
Esas No: 2021/2749
Karar No: 2022/1211
Karar Tarihi: 17.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/2749 Esas 2022/1211 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/2749 E. , 2022/1211 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davalılardan ....,oğulları Tic. Ltd. Şti. ve ... Konut Yapı Kooperatifi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan ..., ..., ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisinde bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; müteahhit olup aynı zamanda diğer davalı şirketin en büyük hissedarı ve yetkilisi olan davalılardan ...'ın, davalı ... kurarak inşa edeceği dairelerinin tapusunu vereceği vaadlerinde bulunarak aidatlar topladığını, dairelerini en kısa zamanda tamamlayıp teslim edeceğini bildirdiği halde, sürekli üyelerini ve şirketinden daire satan alan insanları dolandırıp parasını aldığını, dairelerin tapusunu vermediğini; davalılar hakkında diğer üyelerin şikayeti sebebi ile açılan ceza davasında davalılar ... ve S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi yönetim kurulu üyelerinin mahkumiyetine karar verildiğini; mali imkanları ile biriktirdiği tüm paralarını alan şirket ve kooperatif yetkilileri nedeniyle çok büyük zarar gördüğünü ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ödemiş olduğu daire bedeli ve uğradığı zarar nedeniyle şimdilik 40.000TL'nin faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 12/03/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 80.638,84TL’ye artırmıştır.
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen karar, davalılar .....,oğulları Tic. Ltd. Şti., ..., ... ve ...'nun temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 23/05/2018 tarihli ve 2015/40761 E. 2018/6155 K. sayılı kararıyla; dava dilekçesinde yer alan gerçek ...'ın kim olduğu tespit edilerek, belirlenen adresine tebliğ çıkarılması ve savunma hakkı tanınması suretiyle yargılamaya devam edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davacının davalı kooperatif üyesi olduğu, davacı ile davalı ... yönetiminde olan S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi arasında 20/07/1996 tarihli adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinin düzenlendiği, düzenlenen sözleşme gereğince davacının taşınmaz bedelini ödediği, ödemenin yapıldığı tarihler arasında davalı kooperatifin yönetiminde diğer
davalıların yer aldığı, ancak söz konusu taşınmaz devrinin davalı taraflarca gerçekleştirilmediği, davacı ile davalı kooperatif arasında düzenlenen taşınmaz satışına ilişkin sözleşmenin resmi biçimde yapılmamış olması nedeniyle hukuken geçersiz olduğu; bu nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmayacağından davacının ödediği satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca dava tarihinde ulaştığı güncel bedeli davalılardan talep edebileceği; ancak, davacının davalı şirket ve davalı kooperatif hakkındaki davasını atiye bıraktığı gerekçesiyle; davalı kooperatif ve şirket yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile 80.638,84 TL'nin dava tarihi olan 21/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; karar, davalılardan ..., ..., ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesi gereğince; maddi vakıaları izah etmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise hakime aittir.
Davacı, davalı kooperatiften daire almasına rağmen devrinin yapılmadığını, bu devrin yapılamamasında davalı müteahhit ve davalı kooperatif yöneticilerinin birlikte sorumlu olduğunu ileri sürerek, davayı davalı müteahhit ve kooperatif yöneticileri olan diğer davalılara yöneltmiştir. Diğer bir anlatımla, dava dilekçesinde açıkça gerçek kişi davalıların suç teşkil eden hukuka aykırı eylemleri nedeniyle doğan zararlarının tazminini isteyerek, haksız fiile ilişkin BK'nın 41 ve devamı hükümlerine dayanmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı gerçek kişilerin, davacı ile davalı ... Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen satış sözleşmesinin tarafı olmadıkları anlaşılmaktadır. Ancak, dosya içerisinde bulunan Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/161 Esas sayılı dosyasına ait bilgi ve belgelerden, gerçek kişi davalılar hakkında kooperatif yöneticisi olmaları nedeniyle görevi kötüye kullanma ve Kooperatifler Kanunu'na muhalefet suçlarından kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; gerçek kişi davalılar hakkındaki ceza dosyasının celbedilerek incelenmesi ve diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi suretiyle hasıl olacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davacı tarafından ileri sürülen vakıaların yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK'nın 428. Maddesi gereğince temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.