Esas No: 2020/6135
Karar No: 2022/10144
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2020/6135 Esas 2022/10144 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2020/6135 E. , 2022/10144 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanık ... hakkında hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I)Katılan ... İdaresi vekilinin sanık ... hakında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Olay tarihinde, sanık ...’ın sevk ve idaresindeki araçta toplamda 330 karton kaçak sigara ele geçirildiği cihetle,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası'nın 206/2-a, 271/2, 230/1. maddeleri fıkraları da hukuka uygun surette elde edilen delillerin kullanılabileceğini, kanuna aykırı elde edilenlerin ise hükme esas alınamayacağı şeklinde açık düzenlemeleri içermektedir.
Adli aramaların nasıl yapılacağını düzenleyen 5271 sayılı CMK'nun 116. maddesi arama kararı verilebilmesi için makul şüphenin bulunması ve aynı Yasanın 119. maddesi aramanın, hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı takdirde, kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlilerince yapılabileceği biçimindedir.Bu koşullara uyulmadan yapılan arama kanuna aykırıdır.
Dosya kapsamına göre; Sulh Ceza Mahkemesi'nden alınan arama kararı olmadığı gibi, Cumhuriyet Savcısı tarafından gecikmesinde sakınca bulunduğundan bahisle verilmiş yazılı bir arama izni bulunmadığı, usulüne uygun arama kararı alınmadan kolluk gücü tarafından yapılan aramanın usul ve yasaya aykırı olduğu, sanık ...’ın aşamalardaki savunmalarında ele geçen kaçak sigaraların sanık ...’a ait olduğunu, kendisinin sadece şoförlük yaptığını beyan etmiş olup usulsüz arama sonucu kanuna aykırı olarak elde edilen delil (eşya) dışında sanığın mahkumiyetini gerektirecek başka bir delil de elde edilemediği gözetilerek, sanık hakkında mahkemenin farklı gerekçeyle verdiği beraat kararının netice itibariyle usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarıyla doğru olan hükmün değişik gerekçeyle ONANMASINA,
II)Katılan ... İdaresi vekilinin ve sanık ...’ın bu sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde ise;
1)Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanık ...’ın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. madde ve fıkralarının somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2)24/11/2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
Sanığın eyleminin, suç tarihi ve ele geçirilen eşyanın niteliği itibariyle suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden, TCK’nun 7/2. madde ve fıkrası nazara alınarak uygulama yeri bulunmayan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/10. maddesi uyarınca hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi vekilinin ve sanık ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.