Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2993
Karar No: 2021/4908
Karar Tarihi: 29.04.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/2993 Esas 2021/4908 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/2993 E.  ,  2021/4908 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : HENDEK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı ve davalı SEDAŞ vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik verdiği karar; süresi içinde davacı ve davalı SEDAŞ vekilleri tarafından temyiz edilmiş, bölge adliye mahkemesince ek kararla davacının temyiz isteminin reddine karar verilmesi üzerine bu kez davacı vekili tarafından ek karara karşı temyiz yoluna başvurulmuş olmakla; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ... ile enerji nakil hatlarının yapımına ilişkin 20/06/1994 tarihinde taahhüt senedinin imzalandığını, taahhüt senedi uyarınca, her beş yılda bir para değerindeki yükselme ve düşmeler dikkate alınarak yıllık tahsis bedelinin belirlendiğini, 04/04/2002 tarihinde, Orman Genel Müdürlüğü ile elektrik şirketleri arasında imzalanan protokolde ise, arazi kullanım bedelinin bu protokole göre belirlenmesi ve bundan sonraki yıllarda arazi kullanım bedellerinin deflatör oranına göre güncellenmesi gerektiğinin kararlaştırıldığını, protokoldeki esaslara göre yeni taahhütnameler yapıldığını, ancak davalının eksik ödeme yaptığını ileri sürerek 2005-2006; 2007- 2008 ve 2009 yıllarına ait eksik ödenen Hendek- Kurtköy enerji nakil hattı arazi tahsis bedelleri toplamı olan 135.829,52 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren 6183 Sayılı Yasa uyarınca belilenecek gecikme zammı ve gecikme zammı KDV"si ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı TEDAŞ; 24/07/2006 tarihli sözleşme ile işletme hakkının SEDAŞ"a devredildiğini, sözleşme tarihinden sonraki taleplerin muhatabının davalı SEDAŞ olduğunu, bu nedenle davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiş; davalı SEDAŞ ise, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı ile imzalanan protokolün dayanağının Orman Kanunu"nun 17/3 maddesi olduğunu, bu maddenin 17/12/2002 tarihinde Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiğini, bu nedenle protokolün hükümsüz kaldığını yeni düzenlemeye kadar askıya alındığından arazi bedellerinden sorumlu olmayacağını, ayrıca protokolde gecikme zammına yönelik hüküm olmadığını, temerrüt olmaması nedeni ile faizin dava tarihinden işleyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. İlk derece mahkemesince; davalılar arasındaki 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi uyarınca ve dava tarihi itibariyle yerin kullanımının, hak ve yükümlülükler bakımından muhatabının SEDAŞ oluşu sebebiyle davalı TEDAŞ"ın davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı; davacı ile elektrik şirketi arasındaki protokol uyarınca arazi bedellerinde her yıl deflatör katsayısı oranında artış yapılmasının hüküm altına alındığı, bu yönde alacağın belirlenmesi amacıyla bilirkişi raporu alındığı, rapor uyarınca alacağın 139.928,86 TL+KDV olarak hesaplandığı, talep edilen tahsis bedeline ilişkin dava tarihinden önce ihtarın davalıya tebliğ edilmediği, bu nedenle asıl alacağa 6183 Sayılı Yasada belirtilen gecikme zammı değil yasal faizin uygulanması gerektiği gerekçeleriyle davalılardan TEDAŞ aleyhine açılan davanın; davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddine, davalılardan SEDAŞ aleyhine açılan davanın kabulüne, 2005- 2006 - 2007 -2008- 2009 yılına ait eksik ödenen arazi tahsis bedeli olan 135.829,52 TL idare alacağının KDV"si ile birlikte davalı SEDAŞ"tan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı SEDAŞ tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince; vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, davacının ve davalı SEDAŞ"ın istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı SEDAŞ tarafından temyiz edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince; 16/09/2020 tarihli ek karar ile, davacının temyiz talebinin temyiz harç ve giderlerinin yatırılmamış olması sebebiyle reddine karar verilmiş; bu defa ek karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Davacının ek karara yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    28/04/2018 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7139 Sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 33. maddesi ile 31/10/1985 tarihli ve 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye "Genel Müdürlük, 02/07/1964 tarihli ve 492 Sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan, bu Kanunda belirtilen görevleri kapsamında düzenlenen kağıtlar sebebiyle damga vergisinden ve tapu kadastro işlemlerinden kaynaklanan döner sermaye hizmet bedellerinden muaftır." fıkrası eklenmiştir. Anılan hüküm uyarınca davacı harçtan muaf tutulmuştur. Bu sebeple, davacının temyiz isteminin reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararı yerinde olmadığından, 16/09/2020 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek; davacının ve davalı SEDAŞ"ın temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
    2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı SEDAŞ"ın tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    3- Davacının gecikme zammına yönelik itirazına gelince,
    Davacı, davalılar ile yapılan taahhütname ve protokol kapsamında eksik ödenen arazi tahsis bedelinin tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki taahhütnamenin 3/2.maddesinde; "Bu müddetler içinde ödenmeyen hak bedelinin peşin ödenmeyen kısmına Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun"la belirtilen gecikme zam nisbeti tatbik edilir." denilerek alacağa gecikme zammı uygulanacağı açıkça düzenlenmiştir. İlk derece ve bölge adliye mahkemelerince; faiz türüne yönelik bir gerekçeye yer verilmeksizin alacağa yasal faiz uygulanacağı belirtilmiş ise de; taahhütname uyarınca asıl alacağın gecikme zammıyla beraber tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemenin bu yönü gözardı ederek yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis etmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK"nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesinin davacının temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan "Davalılardan SEDAŞ aleyhine açılan davanın kabulü ile; 2005- 2006 - 2007 -2008- 2009 yılına ait eksik ödenen arazi tahsis bedeli olan 135.829,52 TL idare alacağının KDV"si ile birlikte davalı SEDAŞ"tan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine" cümlesinin çıkarılarak yerine "Davalılardan SEDAŞ aleyhine açılan davanın kabulü ile; 2005- 2006 - 2007 -2008- 2009 yılına ait eksik ödenen arazi tahsis bedeli olan 135.829,52 TL idare alacağının KDV"si ile birlikte davalı SEDAŞ"tan dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar 6183 sayılı yasa hükümleri gereğince işleyecek aylık gecikme zammı ve gecikme zammı KDV"si ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 29/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi