
Esas No: 2022/3621
Karar No: 2022/6745
Karar Tarihi: 06.09.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/3621 Esas 2022/6745 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2022/3621 E. , 2022/6745 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Orman Kadastrosuna İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı ... İdaresi ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... İdaresi, dava dilekçesi ekinde sınırlarını bildirdiği taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu halde yörede 3402 sayılı Kanun'un 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları dışarısında bırakıldığını belirterek, kısmi ilan süresi içerisinde, taşınmazların vasfının orman olarak tespiti ile mülkiyetinin Maliye hazinesi adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece verilen, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, taşınmazların tespit gibi zilyetleri adına tapuya tesciline ilişkin önceki hüküm, Yargıtay tarafından özetle; “ Kısmi ilan süresi içerisinde henüz tutanak düzenlenmeyen taşınmazlara karşı orman idaresince açılacak davalarda husumet nedeniyle davanın reddedilmemesi, tutanak düzenlendikten sonra edinme sebebinde adı geçen kişilerin davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, ... ili Mazıdağı ilçesi ... Köyü 130 ada 1 nolu parselin ... adına tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, 130 ada 2 nolu parselin ... adına tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, 130 ada 3 nolu parselin (A) ile gösterilen 6.088,61 m2' lik kısmının ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen 1.824,40 m2'lik kısmının ise orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 130 ada 7 nolu parselin (A) ile gösterilen 2.354,75 m2'lik kısmının ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen 490.69 m2'lik kısmının ise orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 130 ada 25 nolu parselin (A) ile gösterilen 8.090,96 m2'lik kısmının ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen 14.556,23 m2'lik kısmının ise orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi ve davalı Hazine tararafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davalı gerçek kişiler adına tesciline karar verilen taşınmaz bölümleri yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporuna ekli hava fotoğraflarında görünen koyulukların nedeni denetlemeye elverişli şekilde bilirkişiye açıklattırılmamış ve böylelikle taşınmaz bölümlerinin önceki nitelikleri kesin olarak saptanmadığı gibi, lehine tescili hükmü kurulan gerçek kişi davalılar adına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı da yöntemince araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişisi, bir ziraat mühendisi bilirkişisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz bölümleriyle birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmaz bölümlerinin öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği kesin olarak belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumları saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmaz bölümlerinin dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümleri, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazların gerçek eğimleri, klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmaz bölümlerinin niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği tespit edilmeli; taşınmaz bölümleri üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmaz bölümlerinin 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten, davalı gerçek kişiler adına tesciline karar verilen taşınmaz bölümleri yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporuna ekli hava fotoğraflarında görünen koyulukların nedenini açıklayan, müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı; ayrıca dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmak suretiyle, dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden, taşınmazların evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği ilgili tapu müdürlüğü ve kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün dava konusu 130 ada 1 ve 2 numaralı parseller ile 103 ada 3, 7 ve 25 parsel sayılı taşınmazların A harfi ile gösterilen bölümleri yönünden 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 06.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.