Esas No: 2021/8940
Karar No: 2022/655
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8940 Esas 2022/655 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8940 E. , 2022/655 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının Kütahya 1. Noterliğinin 18/07/2016 tarih ve 12139 yevmiye nolu vekaleti ile avukatı olduğunu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2016/1522 esas sayılı dosyasıyla .... Ür. A.Ş aleyhine ihbar tazminatı alacağı nedeniyle dava açtığını, mahkemece dava dosyasında yetkisizlik kararı verildiğini, dosyanın Ankara 9. İş Mahkemesinin 2017/230 esasına kaydedildiğini, ancak Kütahya 1. Noterliğinin 17/02/2017 tarih 02467 yevmiye nolu azilnamesi ile haksız yere azledildiğini, yargılama sürerken tarafların haricen sulh olduklarını, davalının net ihbar tazminatı olarak davalı şirketten yaklaşık 8.000-9000 TL arasında bir tahsilat yaptığını, davalı tarafın yatırması gereken 62,70 TL dava harcı, 440 TL gider avansının da kendisi tarafından yatırıldığını, davalıya vekalet ücretinin ve ödediği masrafların tahsili için ihtarname gönderdiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle haksız azil nedeniyle 1.000,00 TL vekalet ücreti, Avukatlık Kanunu 164/4 maddesi gereğince asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere şimdilik 100,00 TL vekalet alacağı ve kendisince yatırılan toplam 502,70 TL gider avansı ve harç alacağının toplamı olan 1.602,70 TL’nin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 07.09.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.602,70 TL alacağını 3.327,70 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı, kendisine vekalet vermesi halinde hiçbir külfet ve masraf altına girmeden davasının açılacağını beyanı üzerine vekaletin düzenlendiğini, davacının Bursa ... ile hiçbir ilişkisi bulunmayan ... ... firmasına karşı yanlış yerde dava açması ve mahkemenin yetkisizlik kararı üzerine güveninin sarsıldığını, güven zedelenmesi nedeniyle davacıyı azlettiğini, yatırılan masraf ve harçlardan haberdar edilmediğini savunarak davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
Mahkemece, Ankara 9. İş Mahkemesinin 2017/230 Esas 2017/448 Karar sayılı dosyasında davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, feragat ile sonuçlanan davada hükümde davacı lehine bir vekalet ücreti takdir edilmediği, davacının da karşı yan vekalet ücretini davalıdan talep edemeyeceği, yalnızca sözleşme kapsamında hak edilen müvekkil vekalet ücreti olan 845,00 TL ve davacı avukat tarafından ödenen 502,70 TL masraf olmak üzere toplam 1.347,70 TL'yi davacının davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 1.347,70 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 13/12/2021 tarihli yazısında; davacı avukatın ihbar tazminatı alacağı davası için harca esas değer olan 1.000,00 TL üzerinden akdi ve karşı yan vekalet ücreti hesabı yapılması gerekirken, azilden sonra haricen tahsil edilen 5.644,27 TL üzerinden sadece akdi vekalet ücreti takdir edilerek yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile hüküm verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Dava; tarafların sulh oldukları ve davacının haksız olarak azlediği iddiasıyla ödenmeyen akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekil ile vekil edeni davalı arasında yazılı ücret sözleşmesinin düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Bir davada görev yapan avukat, vekil edeninden aralarındaki sözleşmeye göre kararlaştırılan miktarı, şayet ücret kararlaştırılmamış ise Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine göre; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşulu ile davanın kazanılan bölümü üzerinden yüzde on ile yüzde yirmi arasında belirlenecek miktarı, şayet değeri para ile ölçülemeyecek işlerden ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecek miktarı ücret olarak talep etmek hakkına sahip olduğu gibi ayrıca yargılama sonunda haklı çıkılan kısım üzerinden hasma yüklenen vekalet ücretini de talep etmek hakkına sahiptir. Vekil eden, avukatına belirlenen bu iki kalem ücreti ödemekle yükümlü olup, Avukatlık Kanununun 165. maddesi gereğince avukat tarafından takip edilen dosyada tarafların sulh olmaları halinde vekil eden ile avukat arasında sözleşme bulunmaması veya sözleşmedeki ücretin geçersiz olması halinde vekil eden, sulh olunan miktar, sulh olunan miktar belli değilse, mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, aksi takdirde dava veya icra takibine konu müddeabihin tamamı üzerinden Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine göre belirlenecek ücret nedeni ile sorumlu sayılmaktadır.
Davacının takip ettiği ve vekalet ücretine konu olan dava dosyasının incelenmesinde, davacı vekilin haklı sebep olmaksızın 17.02.2017 tarihinde azledildiği, aynı gün davalı tarafından dava dışı Av. ... ...’ye vekaletname verildiği, azil sonrası celse arasında davalı vekili Av. ... ... tarafından 14.06.2017 tarihinde feragat dilekçesi verildiği, mahkemece aynı gün 14.06.2017 tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve davalının vekili olan Av. ... ...’ye davanın karşı tarafı olan şirketçe 23.06.2017 tarihinde 5.644,27 TL’lik ihbar tazminatı ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, yukarıda yer alan açıklamalara göre öncelikle sulh olunan değer, sulh olunan değer belli değilse, mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak değer, aksi takdirde davaya konu müddeabihin tamamı üzerinden akdi ve karşı yan vekalet ücreti hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişen kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının HMK'nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 07.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.