Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/50940
Karar No: 2014/1316
Karar Tarihi: 22.01.2014

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/50940 Esas 2014/1316 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2011/50940 E.  ,  2014/1316 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ile hafta tatili ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, 01.11.1988-30.05.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde çaycı olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından emeklilik nedeniyle sona erdirildiğini, son aylık net ücretinin yol ücreti dahil 1.075,00 TL olduğunu, ayrıca yemek yardımı aldığını, davalı tarafından eksik olarak hesaplanan tutarların ödenmesi için ibraname hazırlandığını, kıdem tazminatı fark alacağının 45 günlük ücrete göre hesaplanması gerektiğini, evveliyattan beri süregelen bu uygulamanın işyeri şartı haline dönüştüğünü, emsal davalarda bu yönün kabul edilerek verilen kararların kesinleştiğini iddia ederek kıdem tazminatı, fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının her türlü alacağını aldığına, hiçbir hak ve alacağı kalmadığına ilişkin ibra ve feragatname verdiğini, Yargıtay içtihatlarına göre hiçbir itiraz ileri sürülmeden özgür irade ile imzalanan ibraname nedeniyle davanın reddi gerektiğini, kıdem tazminatlarının 30 gün üzerinden ödendiğini, 45 gün üzerinden kıdem tazminatı ödemesinin kısa dönem sürdüğünü, davacının 25.03.1996 tarihinde işe girdiğini, bu nedenle 01.07.1995 tarihinde yürürlüğe giren TİS hükümlerinden yararlanamayacağını, TİS"nin 30.06.1996 tarihinde sona erdiğini ve yenilenmediğini, 45 gün üzerinden kıdem tazminatı ödenmesi yönündeki uygulamanın 10 yıl kadar önce sona erdiğini, zaten davacıyı kapsamayan bu uygulamanın 10 yılı aşkın süre önce sona ermesiyle davacının kazanılmış hakkından da söz edilemeyeceğini, işyerinde puantaj kaydı tutulup, fazla çalışma, hafta tatili ile resmi ve dini bayram tatili çalışma ücretlerinin bordrolarla ödendiğini, dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık dönem alacaklarının istenebileceğini, önceki dönem alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, usul ve yasaya uygun bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Karar süresi içersinde taraflarca temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5. maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez.
    Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
    Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
    İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
    Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
    Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
    Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
    Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.nun 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
    Dosya içeriğine göre; temyize konu edilen miktar 368,76 TL olduğundan ve karar tarihi itibariyle 1.540,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK.nun 427/2, 432/4 maddeleri uyarınca REDDİNE,
    2- Davacının temyizine gelince;
    Daha önce ... 6. İş Mahkemesi"nin 2008/409 E, 2009/875 K sayılı dosyasında işbu dosya ile aynı gerekçe ile verilen bakiye kıdem tazminatı talebinin reddi kararı Dairemizin 2010/17572 E, 2012/24993 K sayılı ilamı ile; “sendika üyeliğinden istifa etmesi nedeniyle TİS hükümlerinden faydalanma imkanı kalmayan bir kısım işçiye, aynı dönemde iş sözleşmesinin sona ermesi anında 45 gün üzerinden kıdem tazminatı ödendiğinin belirlenmesi halinde, eşit işlem borcu nedeniyle davacının da aynı şekilde 45 gün üzerinden kıdem tazminatı alması gerekecektir. Kendilerine 45 gün üzerinden kıdem tazminatı ödenen işçilerin sendika üyeliğinden istifa etmediklerinin belirlenmesi halinde ise, davacı için 30 gün üzerinden kıdem tazminatı hesaplanması yönündeki işveren işleminin doğru olduğunun kabulü gerekecektir. Mahkemece belirtilen hususlar araştırılarak, elde edilecek verilere göre sonuca gidilmesi gerekirken, eksik araştırma ve buna bağlı hatalı değerlendirme sonucu
    hüküm kurulması bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma sonrası yerel mahkemece bozmaya uyularak verilen karar ise 22. Hukuk Dairesi tarafından onanmıştır. Yerel Mahkeme kararının gerekçesinde de belirtildiği gibi 30/01/1996 tarihinde sendikadan istifa eden Cevahir Ala"ya, 12/02/2004 tarihli kıdem bordrosunda Özgür Bektaşoğlu"na, 30/01/1996 tarihinde sendikadan istifa eden Ramazan Begi"ye, 26/04/2004 tarihinde işten ayrılan Durmuş Parlak"a, 27/04/2004 tarihinde iş aktini fesheden Hüseyin Güngör"e kıdem tazminatı olarak 45 günlük yevmiye üzerinden hesap yapıldığı, ödemelerin (fesihlerin) 2004 yılında yapılmış olduğu, buna göre 45 günlük yevmiye hesabının işyeri uygulaması haline geldiğinin kabulü gerektiği gözetilmeden kıdem tazminatı talebinin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi