21. Hukuk Dairesi 2019/975 E. , 2019/7540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı istemi;
Davacı vekili, davacının davalı işverene ait işyerinde 30/09/2008 – 01/10/2012 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı;
Davalı ...Ş. vekili, davacının davalıya ait işyerinde 15.04.2009 - 19.10.2012 tarihleri arasında çalıştığını, davacının iddialarının yerinde olmadığını beyanla,davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Başkanlığı vekili, Kurum kayıtlarında davacının davalıya ait işyerinde 15.04.2009- 19.10.2012 tarihleri arasında kesintili olarak çalıştığının tespit edildiğini, davacının iddiasını resmi ve yazılı belgelerle ispatlaması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
C)İlk derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
"DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; Davacının, davalı ...Ş. isimli işyerinde 2009 yılı Kasım ayında 9 gün, 2010 yılı Ocak ayında 5 gün, 2010 yılı Şubat ayında 6 gün, 2010 yılı Mart ayında 6 gün, 2010 yılı Nisan ayında 8 gün, 2010 yılı Mayıs ayında 17 gün, 2010 yılı Haziran ayında 8 gün, 2010 yılı Ağustos ayında 9 gün, 2010 yılı Eylül ayında 5 gün, 2010 yılı Kasım ayında 8 gün, 2010 yılı Aralık ayında 3 gün, 2011 yılı Ocak ayında 24 gün, 2011 yılı Şubat ayında 4 gün, 2011 yılı Mart ayında 5 gün, 2011 yılı Nisan ayında 1 gün, 2011 yılı Mayıs ayında 3 gün, 2011 yılı Haziran ayında 5 gün, 2011 yılı Temmuz ayında 6 gün, 2011 yılı Ağustos ayında 3 gün, 2011 yılı Eylül ayında 1 gün, 2011 yılı Ekim ayında 4 gün, 2011 yılı Kasım ayında 7 gün, 2011 yılı Aralık ayında 4 gün, 2012 yılı Ocak ayında 9 gün, 2012 yılı Şubat ayında 19 gün, 2012 yılı Mart ayında 15 gün, 2012 yılı Nisan ayında 6 gün, 2012 yılı Mayıs ayında 5 gün, 2012 yılı Haziran ayında 19 gün, 2012 yılı Temmuz ayında 9 gün, 2012 yılı Ağustos ayında 13 gün, 2012 yılı Eylül ayında 4 gün, 2012 yılı Ekim ayında 4 gün olmak üzere toplamda 254 gün hizmet akdine bağlı olarak SSK"ya bildirilen süre dışında davalı işyerinde çalıştığının TESPİTİNE, fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiştir.İstinaf Başvurusu ;İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Kurum vekili, salt tanık anlatımlarına dayalı olarak hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, Kurumun resmi kayıtlarının aksini ispat edecek belge niteliğinde delil olmadan hüküm kurulduğunu, bordro tanıkları ve birçok tanık ifadelerinin davacı tanıklarının ifadeleriyle örtüşmediğini, davacı tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulduğunu, Kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
“Dosyaya sunulan 15.04.2009 tarihli belirli süreli iş sözleşmesinin ve hizmet aralığının 15/04/2009 – 19/10/2012 olarak gösterildiği ibraname ve kıdem tazminatı bordrosunun davacı imzasını taşıdığı, davacı tarafından imza inkarında bulunulmadığı, hata, hile, ikrah durumu iddiasının olmadığı gibi, bu durumun ispat da edilemediği, sonuç olarak hizmet aralığının 15/04/2009 – 19/10/2012 olarak gösterildiği ibraname ve kıdem tazminatı bordrosunun ve belirli süreli iş sözleşmesinin aksinin eş değer belgelerle kanıtlanamadığı gözetilmeksizin, kısmi bildirimlerin 30 güne tamamlanması suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu…” gerekçesiyle; davalı ... Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nin 26.10.2017 tarih, 2014/96 Esas ve 2017/368 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Davanın REDDİNE,karar verilmiştir.
E)Temyiz; Davacı, kayısı bölümünde devamlı çalıştığını, tanık anlatımlarıyla sürekli çalıştığının ortaya konulduğunu belirterek verilen kararı temyiz etmiştir.
F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 15/04/2009-19/10/2012 tarihleri arası 1083496 sicil sayılı davalı işyerinden çalışmalarının kısmi olarak bildirildiği, davalı işyerinin 19/09/2006 tarihinde 506 sayılı yasa kapsamına alındığı, imzalı ücretsiz izin istek formalarının yer aldığı ve bu formalarda bulunan imzaların davacı tarafından kendisine ait olmadığına dair herhangi bir itirazın olmadığı, davacı ve bordro tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.Somut olayda; eksik bildirim ve ücretsiz izin belgelerindeki sürelerin hatalı hesaplanarak değerlendirildiği ve bu belgelerdeki süreler dikkate alınmadan hatalı karar verildiği anlaşılmaktadır.Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verilmişse de, yukarıda açıklanan nedenlerle kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.