22. Hukuk Dairesi 2017/21761 E. , 2019/10949 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalılar nezdinde 14/07/2009-21/03/2012 tarihleri arası çalıştığını, davalı ...Ş."nin asıl işveren olduğunu, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar aralıksız çalıştığını; ancak fesih sonrası hak ettiği alacakların işverence ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili, davacının 21/03/2012 tarihinde şantiye formenine işi bırakacağını belirtip işyerinden ayrıldığını, dolayısı ile iş sözleşmesini istifa etmek sureti ile kendisi sonlandırdığından kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, fazla mesai ve tatil çalışması yapmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı usulüne uygun tebligata rağmen herhangi bir cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalılar arasındaki ilişkinin alt-üst işverenlik ilişkisi olduğu, bu sebeple hüküm altına alınan alacaklardan her iki davalının birlikte sorumlu tutulması gerektiği, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği, feshin haklı nedenle yapıldığına, kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1- Taraflar arasında, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedilip feshedilmediği uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde işveren temsilcisi olan yetkili kişi formen ...’nün işten çıkmaya zorlamaya yönelik sen araba kullanmayı bilmiyorsun benzeri sözlerle kullandığı aracın anahtarını aldığını, aynı işyerinde ustanın oğlu diye bilinen...gibi bazı kimselerin araya girmesiyle arabanın anahtarının 2-3 gün sonra kendisine geri verildiğini ve çalışmaya devam ettiğini, ancak bu ve benzeri taciz durumlarının devam ettiğini, bu baskılara ve yıldırmalara dayanamayarak 21/03/2012 tarihinden sonra işi bırakmak zorunda kaldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı talep etmiştir. Her ne kadar mahkemece iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği, feshin haklı nedenle yapıldığına, kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı kabul edilmişse de, davacının beyanına göre işi kendisinin bıraktığı, ancak dosya kapsamından kendisine yapılan baskıyı ve iş sözleşmesini feshetmesini gerektiren haklı nedeni ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddeye göre, hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu, talep edilenden fazla veya başka bir şeye hükmedemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde günlük çalışmanın, her gün saat 08.00 iş başı, 1 saat öğle yemeği, 1 saat akşam yemeği, 2 saat mola, akşam gece saat 24.00’a kadar, net 14 saat çalışma şeklinde olduğunu, bütün hafta sonlarında, farklı bir ödeme yapılmadan, öbür iş günlerinde olduğu gibi çalışma yaptırıldığını, ancak 2 ayda bir 10 günlük izin kullandırıldığını belirtmiştir. Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 2 hafta tatilinde çalıştığı kabulü ile sonuca gidilmişse de, bu hesaplama talebin aşılması mahiyetindedir. Bu sebeple, davacının hafta tatilinin kendi beyanına göre 2 ayda 10 gün izin kullandığı kabulü değerlendirilerek hesap edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3- Dosya içeriğine göre, davalının sunduğu imzalı onaylı Akbank maaş listesine göre 29.03.2012 tarihinde 249,22 TL maaş ödemesi yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemece söz konusu ödeme ücret alacağından mahsup edilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.