21. Hukuk Dairesi 2019/173 E. , 2019/7544 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
KARAR
A)Davacı istemi;
Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde 1997 yılı Ekim ayından 2011 yılı Şubat ayına kadar geçen ve Kuruma eksik bildirilen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
B)Davalı Cevabı;
Davalı ... Ayakkabı San.Tic.Ltd.Şti. vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, davalı şirket bünyesinde 2001 yılından 2008 yılına kadar sezonluk işçi olarak yapılan iş başına ücret almak suretiyle aralıklarla çalıştığını, bu aralıklı çalışmaları sırasında başkaca işyerlerinde de çalışmalarının olduğunu, işin niteliği gereği süreklilik arz etmeyen bu çalışmaları sırasında davacı için gerekli tüm sigortalı bildirimlerinin yapıldığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
SGK Başkanlığı vekili, davacının tespitini istediği tarihler arasında başka işverenlere ait işyerlerinde çalışmalarının bulunduğunu ve isteğe bağlı sigortalılığının da mevcut olup ayrıca davada hak düşürücü sürenin de söz konusu olduğunu, davacının iddiasını yazılı belgeler bağlamında somut ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
C)İlk derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
Mahkemece yapılan yargılama sonunda " Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacının ... sicil nolu işyerinde 20/02/2001-23/06/2001, 25/09/2001-19/10/2001, 05/04/2002 - 10/07/2002, 08/10/2002 - 20/12/2002, 19/03/2003 - 19/12/2003 ve 17/04/2004 - 30/09/2004 tarihleri arasında aralıklı olarak 721 gün çalıştığı, bu çalışmalarının tümünün kuruma bildirildiği,
... sicil nolu işyerinde 01/10/2004 - 04/02/2005, 01/04/2005 - 01/08/2005, 10/03/2007 - 01/02/2008 ve 04/02/2008 - 31/01/2011 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden ve cari asgari ücret ile 1447 gün çalıştığı, 431 günlük çalışmasının kuruma bildirildiği, 1016 günlük çalışmasının (04/02/2008-31/12/2008 tarihleri arası için 306,01/01/2009-31/12/2009 tarihleri arası için 340,01/01/2010-31/12/2010 tarihleri arası için 340,01/01/2011-31/01/2011 tarihleri arası için 30 gün) bildirilmediğinin tespitine, " karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili, TÜİK verilerinin ve tanık beyanlarının aksine asgari ücretle çalıştığının kabulünün hatalı olduğu, dosyada dinlenen tüm tanıkların davacının aralıksız çalıştığını beyan ettiği halde mevcut delilleri gerektiği şekilde değerlendirilmeksizin hazırlanan bilirkişi raporunu dayanak alan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı şirket vekili, sadece çelişkili ve davalı şirkete karşı danışıklı beyan veren tanık beyanlarının dikkate alınarak ve yazılı Kurum kayıtlarına itibar edilmeksizin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiş ise de; 25.07.2018 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında anlaşma olduğundan bahisle istinaf başvurusundan feragat ettiğini bildirmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran SGK Başkanlığı vekili, davacının iddiasını Kurum kayıtlarına eş değerde somut belgelerle kanıtlayamadığını, çelişkili ve muğlak tanık anlatımlarını dayanak alan bilirkişi raporunun ve bu raporu esas alan mahkeme kararının da haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
“Davacının eksik bildirim yapıldığını iddia ettiği çalışma döneminde dosya içerisine davalı vekili tarafından sunulan puantaj kayıtları, ücret hesap pusulaları ve ücretsiz izin belgeleri dikkate alınarak 04.02.2008 tarihine kadar çalışmalarının imzalı puantaj kayıtları ile belgelendiği ve aksinin eşdeğer belgelerle davacı tarafından kanıtlanamadığı bu nedenle bu tarihe kadar davacı adına davalı işverenin yanında gösterilen çalışmalarının eksik bildirilmediği, Kuruma hiç bildirilmeyen 04.02.2008- 31.01.2011 tarihi arasındaki çalışmaların dinlenen bordro tanıkları ve işverenin çalışma olgusunu kısmen doğrulayan beyanları dikkate alındığında, mahkeme kararının bu döneme yönelik kabul kararının dosya kapsamı ve 5510 sayılı yasanın 86 /4. fıkrasına göre, işverenin sigortalıların 30 günden az çalıştıklarını gösteren eksik gün nedenleri ile bu nedenle ispatlayan belgelerin kuruma verilmesini işverenin sorumluluğuna bıraktığı, asıl olanın tam çalışma olduğu halde aksinin incelenen davada işverence kanıtlanması gerektiği halde kanıtlanamadığı…” gerekçesiyle; ... 14. İş Mahkemesi"nin, 18.07.2017 tarihli, 2014/8 E, 2017/258 K. sayılı kararına yönelik davacı vekili, davalı vekili ve SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,karar verilmiştir.
