9. Hukuk Dairesi 2013/16160 E. , 2014/1328 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2011
NUMARASI : 2007/164-2011/169
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı .. İnş. Nakl. San. Tic. Ltd. Şti. avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, cumartesi-pazar günleri dahil, günde 16 saat çalıştığını, bu durumun dayanılmaz bir hal alması sonucunda davalı şirket yetkililerinden kendisine yardımcı bir makine operatörü alınmasını ve çalışma saatlerinin makul seviyeye indirilmesini talep ettiğini, davalı şirketin ise “işine gelmiyorsa istifa et” diyerek talebini olumsuz cevapladığını, fazla çalışma ücreti, dini ve resmi bayramlardaki çalışma ücreti ile izin ücretini davalıdan talep ettiğini, davalının bunları da ödemeye yanaşmaması üzerine zorunlu olarak istifa ettiğini iddia ederek kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı .. İnş. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, davacının yüksek ücretli yeni bir iş bulması nedeniyle kendi isteğiyle işten ayrıldığını, 30.06.2006 tarihli tutanağı imzaladığını, davalı şirkette davacıdan başka iki operatör daha çalıştığını, davacının davalı şirkette haftanın 6 günü dönüşümlü olarak çalıştığını ve bir gününün tatil olduğunu, ayrıca davalı şirkette milli ve dini bayramlarda çalışma yapılmadığını, davacının her ay maaşını tam olarak aldığına dair bordrosunu imzaladığını, davalı şirkette mesai saatlerinin 08:30-18:00 arasında olduğunu, çok istisnai olarak 1-1,5 saat çalışılabildiğini, bu çalışmaların da diğer günler kısa çalışılarak telafi edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir
Davalı N.. A.. vekili, davacının diğer davalının işçisi olduğunu, bu nedenle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuştur
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, dosya kapsamından davalılar arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi koşullarını taşıyıp taşımadığının tespit edilemediği, bu ilişkinin koşulları oluşmuş olsa bile geçerli (muvazaaya dayalı olmayan) bir ilişki olup olmadığı yönünde de bir tespit yapma olanağı bulunmadığı, davacının .. İnş. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açmış olduğu kıdem tazminatı, fazla mesai, genel tatil ve yıllık ücretli izin alacağı ile ilgili taleplerinde ise 03.01.2010 tarihli bilirkişi raporundaki hesap miktarının baz alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı süresi içersinde davacı vekili ve davalı Cömertler İnş. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, davalılar arasındaki hukukî ilişkinin tespiti ve bunun işçinin işçilik haklarına etkileri konusunda toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinde, işveren bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için öncelikle mal veya hizmetin üretildiği işyeri bulunan bir işverenin ve aynı işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Alt işverenin başlangıçta bir işyerinin olması şart değildir. Alt işveren, işveren sıfatını ilk defa asıl işverenden aldığı iş ve bu işin görüldüğü işyeri nedeniyle kazanmış olabilir.
Asıl işverene ait işyerinde yürütülmekte olan mal veya hizmet üretimine ait yardımcı bir işin alt işverene bırakılması nedeniyle, alt işveren açısından bağımsız bir işyerinden söz edilip edilemeyeceği sorunu öncelikle çözümlenmelidir. Zira asıl işveren veya alt işverenin değişmesinin işyeri devri niteliğinde olup olmadığının tespiti için işyeri kavramının bu noktada açıklığa kavuşturulması gerekir.
Soruna 2821 sayılı Sendikalar Kanunu açısından baktığımızda, asıl işin tabi bulunduğu iş kolunun yardımcı iş için de geçerli olduğunu söylemek gerekirse de 4857 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin açık hükmü karşısında, işin alt işverene bırakıldığı durumların bundan ayrık tutulması gerekir. Gerçekten, 4857 sayılı Yasanın 2/III maddesinde, “İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür” şeklinde Sendikalar Kanunu ile örtüşen ana kurala yer verildiği halde, sonraki bentlerde asıl işveren alt işveren ilişkisi düzenlenmiş, bir anlamda yardımcı işin alt işverene bırakılması ile ayrık bir durum öngörülmüştür. Daha sonra da, aynı yasanın 3 üncü maddesinde “Alt işveren, bu sıfatla mal veya hizmet üretimi için meydana getirdiği kendi işyeri için birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlüdür” şeklinde kurala yer verilerek sorun açık biçimde çözümlemiş ve alt işveren işyerinin asıl işverene ait işyerinden bağımsız olduğu ortaya konulmuştur. Belirtilen çözüm şekli alt işverenlik kurumunun niteliğine de uygun düşmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 4857 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce de alt işverenin işyerinin, asıl işverene ait işyerinden bağımsız olduğu sonucuna varmıştır (Yargıtay HGK. 6.6.2001 gün 2001/ 9-711 E, 2001/ 820 K).
Somut olayda; davacının sunduğu deliller ile tanıkların bu yöndeki beyanları birlikte değerlendirilip, davalıların faaliyet adresleri de tespit edilmek suretiyle, yukarıdaki ilke kararı gözetilerek taraflar arasındaki hukukî ilişkinin niteliği ve böylece tarafların sorumlulukları belirlenip, bir sonuca varılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde, davalı ..Beton A.Ş yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının ve davalı .. İnş. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 22.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.