20. Hukuk Dairesi 2012/584 E. , 2012/3177 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... köyünde 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmalarında orman alanlarının kısmî ilana çıkartıldığını, dava dilekçesine ekli krokide işaretli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırları dışında bırakıldığını belirterek, orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Dava konusu taşınmaz, kadastro müdürlüğünce tespit edilerek tutanağı mahkemeye gönderildikten sonra yapılan yargılama sonunda mahkemece, çekişmeli 116 ada 1, 2 ve 3 nolu parsellerin orman sayılmayan yerlerden oldukları gerekçe gösterilerek, davanın reddi ile 116 ada 1 nolu parselin 1/2 hisse ile davalılar Hakkı ve ... adına, 2 nolu parselin davalı ... adına, 3 nolu parselin davalı ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmış, çekişmeli taşınmazlar orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Orman Yönetiminin, 30 günlük kısmî ilan süresi içerisinde orman kadastrosuna itiraz davası açması nedeniyle dava konusu taşınmaz hakkında malik hanesi boş bırakılmak suretiyle tespit tutanağı düzenlendiğine göre, husumetin Hazine ile birlikte köy tüzel kişiliği ve tespit tutanaklarında isimleri geçen, ya da keşif sırasında belirlenecek olan hak sahibi gerçek ve tüzelkişilere yöneltilmesi gerekir. O halde, Hazineye duruşma günü tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılıp davada taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmelidir. Ayrıca, keşifte uygulanan 1960 tarihli memleket haritasının dayanağı hava fotoğrafı getirtilip, taşınmazın konumu belirlenmediği gibi, kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden tanık da dinlenmemiştir. Bu nedenle, öncelikle Hazine davadan haberdar edilip taraf teşkili sağlanmalı, 1960 tarihli memleket haritasının elde edildiği hava fotoğrafı getirtilip kadastro paftası ile çakıştırılarak, çekişmeli taşınmazın ne şekilde nitelendirildiği ve üzerindeki bitki örtüsü hakkında orman ve fen bilirkişilerden taşınmaz ve komşu parselleri de gösterecek şekilde hava fotoğrafı ile irtibatlı ek rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Zilyetlik maddi bir olgu olup, bunun tanık dahil her türlü delille kanıtlanması gerekir. Salt yerel bilirkişi anlatımı hükme dayanak alınamaz. Mahkemece, taraflardan tanıkları sorulup, H.Y.Y.’nın 259 ve 261. maddeleri gereğince taşınmazlar başında dinlenip; taşınmazların öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmelidir. 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davalılar yönünden tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Yasanın 03.07.2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 05.03.2012 günü oybirliği ile karar verildi.