E)Temyiz;
Davalı vekili; hizmet döküm cetvelinde yer almayan ve davalı müvekkil tarafından kuruma bildirilmeyen davacı çalışması bulunmadığını belirterek verilen kararı temyiz etmiştir.
Fer’i Müdahil Kurum vekili; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek verilen kararı temyiz etmiştir.
F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, davacının davalı işyerinde 1997 yılı Ekim ayından 2011 yılı Şubat ayına kadar çalıştığının tespiti istemidir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Davalı işverene ait 1000027.35 sicil numaralı işyerinin, 08/01/1993 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, 30/09/2004 tarihinde yasa kapsamından çıkarıldığı, 1111015.35 sicil nolu işyerinin ise 01/10/1997 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı ,davacı çalışmalarının davanın konusu olan dönemde dava dışı iş veren Sinan Beşoğlu"na ait 1151685.30 sicil sayılı iş yerinden 10/05/2000 tarihinde bildiriminin yapıldığı ,davalı işyerinde ise ilk sigortalı bildirimin 20/02/2001 tarihinde yapılmış olduğu, davacının aralıklı olarak bildirimlerinin bulunduğu, davalıya ait iş yerlerinde aralıklı olarak yapılan bildirimlerin 01/02/2008 tarihinde sona erdiği ve 14/03/2011 tarihine kadar davacının başka bir çalışma kaydının görülmediği anlaşılmıştır.Mahkemece; ... sicil nolu işyerinde 01/10/2004 - 04/02/2005, 01/04/2005 - 01/08/2005, 10/03/2007 - 01/02/2008 ve 04/02/2008 - 31/01/2011 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden ve cari asgari ücret ile 1447 gün çalıştığı, 431 günlük çalışmasının kuruma bildirildiği, 1016 günlük çalışmasının (04/02/2008-31/12/2008 tarihleri arası için 306,01/01/2009-31/12/2009 tarihleri arası için 340,01/01/2010-31/12/2010 tarihleri arası için 340,01/01/2011-31/01/2011 tarihleri arası için 30 gün) bildirilmediğinin tespitine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/son maddesindeki: “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü uyarınca hüküm fıkrasının infaza elverişli ve açık olması gerekmektedir.Hükümler davayı esastan çözümleyen, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardır. Hüküm ile taraflar arasındaki uyuşmazlık sona erer ve hüküm kesinleşince artık o uyuşmazlık hakkında yeni bir dava açılamaz. HMK"nun 297/son maddesi gereğince hüküm fıkrasının açık olması taraflara bahşedilen vazife ve haklar, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde yazılmalı, hüküm infazı kabil olmalıdır. Dava açıldığı tarihteki şartlara göre karara bağlanmalı, şarta bağlı ve terditli hüküm kurulmamalı, hüküm fıkrasında asıl taleple birlikte yardımcı talepler hakkında da karar verilmelidir.
Somut olayda; Mahkemece davacının davalı işyerinde yılda iki kez 10’ar günden fuar dönemleri dışlanmak suretiyle çalıştığı sürenin belirlenmesine dair hüküm kurulmuş ise de dışlanan fuar günlerinin hangi tarih aralığında olduğu belirtilmemiştir. Bu şekilde verilen kararın yeterince açık ve anlaşılır olmadığı, infaz kabiliyetinin bulunmadığı ortada olup bu durum bozma sebebidir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince davalı işverenin ve Fer’i müdahil SGK’nın istinaf başvurularının kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.