(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/3711 E. , 2013/9190 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve arkadaşları ile davacı ... ve arkadaşları vekili ve davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2924 sayılı Kanuna göre 1995 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü, 1840 parsel sayılı 9401,62 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uyarınca orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkartılan yerlerden olduğu gerekçesiyle tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve Mehmet oğlu Mustafa Çelik lehine muhdesat şerhi verilerek Hazine adına zeytinlik niteliğiyle tesbit ve tescil edilmiş, yörede 2010-2011 yıllarında yapılan 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde uyarınca yapılan aplikasyon, düzeltme ve güncelleme çalışmaları sırasında, dava konusu 1840 parsel sayılı taşınmaz, tescil bildirimi ile 528,95 m² yüzölçümündeki bölümü yola terk edilmiş, geriye kalan bölümleri ise, 2778, 2779, 2780, 2781, 2782 ve 2783 parsel sayıları ile 6 parçaya ifraz edilmiş, 2778, 2779, 2780, 2781, 2782 ve 2783 parseller hakkında tutanak düzenlenmeden 2778 ve 2781 parseller sırasıyla 1207,22 m² ve 956,58 m² yüzölçümüyle ve beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B madde şerhi ile birlikte davacı ... lehine, 2779 parsel 1207,03 m² yüzölçümüyle ve beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B madde şerhi ile birlikte davacı ... lehine ve 2780 parsel 956,74 m² yüzölçümüyle ve beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B madde şerhi ile birlikte davacı ... lehine zilyetlik (kullanıcı) şerhi verilerek Hazine adına zeytinlik niteliğiyle kadastro gören yerlerde düzeltme ve değişiklik işlemleri için tescil bildirimi beyannamesi ile tapuya tescil edilmişlerdir.
Davacı ... ve arkadaşları vekili 12.09.2011 havale tarihli dilekçesiyle, eski 1840 parsel yeni 2278 ve 2781 parsellerde davacı ..., 2779 parselde davacı ... ve 2780 parselde davacı ...’in zilyet (fiilî kullanıcı) olduğunu, ancak yörede yapılan aplikasyon ve düzeltme çalışmaları sırasında orman sınırının hatalı olarak değiştirildiğini iddia ederek, hatalı aplikasyon ve düzeltme işleminin iptali istemiyle dava açmıştır.
Yörede 1956 yılında yapılıp 04.01.1957 ilâ 02.02.1957 tarihleri arasında ilân edilen genel arazi kadastrosu sırasında ... Köyü, 415 parsel sayılı 10780,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Şubat 1325 tarih 55 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak tarla niteliğiyle Sait Dim adına tesbit ve tescil edilmiştir.
- 2 -
2013/3711 - 9190
Davacı ... ve arkadaşları vekili, 12.09.2011 havale tarihli dilekçesiyle, eski 415 yeni 1962 parselin müvekkillerinin zilyetliğinde olduğunu, ancak taşınmazın aplikasyon haritasında orman içinde gösterildiğini iddia ederek, hatalı aplikasyon ve düzeltme işleminin iptali istemiyle dava açmıştır.
3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek - 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında ... İlçesi, ... Beldesi, 2996 parsel sayılı 1400,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkartılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağının beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı ... lehine muhdesat şerhi verilerek Hazine adına zeytinlik niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Davacı ... vekili, 12.09.2011 havale tarihli dilekçesiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek-4. maddenin dördüncü fıkrası uyarınca Hazine adına orman dışına çıkarılan 2/B parsellerinde yapılan tesbit ve düzeltme çalışmaları sonucu düzenlenen cetvelde ... Beldesi, 2996 parsel sayılı taşınmazın yer almaması üzerine yaptıkları araştırmada bu yerin orman sınırları içinde gösterildiğini, ancak, 2996 parsel sayılı taşınmazın daha önceden 2/B olarak orman sınırları dışına çıkartılmasına rağmen aplikasyon ve düzeltme ile orman sınırları içine alındığını iddia ederek, hatalı aplikasyon ve düzeltme işleminin iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; taşınmazlar üzerinde yapılan düzeltme çalışmalarının usûl ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacılar ve birleşen dosya davacılarının davasının reddine, ... Beldesi 2996 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesciline, ... Beldesi 415 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanak aslının kadastro müdürlüğüne iadesine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve arkadaşları ile davacı ... ve arkadaşları vekili ve davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçelerindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 4. madde uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme çalışmalarına itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 28.05.1945 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 03.03.1978 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 16.12.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması ve son olarak 12.08.2011 ilâ 12.09.2011 tarihleri arasında ilân edilerek eldeki dava yönünden kesinleşmeyen 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek- 4. madde uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme çalışması vardır.
1) Asıl dosya davacısı ... ve arkadaşları ile birleşen dosya davacısı ... ve arkadaşlarının temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritalarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, asıl dosya davacısı ... ve arkadaşlarının dava konusu yaptığı 2778 ve 2779 parsellerin krokide (A) harfi ile gösterilen bölümleri ile 2780 ve 2781 sayılı parsellerin tamamının 3116 sayılı Kanuna göre kesinleşen orman tahdidi içinde, 2778 ve 2779 sayılı parsellerin krokide (B) harfi ile gösterilen bölümlerinin ise 1978 yılında ilânen kesinleşmiş olan P.XIV (14) nolu 2/B sahası içerisinde oldukları, birleşen dosya davacısı ... ve arkadaşlarının dava konusu yaptığı 1962 sayılı parselin krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün 3116 sayılı Kanuna göre yapılan kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde, krokide (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise 1744 sayılı Kanun kapsamında yapılan uygulama ile P.XXVI (26) nolu 2/B sahası içerisinde kaldığı ve 5831 sayılı Kanun kapsamında uygulanan düzeltme işleminin yerinde ve mevzuata uygun olduğu ve zemin durumunu doğru yansıttığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, asıl dosya davacısı ... ve arkadaşları ile birleşen dosya davacısı ... ve arkadaşları vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2-) Birleşen dosya davacısı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
Davanın esası hakkında hüküm kurulduktan sonra davacı ..., 11.06.2013 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirmiş ve feragatle ilgili bir karar verilmesini istemiştir.
Bir davadan feragat, hüküm kesinleşinceye kadar davanın her safhasında mümkündür. Esas hakkında hüküm kurulmadan önce feragat halinde, bunun yargılama sürecinde mahkeme hakimi tarafından değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekmektedir. Ancak, karar verildikten sonra temyiz ya da karar düzeltme süresi içinde feragat halinde, mahkeme hâkimi davadan el çektiği için (bazı istisnalar dışında) dosyayı yeniden ele alarak kendi hükmünü ortadan kaldırması mümkün değildir. Yargıtay"ın mülga H.U.M.K. döneminde istikrar kazanan ve yeni H.M.K."nun yürürlüğe girmesinden sonra da devam eden uygulamasına göre, (H.G.K."nun 19/12/2012 gün ve 2012/13-1369 E.- 2012/1221 K.sayılı ilâmı ) ilk derece mahkemelerinin kararlarını bozup kaldırma yetkisi münhasıran Yargıtay"a aittir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece, temyiz aşamasında sunulan feragat beyanını içeren dilekçe değerlendirilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenler ile asıl dosya davacısı ... ve arkadaşları ile birleşen dosya davacısı ... ve arkadaşları vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz itirazı reddedilenlere ayrı ayrı yükletilmesine,
2) İki numaralı bentde gösterilen nedenler ile birleşen dosya davacısı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davacı ...’un davasıyla ilgili olarak kurulan hükmün BOZULMASINA, yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 21/10/2013 günü oy birliği ile karar verildi.