağı ve fesih şartlarını etkilemeyeceği, sonrasında dava dışı ... A.Ş.’ye geçiş işleminin de davacı tarafın belirttiği 28.03.2015 tarihli 29309 sayılı Resmi Gazetede ilan edilen Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğe uygun olarak yapıldığı, yapılan tespitlere göre davacı tarafın davalıdan talep edebileceği herhangi bir cezai şart faturası şartlarının oluşmadığı görüşü bildirilmiştir. Yargılama alınan bilirkişi raporlarında ,davalının sözleşmeye uygun olarak süresinde fesih bildirmi göndererek sözleşmeyi feshettiği ,ödenmemiş fatura borcu bulunmadığı, davacının portföyüne başka bir müşterinin alındığı görüşü bildirilmiştir. Dosya kapsamından davalının sözleşme kapsamında düzenlenen tüm faturaları zamanında ödediği, her hangi bir borcunun bulunmadığı, bu nedenle davacının satmakta olduğu elektrik enerji bedeline karşılık ödeme garantisi amacıyla almayı planladığı teminatı sözleşme sonuna kadar almaya gerek görmediği anlaşılmaktadır.Davacının teminat alınmaması nedeniyle her hangi bir zararının oluşmadığı, başka bir deyişle davacının sözleşmeden kaynaklanan alacağının ve teminat alınmasında her hangi bir menfaatinin bulunmadığı hususu gözetildiğinde, sözleşmenin feshinden sonra teminat verilmemesini gerekçe göstererek cezai şart talebinde bulunması sözleşme hükümlerine aykırı bulunmuştur. Böylece, bilirkişi raporları, taraflar arasındaki sözleşme ve ekine, ibraz edilen delillere göre hazırlanmış olup, denetime elverişli ve hüküm vermeye elverişli olmasına rağmen, mahkemece olaya ve delillere uygun düşmeyen görüş ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve hukuka aykırı görülmekle, davalı tarafın istinaf talebinin kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca, karar kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R:Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın reddine, 2-Harçlar Yasası uyarınca davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının başlangıçta peşin olarak yatırılan 501,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 442,63 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, 3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların kararın kesinleşmesi halinde yatıran taraflara iadesine,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu 22,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/12/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.