20. Hukuk Dairesi 2013/8790 E. , 2013/9330 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1979 yılında yapılan arazi kadastrosunda, dava konusu, 12.665 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 2728 parsel numarası ile sınırlandırılmış ve açılan dava sonucunda ... ve ... adına hükmen tescil edilmiştir.
Davacılar vekili, 1979 yılı arazi kadastrosu ve mahkeme kararı ile tapuları alınan ... Köyü 2719, 2728, 2724, 2487, 2730 ve 2731 parsel sayılı taşınmazların ve bu taşınmazlardan (2719 - 2728) bir kısım parsellerin, 1948 yılında yapılan tahdit sınırı ve orman yönünden inceleme yapılarak Yargıtay"ca onanarak tapuların oluştuğu, bu nedenle bu parseller yönünden yeniden, ikinci kadastro anlamına gelecek kadastro çalışması yapılamayacağı, 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi ile 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin fiilî kullanım durumlarına göre kadastrosu ve ifraz tevhit işlemlerinin yapılmasında tesbit edilen hataların, sınır ve yüzölçüm yönünden düzeltilmesi ile ilgili yapılan çalışmada askıya çıkarılan krokide, fiilî zemine göre doğuya doğru kayma bulunduğu, orman sınır noktalarının, zeminde bulunduğu yerde olmadığı, 26 numaralı 2/B parselinin askıya çıkarıldığı şekilde kesinleşmesi durumunda köyün mezar yeri ve harman yeri dahil 1000 dönümü aşan arazinin 30 yılı aşan tapuları olduğu ve orman tahdit sınırları dışında kaldığı halde 2/B çalışma alanı olarak kalacağı iddiasıyla askıya çıkarılan kroki ve eklerindeki sınırların 2719, 2728, 2724, 2487, 2730 ve 2731 parseller yönünden iptal edilerek, bu parseller yönünden 2/B çalışması yapılmaması ve bu parsellerin 2/B çalışma alanı dışında bırakılacak şekilde sınırın düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece her parsel yönünden ayırma kararı verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ... Kadastro Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğuna ve davanın usûlden reddine karar verilmiş ve davacılar vekili tarafından, görev ve yetki incelemesinin ilk itirazlardan olduğu ve işin esasına girildikten sonra davanın usûlden reddine karar verildiği gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B çalışmalarına itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1979 yılında yapılan arazi kadastrosu, 24/09/1991 tarihinde ilân edilen 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış ve sınırlaması kesinleşmiş olan ormanlarda, kesinleşmiş sınırların aplikasyonu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması ile 28/08/2010 - 27/09/2010 tarihleri arasında ilân edilen 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesine göre 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin fiilî kullanım durumlarına göre kadastrosu ve ifraz tevhit işlemlerinin yapılmasında tesbit edilen hataların, sınır ve yüzölçüm yönünden düzeltilmesi çalışmaları vardır.
Mahkemece, davanın 5831 sayılı Kanun ile eklenen 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesine göre yapılan işlemlere itiraz olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, dava konusu 2728 parsel sayılı taşınmaz yörede 1979 yılında yapılan arazi kadastro çalışmaları sonucunda, yapılan tesbit ile oluştuğu ve tapuya hükmen tescil edildiği, 2010 yılında yörede yapılan 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu çalışmaları yapıldığı, dava konusu taşınmazlarda herhangi bir sınır ve yüzölçüm düzletilmesi yapılmadığı ve daha önce tapuya kayıtlı olduğu için tutanak düzenlenmediği gibi herhangi bir işleme de tâbi tutulmadığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kanunun 25. maddesi gereğince tutanak düzenlenmeyen ve 6 aylık sürede açılmayan orman kadastrosuna itiraz davalarının kadastro mahkemesinin görevine girmeyeceği, somut olayda görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu, bu nedenle davanın 6100 sayılı HMK"nun yürürlüğe girmesinden önce açıldığı da gözönüne alınıp, öncelikle değer tesbiti yapılarak mahkemenin değer yönünden görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
Ayrıca; dava konusu 2728 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici bırakıldığı, kişilerin açtığı dava sonucunda Kaş Tapulama Mahkemesinin 1982/17 E. - 1984/22 K. sayılı kararı ile taşınmazın kesinleşen orman tahdidi dışında kaldığı gerekçesi ile (A) harfli bölümü dışında kalan kısmının kişiler adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 14/10/1986 tarihli ve 1984/9292 E. - 1986/9266 K. sayılı kararında "Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının dava konusu taşınmazın 1949 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanakların kapsamı dışında kaldığı, mahkemece yapılan uygulama ve uzman bilirkişinin raporu ile saptandığı, orman kadastrosuna tâbi tutulan yerlerde bir taşınmazın orman olup olmadığının sınırlandırma haritasının kapsamı belirlenmek sureti ile tesbit edileceği" gerekçesi ile reddedilerek hükmün Orman Yönetiminin temyiz itirazları yönünden onandığı ve taşınmazın tahdit dışında kaldığı mahkeme kararı ile hükmen belirlendiğine ve verilen karar Hazineyi de bağlayıcı olduğuna göre, taşınmazın 1991 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B çalışmalarında orman sınırı dışına çıkarılması işleminin, yok hükmünde olduğu gibi, 6292 sayılı Kanun da gözetilerek tapu kaydının beyanlar hanesindeki "2/B" şerhinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; HMK"nun 20. maddesi gereğince sadece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, aynı Kanunun 115/2. maddesi gereğince davanın usûlden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/10/2013 günü oy birliği ile karar verildi.