20. Hukuk Dairesi 2012/2890 E. , 2012/3150 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 Sayılı Yasanın (5831 Sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen) ek 4. maddesine göre yapılan kadastroda, ... köyü, 13281 ada 9 parsel sayılı 585,86 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine “6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve kullanıcısının ... olduğu yazılarak tarla vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesbit edilmiştir. Davacı dilekçesinde, kadastro sırasında dava konusu taşınmazı kendisinin kullandığını, adının ..., baba adının ..., doğum tarihinin 1976 olarak tutanağa yazılması gerektiğini; ayrıca, dava konusu taşınmazın üzerindeki evinin tutanakta belirtilmesi gerektiğini, evine inen yolun 13281 parsel içerisinde kaldığını söylemiş ve yapılan hataların düzeltilmesini talep ederek dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm temyiz edilmiş, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 20. Hukuk Dairesi hükmün bozulmasına karar vermiştir. Bozma sonrası yapılan yargılamada, Mahkeme davanın kabulü ile dava konusu parselin 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına aktarıldığının tespitine, taşınmazın davacı ... kızı 1976 doğumlu ..."in kullanımında olduğunun tespitine, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine, kadastro tutanağında geçen ... şerhinin iptaline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastroya itiraza ilişkindir.
3402 Sayılı Yasanın (5831 Sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen) ek 4/1. madde gereğince “6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Yasayla değişik 2"nci maddesi ile 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı sayalarla değişik 2"nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11"inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir.
Kadastro tesbitine itiraz davalarında davalı sıfatı tesbit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi yada kişilere aittir. HGK.2010/7-70-86 sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. 6100 sayılı HMK 119/1. (1086 sayılı HUMK. 179/1.) maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gereklidir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir.
Somut olayda, Kadastro Müdürlüğü’nün davalı gösterilmesinin ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmanın temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir.
Davacının davasının tesbit maliki Hazine"ye yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece kadastro müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin kadastro müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın davalı olarak sadece kadastro müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilde yanılma hali re’sen gözetilerek, davanın tesbit maliki Hazineye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazineye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmelidir.
Bundan başka, tespit tutanağında zilyet olarak adı geçen ... hakkında araştırma yapılması, gerçekte böyle bir şahıs bulunmakta ise usulüne uygun olarak davaya dahil edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan hususlar gözetilmeden yargılama devamla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesin yer olmadığına 05/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.