Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8778
Karar No: 2022/522
Karar Tarihi: 27.01.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8778 Esas 2022/522 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/8778 E.  ,  2022/522 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalıların murisinden 1994 yılında harici satış sözleşmesiyle 1598 parsel sayılı taşınmazdan 200 m2 kısım satın aldığını, murisin ölümünden sonra tapusunun verilmediğini, davalılar aleyhine satış bedelinin tahsili için icra takibi başlatıldığını, takip neticesinde davalıların amcaları Bektaş'a taşınmazın devri için vekaletname verdiklerini, aradan geçen süre içerisinde taşınmazın yine devredilmediğini, taşınmazda 1994 yılından itibaren kesintisiz zilyet olduğunu ve vergilerini ödediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla, sebepsiz zenginleşmeye ilişkin 11.990 TL alacağın ve buna bağlı şimdilik 10.000 TL denkleştirici adalet ilkesi gereğince alım gücüne dayalı tazminatın dava tarihinden yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar; on yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, 2004 yılında ...'a verilen vekaletnamenin kendi nam ve hesaplarına taşınmazın satılması yetkisini içerdiğini, davacının zilyetlik iddiasının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece; davacının taşınmazda zilyetliğinin bulunmadığı, daha önce davacı tarafından başlatılan icra takibinde haczin 21/12/2004 tarihinde kaldırıldığı, icra takip tarihi itibariyle on yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle; zamanaşımı nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 17/02/2016 tarihli ve 2015/4182 E. 2016/2013 K. sayılı kararla; davalılar tarafından 22/12/2004 tarihinde verilen vekaletname nedeniyle borcun ikrar edildiği ve yenilendiği, dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresinin on yıl olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması neticesinde ikrar tarihinden itibaren dava tarihine kadar geçen sürede zamanaşımı süresinin dolmadığı, kaldı ki dava konusu taşınmaza ilişkin vergi ödemelerini gösterir makbuzlar ibraz edildiğine göre davacının taşınmazda zilyet olduğunun kabulünün gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Bozma sonrasında açılan ve işbu dava ile birleştirilen davada; davacı tarafından 18/03/2019 tarihli dava dilekçesi ile bilirkişi raporu ile belirlenen bedelden asıl dava ile talep edilmeyen 48.010 TL'nin davalılardan tahsili talep edilmiştir.
    Bozmaya uyan mahkemece; asıl davanın kabulü ile 21.990 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen davanın ise 22/12/2014 tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; tarafların asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Asıl ve birleşen davaya konu uyuşmazlık; tapulu taşınmazın satışına ilişkin adi yazılı sözleşmeden kaynaklı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebine ilişkindir.
    Birleşen dava yönünden her ne kadar mahkemece, 17/02/2016 tarihli bozma kararında açıkça zamanaşımı başlangıç tarihinin 22/12/2004 tarihi olarak zikredildiği, bu nedenle zamanaşımının başlangıç tarihinin 22/12/2004 olduğu, bu tarihten itibaren on yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra birleşen davanın 09/04/2019 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; dosya içerisinde davaya konu taşınmazın tapu kaydından davalılara ait hisselerin bir kısmının 05/08/2009, kalan hissenin ise 14/08/2012 tarihinde satıldığı anlaşılmaktadır.
    Diğer taraftan, davalılar tarafından 24/10/2013 tarihli cevap dilekçesinde de, davaya konu taşınmaz hissesinin 2012 yılında dava dışı üçüncü kişiye satıldığı beyan edilmiştir. Buna göre; ifanın imkansız olduğu tarih davacının zilyedi bulunduğu, taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye satıldığı tarihtir.
    Bu durumda, taşınmaz hissesinin satışı nedeniyle uygulanacak olan on yıllık zamanaşımı süresinin başlama tarihinin; ifanın imkansız hale geldiği (dava konusu taşınmazın üçüncü kişiye satış tarihi) tarih olduğu, eş söyleyişle zamanaşımı süresinin bu tarihi itibariyle başladığı, eldeki birleşen davanın ise zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı ortadadır.
    Hal böyle olunca mahkemece; süresinde açılan birleşen davanın esasının incelenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    3-Bozma nedenine göre, davalıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu asıl dava yönünden kapalı, birleşen davada kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi