Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9173
Karar No: 2022/769
Karar Tarihi: 09.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9173 Esas 2022/769 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/9173 E.  ,  2022/769 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : KIRIKKALE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen borca itiraz ve blokenin kaldırılması davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davalı bankadan emekli maaşını aldığını, çekmiş olduğu tüketici kredisi nedeniyle maaş kartının bloke edildiğini, maaşının 1/4'ünün kesildiğini, promosyon ödemelerini de alamadığını haksız şart olduğunu ileri sürerek davalı tarafından yapılan kesintilerin iptaline, blokenin kaldırılmasına, haksız kesilen paraların iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davanın reddine dair verilen karar Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılarak, tüketici tarafından imzalanan takas ve virman talimatı doğrultusunda kredi taksitlerinin tahsili için emekli maaşına bloke konulabileceği yönünde yerleşmiş bir uygulama mevcut ise de, Hukuk Genel Kurulunun 24/06/2021 tarihli 2017/(13)3-1980 esas, 2021/829 karar sayılı ilamı doğrultusunda davacının, davalı bankadan kullandığı kredi taksitlerinin tahsili için emekli maaşına konulduğu sabit olan blokenin kaldırılmasına yönelik davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalı bankadan tüketici kredisi kullandığını, kredi borcu gerekçesi ile emekli maaşına haksız şekilde bloke konulup, kesinti yapıldığını ileri sürerek, maaş hesabına konulan blokenin kaldırılmasına, yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Dava, taraflar arasındaki tüketici kredisi sözleşmesinden doğan borcun davacının maaş hesabından kesilmesi işlemine karşı blokenin kaldırılması ve kesilen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davacı, 9.6.2015 tarihli tüketici kredisi sözleşmesinin 5. maddesinde emekli maaşı dahil, tüm hak ve alacakları üzerinde Bankanın rehin ve mahsup hakkı olduğunu, Bankanın tahsil ve ahzu kabza yetkili olduğunu kabul etmiş, yine sözleşmenin eki niteliğindeki taahhütnamede de, “Denizbank A.Ş.den kullanacağım kredi hizmetlerine ilişkin olarak; Sosyal Güvenlik Kurumundan olan alacaklarımı, Şube nezdindeki hesabım aracılığı ile tahsil edeceğimi, Sosyal Güvenlik Kurumundan alacaklarımı ve şubedeki söz konusu hesabımdan olan alacaklarımı, üçüncü kişilere devir ve temlik etmeyeceğimi, SGK'dan olan alacaklarımı, şubeden kullanmış olduğum kredi hizmetleri nedeniyle olan borçlarıma karşılık rehnettiğimi, iş bu kapsamda kullanmış olduğum krediye ilişkin olarak doğmuş ve doğacak olan Denizbank alacaklarını şube nezdindeki hesaplarımdan herhangi bir talimata gerek olmaksızın faiz ve masrafları ile birlikte takas mahsup etmek suretiyle tahsil etmeye yetkili olduğunu gayrikabili rücu kabul, beyan ve taahhüt ederim" şeklinde beyanda bulunmuştur.
    17.4.2008 tarih ve 5754 Sayılı Yasanın 56.maddesi ile değişik 5510 Sayılı Yasanın 93. maddesinde; "Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez." düzenlemesine yer verilmiştir. Yine İİK.83/a bendinde "Borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine dair alacaklıyla yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir." hükmüne karşın, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanunun 32.maddesi ile değişik 5510 Sayılı SGK.nun 93/1.maddesinde, "bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin taleplerin, borçlunun muvafakati yok ise, icra müdürü tarafından reddedileceği" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hükmün İİK.nun 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiği ve takip hukukuna göre icra takibinin kesinleşmiş olması şartıyla haciz sırasında veya hacizden sonra 5510 Sayılı Yasanın 93.maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklerin haczine ilişkin verilen muvafakatin geçerli olacağı, bu durumda borçlunun haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebileceği, sözleşme hukukuna göre bu yasağın kesin olmadığı, yasanın tarafların iradesine ağırlık vererek muvafakat yoluyla emekli aylıklarına bloke konulmasına, borcun başka teminatlara başvurulmadan ödenmesine imkan sağladığı, böylece tarafların sözleşme ile belirledikleri hükmü ortadan kaldırmadığı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda davacı az yukarıda zikredilen yasal düzenlemeler yürürlükte iken kredi sözleşmesini imzalamıştır. Taraflarca imzalanan sözleşmenin 5. maddesi ve taahhütname ile davacının, borcun ödenmemesi halinde banka nezdinde bulunan tüm alacakları, mevduat ve hesapları üzerinde bloke, hapis, mahsup ve takas etme yetkisini davalı bankaya verdiği, kredi geri ödemelerinin maaş hesabından yapılmasına muvafakat ettiği açıktır. Davacının bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödememesi halinde sözleşme gereğince kullandırılan kredinin teminatı olarak maaşından kesinti yapılmasını kabul etmesi ve diğer teminat öngören hükümlerinin sözleşmeye konulmasına rıza göstermesinin haksız şart olarak kabulü mümkün değildir. Zira davacı sözleşmenin her sayfasını ayrı ayrı imzalamış olup, serbest iradesi ile sözleşme şartlarına uygun olarak kredi borcu taksitlerinin bankadan aldığı maaşından kesilmesi için talimat verdiğine göre artık sözleşmenin söz konusu hükmünün müzakere edilmediği söylenemez. Bankanın sözleşme hükümlerine göre yaptığı işlemin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olduğu kabul edilemez. Davacının bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi gerekir. Kaldı ki, davacı, taksitlerin bir kısmını da maaşından ödemiştir. Bu taksitlerin ödenmesine ihtirazı kayıt koymaksızın kesintiye muvafakat edip, borç ödendikten sonra ödenen kredi bedellerinin iadesini doğuracak şekilde bir hakkın kullanılması iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz. (TMK m.2) Tüketici haklı bir sebep olmadan sözleşmeyi tek taraflı feshedemez, ifası yapılmış bedellerin iadesini isteyemez, bu şekilde edimini tek taraflı geri istenmesi de hukuken himaye göremez. Aksi halde; kredi isteyen kişinin mali durumu ve maaş gelirine göre borcunun ödenebileceği güvencesiyle kredi veren bankanın alacağının imkansızlaşması, kötü niyetli bir kredi borçlusunun borcunu hiç ödememesi gibi bir sonuç doğacaktır.
    Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına uygun olup, bir isabetsizlik bulunmadığından, bölge adliye mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2020/874 esas 2021/2082 karar sayılı hükmünün davalı yararına BOZULMASINA, HMK 373/2 maddesi gereğince dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 59,30 TL peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi