Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7580
Karar No: 2013/667
Karar Tarihi: 21.01.2013

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/7580 Esas 2013/667 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2011/7580 E.  ,  2013/667 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı-Karşı Davalı Kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıkların kesildiği tarihten itibaren faiziyle tahsiline,
    Davalı-Karşı Davacı, haksız ödenen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davacı-karşı davalının isteiğinin kabulüne, davalı-karşı davacının isteğinin reddine karar vermiştir.
    Hükmün davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R

    Dava, davacının yaşlılık aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali ile kesildiği tarihten itibaren ödenmeyen aylıklarının yasal faizi ile birlikte tahsili ve birleşen dosyada davacı Kurumun yersiz ödenen aylıkların davalı karşı davacı ..."den tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece; davacı ..."ün davalı ... başkanlığına karşı açmış olduğu kurum işleminin iptali davasının kabulü ile, davacının yaşlılık aylığını iptal eden kurum işleminin iptaline, davacının 20/04/1982-01/01/1990 tarihleri arasındaki .....Terziler Odası Kaydının ve bu döneme ilişkin bağ-kur sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine, davacının yaşlılık aylığının kesildiği tarih olan 01/08/2001 tarihinden itibaren ödenmeyen aylıklarının hakediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve davacı SGK Başkanlığı tarafından davalı ..."e karşı açılan alacak davasının reddine karar verilmiş ise de varılan bu sonuç yerinde değildir.
    Her uyuşmazlığın, dayandığı işlem veya olayların meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal kurallara göre çözümlenmesi gerekeceği ilkesinden hareketle yasal koşulların ayrı ayrı ele alınarak Bağ Kur"luluk statüsünün ortaya konması gerekir. 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 30/01/1990 tarihli giriş bildirgesi ile 01/01/1990 tarihinde başlayan vergi kaydı gereğince davacının sigorta tescilinin yapıldığı, davacının 29/07/1997 tarihli dilekçesi Kuruma başvurarak ... Odası kaydı gereğince sigorta giriş tarihinin 20/04/1982 olarak belirlenmesini talep ettiği, dilekçesinin ekinde bulunan Dernek Durum Belgesinde davacının .... Terziler Odasına 04/05/1970 tarihinde üye olduğunun ve üyeliğinin halen devam ettiğinin ve Vergi Dairesinin yazısında vergiden muaf olduğunun bildirildiği, Kurum tarafından davacının giriş tarihinin 20/04/1982 olarak düzenlendiği, davacının 17/09/1997 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu ve 01/10/1997 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, müfettiş incelemesi sonucu oda kaydı geçersiz sayılarak yaşlılık aylığının kesilmesine karar verildiği, davacının 01/01/1990-15/09/1997 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu ve 01/01/1970 tarihinde başlayan oda kaydının bulunduğu, davacı hakkında dolandırıcılık ve belge ile yalan şahadet suçlamasıyla.... Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/382 Esas sayılı dosyası ile kamu davasının açıldığı ve davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği, ayrıca dosyada bulunan müfettiş raporunun davacının Terziler Odası kaydı ile ilgili olmadığı anlaşılmaktadır.
    Davacının 20/04/1982-01/01/1990 tarihleri arasında geçerli bir oda kaydı bulunmadığından bu dönemde sigortalılık şartlarını taşımadığı açıktır.
    Ancak davalı Kurum’un geçmişe yönelik (uyuşmazlık konusu dönemi de kapsar şekilde) prim tahsil etmesi ve uzun süre bu primleri kullanması, davacıyı tescil edip sigortalılığı konusunda umut verdikten sonra davacının sigortalılığını iptal etmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacaktır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.10.1997 gün ve E: 1997/10-578, K: 1997/758; 24.09.2003 gün ve 2003/10-489, 2003/490 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
    Ne var ki; kimse kendi hilesinden istifade edemeyeceğinden bu kuralın uygulanabilmesi için usulsüz oda kaydının davacının da katılımının bulunduğu muvazaalı bir işlem sonucu oluşturulmaması gereklidir.
    Bu nedenle, davacının da sanıklar arasında bulunduğu Ağır Ceza dosyanın suretinin dosya arasına alınarak incelenmesi ve bu dosya içerisindeki delillerin değerlendirilmesi gerektiği ve davacının oda kaydının iptaline dayanak yapılan müfettiş raporunun da dosya arasına alınarak incelenmesi gerektiği anlaşılmakla Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın kimsenin kendi hilesinden istifade edemeyeceği düşünülmeksizin ceza davasının sonucu araştırılıp dosya ve oda kaydı ile ilgili olarak düzenlenen müfettiş raporu getirtilerek gerekli incelemeler yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalı/karşı davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi