Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3735
Karar No: 2020/77
Karar Tarihi: 14.01.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/3735 Esas 2020/77 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/3735 E.  ,  2020/77 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı ... ile davalı ... arasındaki alacak davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17/06/2016 tarihli ve 2014/455 Esas 2016/442 Karar sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 20/05/2019 tarihli ve 2018/8081 Esas 2019/4698 Karar sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalıya ait tapulu taşınmazın sınırları belirlenen bölümünü haricen düzenlenen sözleşme ile satın aldığını, ancak davalı ile diğer hissedarlar arasındaki ihtilaf nedeniyle taşınmazın mahkeme kararı ile satıldığını ve üçüncü bir kişi tarafından ihale ile satın alındığını ileri sürerek; ödediği satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca dava tarihine uyarlanmasını ve dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 09/05/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 259.773,90 TL’ye artırmıştır.
    Davalı; alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise sözleşmede ileride hisseli mülkiyetin ortadan kalkması halinde taşınmazın tapu devrinin yapılacağının kararlaştırıldığını, bu nedenle taşınmazın ihalesine katılmadığını, davacının ise yapılan ihaleye katılarak taşınmazı değerinin altında bir bedelle satın aldığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle hukuken geçersiz olduğu, bu durumda tarafların verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilecekleri, davacının ödemiş olduğu bedelin iadesine karar verilirken denkleştirici adalet ilkesi uyarınca verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerektiği, dava konusu sözleşmenin 425 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak düzenlendiği, dava edilen yerde mirasçı sayısının fazlalığından dolayı ... Satış Memurluğunun 2013/10 sayılı dosyasında taşınmazın satışa çıkarıldığı ve ikinci artırmada davacının oğluna ihale ile satıldığı, alınan bilirkişi raporu ile verilen paranın güncellenmiş değerinin 259.773,90 TL olduğunun tespit edildiği, davalının dava konusu taşınmazın ihalesine davacı ile şifahen anlaşmaları nedeniyle girmedikleri, bu nedenle taşınmazın davacının oğluna muammen bedelin yarısı kadar bedel ile satıldığı yönündeki savunmasını ispatlayamadığı gerekçesiyle;
    davanın kabulü ile 259.773,90 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 20/05/2019 tarihli ve 2018/8081 E. 2019/4698 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.
    Onama ilamına karşı, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Taraflarca imzalanan 01/04/1998 tarihli ve “Tarla Satış Senedi” başlıklı satım sözleşmesine konu taşınmazın davalının murisi adına tapuda kayıtlı olduğu ve davalı ile diğer mirasçılar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davası sonucunda davacının oğluna ihale ile satıldığı yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme; TMK"nın 706, BK"nın 213 (TBK"nın 237), Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89 uncu maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler.
    Geçerli bir sebebe dayanmaksızın, bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana ve enflasyon oranlarına bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve az olduğu da bilinen bir gerçektir.
    Hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet ilkesi hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus, hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iade kararı verilirken, satış sedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekmektedir. Aksi halde ise kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak ve iade borçlularının iade de direnmelerine neden olacaktır.
    Somut olayda; davacı, satıma konu taşınmaz için ödediği satış bedelinin, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca dava tarihi itibariyle ulaşacağı alım gücünün tespiti ile tahsilini istemiştir. Kural olarak, geçersiz sözleşmelerde denkleştirici adalet ilkelerinin uygulanması, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi doğrudur. Ancak, satış sözleşmesi geçerli olsa idi davacının sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle taşınmazın satılan bölümünün dava tarihi itibariyle rayiç değerini talep edebilecekti. Bu itibarla, geçersiz sözleşme nedeniyle davacının isteyebileceği iade tutarının, geçerli sözleşme ile elde edeceği menfaatten fazla olamayacağının gözönünde tutulması gerekir.
    Davalının, davaya konu sözleşme ile murisi adına tapuya kayıtlı olan taşınmazın bir bölümünü sattığı sabittir. Mahkemece yapılan keşif ve aldırılan bilirkişi raporları ile davalının 45.553,74 m² yüzölçümlü taşınmazın 16.993,79 m² lik bölümünü davacıya sattığı ve satılan bu bölümün dava tarihi itibariyle rayiç değerinin 84.968 TL olduğu belirlenmiş olup, taraflarca alınan bu raporlara itiraz edilmemiştir.
    Bu durumda mahkemece; davacının, geçersiz sözleşme nedeni ile isteyebileceği iade tutarının, geçerli sözleşme ile elde edeceği menfaatten fazla olamayacağı gözetilerek, davanın kısmen kabulü ile satışa konu bölümün dava tarihindeki rayiç değeri olan 84.968 TL’nin dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile denkleştirici adalet ilkesi uyarınca belirlenen ve rayiç değeri aşan değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.
    Ne var ki, mahkeme kararının açıklanan bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu defa yapılan inceleme ile belirlendiğinden, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 20/05/2019 tarihli ve 2018/8081 E. 2019/4698 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harçlarının istek halinde davalı tarafa iadesine, 14/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi