10. Hukuk Dairesi 2015/10055 E. , 2015/11835 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davaya konu olayda; ... ortağı ve aynı zamanda 20.07.2007 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile temsil ve ilzama yetkili müdürü olan davacı hakkında, anılan şirketlerin prim borçlarından dolayı davaya konu ödeme emirlerinin tanzim anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, ödeme emrinin konusu olan 2008/5-2008/9. aylar arasındaki prim borçları yönünden, prim alacaklarına ilişkin olarak getirilen özel nitelikteki düzenleme olan 506 sayılı Yasa"nın 80. maddesidir. Bu maddeye göre, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Bu özel düzenleme karşısında, davacının temsil ve ilzama yetkili olduğu tarihler arasındaki dönemde muaccel hale gelen şirketin borçlarından işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı anılan Yasa gereğidir.
2008/10-2009/3. aylar arasındaki döneme ait prim borçları yönünden ise davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasa"nın 88. maddesi ile getirilen özel nitelikteki düzenlemedir. Bu maddeye göre, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve
müteselsilen sorumludur.”. Bu özel düzenleme karşısında da, davacının temsil ve ilzama yetkili olduğu tarihler arasındaki dönemde muaccel hale gelen şirketin borçlarından işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı belirgindir. Ancak, davacının, şirket müdürlüğünden istifa ettiğini iddia etmesi halinde, hangi tarihte istifa ettiği araştırılarak, şirketin prim borcundan müteselsilen sorumlu olan üst düzeydeki yönetici ve yetkililerin borcun haklı nedenle ödenemediği savunmasında bulunabilecekleri ve haklı nedenin varlığı halinde prim borcundan dolayı Kurum"a karşı işverenle birlikte mütesesilen sorumlu tutulamayacakları gözetilerek, şirketteki temsil ve ilzam yetkisinin kalktığı tarihe kadar 506 sayılı Yasa"nın 80 ve 5510 sayılı Yasa"nın 88. maddesi kapsamında, davacının prim borçlarından sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
2-6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesinde, ödeme emrine itiraz prosedürü düzenlenmiş ve itirazında haksız çıkan borçludan alacağın %10 oranında zamlı tahsil edileceği hüküm altına alınmış olup gerek sözü geçen maddede gerekse 6183 sayılı Yasa"da, itirazın kabulü halinde icra takibini yapan idarenin tazminat yada başka bir yaptırımla yükümlü tutulacağına dair hüküm bulunmadığı halde, davalı Kurumun davacıya karşı kabul edilen tutarın %10’u oranında tazminat ödemeye mahkum edilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.06.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.