10. Hukuk Dairesi 2015/10481 E. , 2015/11825 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, Kurumca yersiz tahsil edilen sosyal yardım zammı ve gecikme faizi toplamı 2.513,40 TL"nin dava tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun ek 24/L ve 80. maddeleridir.
Mahkemece, davalı Kurumun, istenen belgeleri süresinde ibraz etmemesi nedeni ile davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğu belirtilmiş olup ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi yararına hak çıkaran tarafa ait olduğu, yasal bir karineye dayanan tarafın, sadece karinenin tarafını oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altında olduğu, kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı tarafın yasal karinenin aksini ispat edebileceği gözetildiğinde ve eldeki davada dayanılan bir karine de bulunmadığının anlaşılması nedeni ile ispat yükü davacıda olup Kurumca süresi içerisinde belgelerin gönderilmemesi nedenine dayalı olarak hüküm kurulamaz.
506 sayılı Kanunun Ek 24. maddesinin (L) bendine göre “Genel ve katma bütçeli idareler, mahalli idareler, döner sermayeli kuruluşlar gibi kamu kuruluşları ile kanunla ve kanunların verdiği yetkiye istinaden kurulan diğer kuruluşlar ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamına giren teşekkül ve kuruluşlarla bunların müessese, bağlı ortaklık ve iştiraklerinden aylık bağlanmasına hak kazandıktan sonra ayrılanlardan;506 sayılı Kanun hükümlerine göre malûllük, yaşlılık ve ölüm aylığı bağlananların ilk sosyal yardım zammı ödemeleri, söz konusu kuruluşlar adına Kurumca yapılır.
Yukarıda belirtilen kuruluşlar adına, Kurumca yapılan ilk sosyal yardım zammı ödemeleri ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar ilgili kuruluşlarca Kuruma ödenmemiş sosyal yardım zammı tutarları bu kuruluşlara yapılacak yazılı bildirim tarihinden itibaren en geç bir ay içinde defaten kuruma ödenir.
Kurumun yazılı bildiriminde isimleri belirtilenlere sonraki aylarda ödenmesi gereken sosyal yardım zammı tutarları, yeni bir bildirim beklenmeksizin ilgili kuruluşlarca, her ay emekli aylığı ödeme tarihlerinden önce Kurumun ilgili hesabına yatırılır.” Geç ödeme halinde ise 506 sayılı Kanunun 80. maddesi gereğince gecikme zammı tahakkuk ettirilir.
Hâl böyle olunca, mahkemece, davacı işveren tarafından sunulan belgeler ile davalı Kurum"dan gelen kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, Kurum ile işveren kayıtlarındaki birbiri ile çelişen hususlar belirlenerek, gerektiğinde, malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı alan sigortalıların sicil dosyaları davalı Kurumdan getirtilmeli, bu çerçevede yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu, davacının sosyal yardım zammı borcu bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, davacının sosyal yardım zammı borcunun varlığı halinde, davacıya, sosyal yardım zammı ödenmeyen sigortalılar için madde hükmü gereğince Kurum tarafından hangi tarihte bildirim yapıldığı, yazılı bildirimin davacıya ulaşıp ulaşmadığı araştırılmalı, şayet ilk bildirim usulüne uygun şekilde davacıya tebliğ edilmiş ve buna rağmen müteakip aylar sosyal yardım zammı ödemeleri süresinde yapılmamış ise bu taktirde, her ay için 6183 sayılı Kanunun 51. maddesine göre gecikme zammı uygulanarak, davacının sorumlu olacağı miktar belirlenerek, varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.