20. Hukuk Dairesi 2016/13005 E. , 2019/2942 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ilçesi, ... mahallesinde tarla vasfındaki dava konusu taşınmazın tapu kütüğüne kayıtlı olmadığını, dava konusu taşınmazın aynı zamanda ... kadastrosu ve 2/B uygulamasının dışında bulunduğunu, ... vasfı taşımayan yerlerden olduğunu, ilgili taşınmazın 1960"lı yıllardan beri müvekkili tarafından malik sıfatıyla zilyet olarak kullanıldığını, ilgili taşınmaz üzerinde müvekkili davacıya ait olan ve halen kullanmaya devam ettiği evin de bulunduğunu, müvekkili davacının yaklaşık olarak 54 yıldır dava konusu taşınmazı nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla kullandığını, açıklanan nedenlerle müvekkili adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmazın edinme koşulları oluştuğundan davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davaya konu taşınmazın fen bilirkişilerinin 12/03/2015 tarihli krokili raporunda (A) harfiyle sarı renkle gösterdikleri 4563,70 m²’lik kısım olduğu, bu taşınmazın ... mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığı, taşınmazın ... sayılmayan yerlerden olduğu, antik yada doğal sit alanı içerisinde kalmadığı, evveliyatının taşlık, çalılık niteliğinde iken davacı tarafından masraf ve emek sarfıyla temizlenerek imar-ihya edilerek tarla olarak arpa, buğday, yulaf ekilmek suretiyle kullanıldığı, taşınmaz üzerinde davacı tarafından dikilmiş çeşitli cins ve yaşta meyve ağaçlarının bulunduğu, ayrıca davacının taşınmaz üzerine 3 adet ev yaptırdığı, evlerden en eski olanının yaşının 40-50 arasında olduğu, Kadastro Kanununun 14. maddesindeki 100-40 dönümlük sınırların aşılmadığı, taşınmazın imar ihyasının 45 yıl önce tamamlandığı, bu taşınmazda davacı dışında hak eden başka kimselerin bulunmadığı, davacının taşınmaza en az 45 yıldır aralıksız ve çekişmesiz olarak malik sıfatıyla zilyet olduğu, davacı lehine kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile fen bilirkişileri...ve ... tarafından tanzim olunan 12/03/2015 tarihli rapor ve ekindeki krokide (A) harfi ile sarı renkle gösterilen 4563.70 m²’lik taşınmazın davacı ... oğlu 1945 doğumlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişilerinin krokili raporunun karara eklenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Taşınmazın bulunduğu yörede 07.07.1974’te kesinleşen ... tahdidi ve 07.03.2008’te kesinleşen ... kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, aynı Kanunun 713/3. maddesinde tescil davasının, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılacağı belirtilmiş olmasına karşın, mahkemece çekişmeli taşınmazın sınırları içinde bulunduğu büyükşehir belediye başkanlığı dahil edilmeden davaya devamla hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir. 4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır. Bu hüküm Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Mahkemece; 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, dava konusu taşınmazın sınırları içinde bulunduğu ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili oluşturulmalı, delilleri toplanmalı, ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 25/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.