3. Hukuk Dairesi 2019/4290 E. , 2020/117 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... Yapı Inş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı ... aralarındaki alacak davasına dair Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 31/03/2016 tarih ve 2015/772E. - 2016/322 K. sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 20/05/2019 tarih ve 2017/8902 E. - 2019/4700 K. sayılı ilama karşı davacı ve davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Bahçelievler Müftülüğü"nden 01.04.2007 başlangıç tarihli sözleşme ile ilgili adresteki taşınmazı aylık 2.000 TL bedelle 1 yıllığına kiraladıklarını, daha sonra 01.04.2008 tarihli sözleşme ile kira süresinin 2 yıl daha uzatıldığını ve yeni kira bedelinin 2.200 TL olduğunu, şirketlerinin ilgili taşınmazı 30.03.2009 tarihinde tahliye ettiğini, kira bedellerini kira sözleşmesine göre dava dışı Sosyal ve Dini Hizmetler Vakfı"na ait Vakıflar Bankası hesabına yatırdıklarını, ilk kira yılı 26.400 TL, ikinci kira yılı 24.000 TL olmak üzere toplam 50.400 TL kira ödemesi yaptıklarını, kira bedellerini kira sözleşmesinde yazılı olan şekilde ödemelerine rağmen taşınmazın dava dışı Hazine" ye ait olduğu ve şirketlerinin ilgili taşınmazda işgalci konumunda olduğu belirtilerek kendilerine 04.03.2009 -23.01.2009 tarihleri arası için 14.154 TL ve 24.01.2009-20.04.2009 tarihleri arası için 1.445 TL ecrimisil bedeli tahakkuk ettirildiğini ve bu bedelleri ödediklerini belirterek, davalıya ödenen kira bedeli 50.400TL"nin 20.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davacı ile aralarındaki kira sözleşmesinin Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Emlak Genel Müdürlüğü, Devlet Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı arasında imzalanan 21/12/2006 tarihli protokole göre imzalandığını, 23/03/2007 tarihli protokole göre de kira ücreti tahsil edildiğini, 21/12/2006 tarihli protokolde Hazineye ait arsa üzerindeki camilerin Hazine tarafından herhangi bir kuruma tahsisinin düzenlenmediğini, cami ve müştemilatların Hazinenin katkısı olmaksızın halkın yardımları ile yapıldığını, tasarruf yetkisinin davalıda olduğunu, taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinin ve kira ödemelerinin hukuka uygun olduğunu, davacının Hazineye yaptığı ecrimisil ödemelerinin hukuki dayanağı bulunmadığını, Hazinenin kiraya verme yetkisinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 10.798,18 TL"nin 20/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.05.2019 günlü ve 2017/8902 E. - 2019/4700 K. sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, bunun üzerine taraflarca karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
1- Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında açıklanan gerekçelere göre, düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK’nın 440 ıncı maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından, tarafların sair karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
2- Kiraya verenin sözleşmeye konu şeyin maliki olması zorunlu değildir. Kira sözleşmesi feshedilmediği veya sözleşmenin iptali davası açılmadığı sürece geçerlidir. Ancak bir üçüncü kişinin kiralanan üzerinde, kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, söz konusu hukuki ayıbı gidermek ve kiracının bu yüzden uğradığı zararları tazmin ile yükümlüdür. Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu BK.’nun 253. (6098 sayılı TBK.’nun 309) maddesinde düzenlenmiştir. Kiraya veren kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlüdür. Üçüncü kişinin aynî bir hakka dayalı olarak kiralanan üzerinde ileri sürdüğü talepler davalı kiraya verenin tekeffülü altındadır.
Somut olayda; Hazine mülkiyet hakkına dayanarak davacının kiracılık hakkı ile bağdaştırılamayan bir iddiada bulunmuştur. Davacı her ne kadar taşınmazı kullanmışsa da bunun karşılığında tapu maliki hazineye karşı sorumlu tutulmuş ve ecrimisil tazminatı talep edilmiştir. Davacı, ödediği ecrimisili kira bedellerini aşmamak kaydıyla talep edebilirler. Davalı kurumun sorumluluğu aldığı kira bedelini geçmemek üzere kiracı davacının ödediği kira süresince ödenen ecrimisil parası ile sınırlıdır. Davacı kiracının taşınmazı 30.03.2009 tarihinde tahliye ettiği ve 24.01.2009-20.04.2009 tarihleri arasına ilişkin ecrimisil ihbarnamesinde; bu süre için 1.445,40TL ecrimisil talep edildiği ve davacı tarafından ödendiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece; 30.03.2009 ile 20.04.2009 arası ecrimisil bedeli 1.200TL olarak hesaplanmış ise de; 24.01.2009-20.04.2009 tarihleri arasına ilişkin ecrimisil bedelinin 1.445,40TL olması karşısında hesaplamanın hatalı olduğu görülmektdir.
Bu nedenle mahkemece, kira sözleşmesi ile aynı döneme rastlayan ecrimisil ödemeleri doğru şekilde hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hesaplama ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Davacının karar düzeltme istemini kabulü ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 20.05.2019 günlü ve 2017/8902 Esas - 2019/4700 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahalli mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 14/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.