Esas No: 2021/8556
Karar No: 2022/540
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8556 Esas 2022/540 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8556 E. , 2022/540 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı bankadan kimlik bilgileri kullanılarak adına bireysel kredi sözleşmesiyle 3.750 TL kredi çekildiğini, olayın savcılığa da yansıdığını, davalının gerekli kimlik kontrollerini yapmayarak, kusurlu ve ihmalkar davrandığını, ayrıca durumu da bildiği halde tarafına ihtar yolladığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, kredi borcundan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile 30.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Davanın açıldığı Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesince; davacının menfi tespit talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 06/03/2019 tarihli ve 2016/29643 Esas, 2019/2939 Karar sayılı kararıyla; “...Taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davada Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, ayrı bir tüketici mahkemesi bulunduğundan görevsizlik kararı karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmaya uyularak verilen görevsizlik kararı ile gönderilen davanın görüldüğü mahkemece; 18/11/2009 tarihinde davalı bankadan kullanılan 3.750 TL tutarındaki Tüketici Kredi Sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı ve dava konusu olan kredinin davacı tarafından çekilmediği ancak davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak bir durumun söz konusu olmadığı, manevi tazminata hükmedilmesinin olanaklı bulunmadığı gerekçesiyle; menfi tespit talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı banka tarafından düzenlenen 28/12/2009 tarihli teftiş raporunda kredinin başkası tarafından kullanıldığı ve imzaların davacıya ait olmadığı tespit edilmiş olmasına rağmen, davacıya 28/04/2015 ve 04/06/2015 tarihli muaccaliyet ihtarnamelerinin gönderildiği anlaşılmaktadır. Davacıya ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve davacının haksız yere haciz tehdidine maruz bırakılması o kimsenin kişilik haklarına saldırı oluşturan ve manevi tazminat gerektiren bir davranıştır.
O halde mahkemece, davacı lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davacının manevi tazminata ilişkin talebinin tümden reddine karar verilmesi, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.