Esas No: 2021/8424
Karar No: 2022/538
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8424 Esas 2022/538 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8424 E. , 2022/538 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, ilk derece mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili, davalılardan TEİAŞ vekili, ... vekili ve Başbakanlık ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacılar asıl ve birleşen davalarda; davacılardan ...'ın oyun oynadığı okul bahçesinden geçen yüksek gerilim hattının mesafe kurallarına aykırı olması nedeni ile elektrik akımının boşalmasıyla ağır yaralandığını, olay nedeni ile büyük ıstırap çektiklerini ileri sürerek; TEİAŞ'a karşı açtığı asıl davada 51.500 TL maddi tazminat, ..., Derince Belediyesi, Bayındırlık ve İskan Bakanlığına karşı yönelttiği birleşen 2007/197 esas sayılı davada; davacı ... için 5.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminat, baba ..., ve anne ..., için 20.000'er TL manevi, kardeş ..., için 10.000 TL manevi tazminat; ..., Derince Belediyesi, Bayındırlık ve İskan Bakanlığına karşı yönelttiği birleşen 2010/251 esas sayılı davada; davacı ... için 20.000 TL maddi tazminat; TEİAŞ ve AFAD'a yönelttiği birleşen 2014/88 esas sayılı davada; davacı ... için 50.000 TL maddi tazminat; TEİAŞ, AFAD ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığına yönelttiği birleşen 2018/537 Esas davada, davacı ... için 76.821 TL maddi tazminatın tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı ...; kusurlu olmadığını, elektrik hatlarının ilk inşası sırasında yönetmelikteki mesafelere uyulduğunu, ancak daha sonra okul yapımında zeminin doldurularak yükseltildiğini, inşaatın Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yapıldığını, davacı ...'ın kusuru nedeni ile olayın meydana geldiğini, ayrıca talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak davaların reddini dilemiştir.
Davalı ... Belediyesi; davada idari yargının görevli olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, denetim görevinin ihmal edilmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davalı ... ve AFAD; davada idari yargının görevli olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davaların reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; alınan kusur ve hesap raporları doğrultusunda, elektrik tellerinin bakımından ve sıcaklığa göre esnemesinden TEİAŞ'ın, deprem sonrası yapılan prefabrike konutların kaldırılması, bakımı ve güvenli halde tutulmasından Başbakanlık ... ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığının sorumlu ve kusurlu oldukları, diğer birleşen dosya davalıları olan ... ve Derince Belediyesine atfı kabil kusur bulunmadığı gerekçesiyle; birleşen 2007/197 Esas ve 2010/251 Esas sayılı dosyalarında davalı olarak hasım gösterilen davalılar ... ve ... bakımından yerinde olmayan ve ispat olunamayan davaların ayrı ayrı reddine, 198.178,85 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyerek yasal faiziyle beraber müştereken ve müteselsilen davalılardan TEİAŞ ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığından
(birleşen 2007-197, 2010-251, 2018-537 esas sayılı davalar bakımından 101.821 TL'ye kadar), AFAD yönünden 2014-88 ve 2018/537 esas sayılı dosyalarında olmak üzere 126.821 TL'ye kadar alınarak davacı ...'a tahsilde tekerrür olmamak üzere verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebi olan 5.142,15 TL bakımından davaların reddine; manevi tazminat talebi bakımından birleşen 2007/197 davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 20.000 TL, davacılar ...., ve ... için 10.000'er TL, ..., için 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber müştereken ve müteselsilen davalılardan TEİAŞ ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığından alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; karara karşı davacılar ile davalılardan TEİAŞ, AFAD, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesince verilen kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen karar davalılardan TEİAŞ, AFAD ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının temyizi üzerine, Dairece verilen 17/03/2021 tarihli ve 2020/11090 E, 2021/2841 K sayılı kararla (1) numaralı bentle haklarında açılan tam yargı davasında idari yargının görevli olması nedeniyle davalılardan Derince Belediyesi, ..., Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (eski ...) ile AFAD yönünden açılan asıl ve birleşen davaların tefriki ile tefrik edilen davalar yönünden yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmesinden sonra diğer davalı ... yönünden işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı, 2 numaralı bentle mahkemece, asıl ve birleşen davalar bakımından HMK'nın 297/2. maddesine uygun olarak ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece, asıl ve birleşen davalarda davalılar Derince Belediyesi, ..., Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (eski ...) ile AFAD yönünden HMK 114/1-b hükmü kapsamında yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK 115/2 hükmü uyarınca davaların ayrı ayrı usulden reddine, mahkemenin yargı yolu bakımından görevsizliğine,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun'un 9/1 hükmü uyarınca davanın görev yönünden reddine dair iş bu kararın kesinleşmesini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde görevli idare mahkemesinde dava açılabileceğinin ihtarına, maddi tazminat talebinin konu edildiği birleşen 2007/197 Esas, 2010/251 Esas, 2014/88 Esas, 2018/537 Esas sayılı davaların maddi tazminat talebi bakımından kısmen kabulü ile 198.178,85 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalı ...'tan alınarak davacı ...'a verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebi olan 5.142,15 TL bakımından davaların reddine, manevi tazminat talebi bakımından birleşen 2007/197 dosyası bakımından davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 20.000 TL, davacılar ...., ve ... için 10.000'er TL, ...., için 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalı ...'tan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekili, davalılardan TEİAŞ vekili, ... vekili ile, Başbakanlık ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak
tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK). Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Dairece verilen ve mahkemece uyulan bozma kararında; TEİAŞ dışındaki diğer davalılar yönünden açılan tam yargı davasında idari yargının görevli olması nedeniyle, tefrik kararı verilmesi ve sonrasında tefrik edilen dosyalarda usulden red kararı verilmesi gerektiği ve yine asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, birleştirilen dava dosyasının tarafları, iddia, savunma özeti, delilleri kararda belirtilerek değerlendirildikten sonra, asıl ve birleşen her bir dava için kararda ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Ancak mahkemece açıklanan bozma kararına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma gereği yerine getirilmemiş, bozma kapsamına uygun olarak TEİAŞ dışındaki diğer davalılar yönünden tefrik kararı verilmeden bu davada usulden red kararı verilmiş, ayrıca asıl ve birleşen davalara ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır.
Kabule göre de, HMK'nın 331/2 maddesinde; “Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder.” hükmünü içermektedir.
Yukarıdaki düzenleme hiç kuşkusuz adli yargı yerinde görülecek davalarda ve adli mahkemeler arasındaki görevsizlik kararlarında uygulanmalıdır. Açıklanan maddede “davaya bir başka mahkemede devam edilmesi" hali düzenlenmiştir. Oysa yargı yolu bakımından görevsizlik kararlarında, davaya başka bir mahkemede devam edilmesi söz konusu olmayıp, kendine has usul kuralları bulunan farklı yargı yerinde yeniden açılacak bir dava söz konusudur ve bu dava adli yargı yerindeki davanın devamı niteliğinde değildir.
Bu sebeple, davacı davasını yürürlükte bulunan kanuni düzenlemelere göre görevsiz yargı yerinde açmış olduğundan, “yargı yolu bakımından görevsizliğe” dair verilecek kararla birlikte; harç, masraf ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile karar verilmiş olması, doğru değildir.
2- Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, hükmün HUMK'nın 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.