Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9299
Karar No: 2022/1143
Karar Tarihi: 16.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9299 Esas 2022/1143 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/9299 E.  ,  2022/1143 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; 01/09/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi uyarınca dava dışı Ufuk Ecer'e ait iş yerinde kiracı olarak bulunduğunu, 01/12/2012 tarihinde ise kiralananı tahliye ederek kiraya verene teslim ettiğini, davaya konu iş yerinin tahliye tarihinden itibaren üç ayı aşkın bir süreyle boş kaldığını, daha sonra malik tarafından bir başka kiracıya kiralandığını; boş kalan süre zarfında mevcut su aboneliğini gerek ekonomik sıkıntıları gerekse iş yoğunluğu nedeniyle iptal ettiremediğini, davalı tarafından 2013/03 dönemine ait 15/03/2013 okuma tarihli ve 14.261,34 TL bedelli faturanın tahakkuk ettirildiğini, bahse konu faturanın iptali talebiyle davalı belediyeye başvuruda bulunduğunu, talebinin kabul edilmediğini, fatura bedelinin ortalama aylık su sarfiyatının üzerinde olduğunu, boş bir dairede bahse konu su tüketiminin yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, ya aboneliğe ait su sayacının bozuk olduğunu ya da hatalı okuma yapıldığını ileri sürerek; haksız tahakkuk ettirilen 14.261,34 TL bedelli faturadan dolayı davalı belediyeye borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
    Davalı; davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davaya konu mevcut borcun davacının kusurlu davranışından meydana geldiğini, taşınmazı tahliye ederken aboneliği iptal ettirmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; dava tarihi itibariyle davalı tarafından davacı aleyhine açılan bir davanın veya icra takibinin bulunmadığı, yine davalı tarafından borcun ödenmesine ilişkin herhangi bir ihtarın da davacıya keşide edilmediği, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine; Dairece verilen 07/06/2018 tarihli ve 2016/19762 E. - 2018/6591 K. sayılı karar
    "...Mahkemece usulüne uygun ön inceleme yapılmadan ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları belirlenmeden karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanununun emredici hükümleri yok sayılarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu 33. maddesi hükmüne açıkça aykırı davranılması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacının aboneliğe ait adresten taşındığı, taşınmazın üç ayı aşkın bir süre boş kaldıktan sonra malik tarafından bir başka kiracıya kiralandığı, davacının kendisi üzerine olan su aboneliğini iş yoğunluğundan iptal ettiremediği, davalı belediye tarafından 2013/03 dönemine ait 15/03/2013 okuma tarihli 14.261,34 TL bedelli fatura düzenlendiği, faturanın iptalinin talep edildiği, ancak davalı belediye tarafından kabul edilmediği, fatura bedelinin yüksek gelmesinin saatten kaynaklandığı, su tüketiminin davacıya ait olmadığı, davacının belirtilen tarihte aboneliğe ait taşınmazda ikamet etmediği gerekçesiyle; davanın kabulüne, davacının davalıya 2013/03 dönemine ait 15/03/2013 okuma tarihli 14.261,34 TL bedelli faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 20/01/2020 tarihli ve 2019/4372 E. 2020/366 K. sayılı kararla; “.. aboneliğini iptal ettirmeyen davacının, abonelik üzerinden tüketilen su bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek, davacının iddiaları da değerlendirilip, tartışılarak; davalı kurumun, davacıdan isteyebileceği fatura bedelinin duraksamasız belirlenmesi noktasında, konusunda uzman bilirkişiden, tahakkuk tarihinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre hesaplamayı içerir, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma kararına uyan mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulü ile davacının davalı kuruma 14.261,34 TL borcunun bulunmadığının tespitine, davacının davalı kuruma şahsi olarak 332,64 TL, aktif kullanıcı ile birlikte 01/12/2021 tarihindeki dönemler için 2.993,76 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava; su aboneliğinden kaynaklı düzenlenen fatura nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK'nın 297. maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
    Bu itibarla; hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
    Somut uyuşmazlıkta; mahkemece, dava konusu talebin tümü yönünden davacının borcu bulunmadığının tespitine karar verilmekle birlikte, şahsi olarak 332,64 TL, aktif kullanıcı ile 01/12/2021 tarihindeki dönemler için 2.993,76 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, böylelikle; menfi tespit istemi tamamen kabul edilerek olumsuz tespit hükmü verilmesine karşın, olumlu tespit hükmü de eklenerek, infazda tereddüt oluşmasına sebebiyet verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi