10. Hukuk Dairesi 2015/10031 E. , 2015/12042 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, kesinleşen ödeme emri ve bu ödeme emrine dayalı haczin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulü ile, davacı hakkında, davalı Kurum ...tarafından 1999/13210 sayılı takip dosyasından düzenlenerek, davacının maaşı üzerine konulan 16/05/2012 tarihli haciz bildirisinin, Kurum alacağının tahsil zamanaşımın geçmiş olması sebebiyle kaldırılmasına, aynı takip dosyasında düzenlenen ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun"un 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun"la yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanun"la yapılan bu değişiklik aynı Kanun"un 8. maddesi hükmüne göre 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24.06.2004 tarih ve 5198 sayılı Kanun"la aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun"un 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından 3917 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceki dönemle, 5198 sayılı Kanun"un yürürlüğü sonrasına ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden ... Kurumu’nun alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Giderek, zamanaşımının başlangıç tarihi ise yine Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Borçlar Kanunu’nun 132. ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir. 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanun"un getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları yönünden ise, 6183 sayılı Kanun"un zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşıdır.
6183 sayılı Kanun"un 103. maddesinde ise zamanaşımını kesen haller sayılmış olup kesilmenin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar.
Kurum alacaklarında tahsil zamanaşımı borcun doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre belirlenir. 08/12/1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunun getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu dava konusu döneme ilişkin prim vs. alacakları için tahsil zamanaşımı süresi 5 yıl olup zamanaşımı süresinin başlangıcı ise alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşıdır. Ödeme emrinin tebliği veya Kanunda sayılan diğer nedenlerle tahsil zamanaşımı kesildikten sonra takip eden yılbaşından itibaren yeniden işlemeye başlar. Yeniden işlemeye başlayan 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ise davacıların bu borçlardan sorumlu olmadığının kabulü gerekir.
Yukarıda anlatılanlar ışığında incelenen somut olayda, 1998/12 ve 1999/1-2 dönemlerine ait prim ve ferilerine ilişkin ödeme emri nedeniyle 2012 tarihli haciz bildirisinin ve ilgili ödeme emrinin iptali istenildiğinden, ödeme emirlerinin kesinleşme tarihi ile haciz bildiri tarihi dikkate alındığında tahsil zamanaşımı dolduğundan, davacının davaya konu kurum alacaklarından da sorumlu olmadığı gözetilerek, hem haciz hem de dayanak ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
O halde, davalı Kurum vekili ve davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.