Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8419
Karar No: 2022/287
Karar Tarihi: 24.01.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8419 Esas 2022/287 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/8419 E.  ,  2022/287 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itiraz iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddine dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davalının 09.08.2007 tarihinde eğitim kurumunun ... kursu için kayıt olduğunu, kayıt esnasında kayıt şartları, ödeme planı ve taahhütnameyi de içeren kayıt formlarının davalı tarafından imzalandığını, eğitim ücreti olarak toplam 1.950,00-TL kararlaştırıldığını, 1.950,00-TL tutarlı, ödeme tarihi 15.06.2008 olan bono düzenlendiğini, ancak davalının borcun 975,00-TL lik kısmını ödemediğini, kayıt formunun taahhütname kısmında "Yukarıda gösterilen ders veya derslere kayıt yaptırdıktan sonra kendi isteğim veya herhangi bir nedenle derse veya derslere devam edemediğim takdirde ödemiş olduğum peşinat ve taksitleri geri istemeyeceğimi, geri kalan senet ve taksitleri ödeyeceğimi beyan ve taahhüt ederim. Aksi takdirde bu sözleşmeden doğan tüm borçlarımı(faiz, vekalet ücreti, icra masrafı) ödeyeceğimi kabul ve taahhüt ederim" ibaresinin yazılı olduğunu ve davalı tarafça da imzalandığını, bakiye ödeme için borçlu hakkında takip başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, cevap vermemiştir.
    Mahkemece, bakiye bedelin ödenmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhine Ankara 25.İcra Müdürlüğünün 2016/23211 esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının vaki itirazının asıl alacak olan 975,00-TL yönünden iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
    Adalet Bakanlığının 25/11/2021 tarihli yazısında; davacının tacir olduğu ve takip dayanağı bononun olduğu göz önünde bulundurularak, alacaklının TCMB tarafından belirlenen oranlarda avans faizi talep edilebileceği ve alacağın likit olduğu dikkate alınarak
    icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
    Dava; ... kurs bedelinin ödenmeyen bakiye kısmının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; ... kurs bedelinin ödenmeyen bakiye kısmı için ticari faize hükmedilip hükmedilmeyeceği ve yine söz konusu itirazın iptali davasında icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    1-Öncelikle itirazın iptali davasına konu alacak için ticari faiz işletip işletilmeyeceği hususunun incelenmesinde;
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, taraflar arasında sözleşme imzalandıktan sonra mahkemece karar verilmeden önce yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun'un 7. maddesinde "Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76'ncı, faize ilişkin 88'nci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesinde; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüd faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
    3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında akdedilen sözleşmede belirlenen bedelin ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faiz oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nun 120/2. maddesinde öngörülen sınırlamayı dikkate almak zorundadırlar.
    Somut olayda, davaya konu alacak her ne kadar bonoya bağlanmış ise de bononun vade tarihinin 15.06.2008 olduğu, takip tarihi olan 12.12.2016 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, bu anlamda ilamsız icra takibi yapıldığı ve davaya konu alacağın sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 09.08.2017 tarihinde akdedilen sözleşmenin taahhütname başlıklı kısmının ilk paragrafında “Yukarıda gösterilen ders veya derslere kayıt yaptırdıktan sonra kendi isteğim veya herhangi bir nedenle derse veya derslere devam edemediğim takdirde ödemiş olduğum peşinat ve taksitleri geri istemeyeceğimi, geri kalan senet ve taksitleri ödeyeceğimi beyan ve taahhüt ederim. Aksi takdirde bu sözleşmeden doğan tüm borçlarımı (faiz, vekalet ücreti, icra masrafı) ödeyeceğimi kabul ve taahhüt ederim.” düzenlenmesinin yer aldığı, ayrıca faiz oranı belirlenmediğinden yasal faiz işletilmesi usul ve yasaya uygundur. Mahkeme tarafından kanun yararına bozma yoluna başvurulabilecek nitelikte olan ve açıkça yürürlükteki hukuka aykırı bulunan bir karar verilmemiştir. Yasalara mutlak şekilde muhalefet edilmedikçe kanun yararına bozma kararı verilemez.
    O halde mahkemece, yasal faiz oranına hükmedilmesinin TBK m.120 gereğince usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin reddi gerekir.
    2-İtirazın iptali davasına konu olan alacak için icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunun incelenmesinde;
    İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.
    O halde, mahkemece, kabul edilen kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi kanun yararına bozma yoluna başvurulabilecek nitelikte olan ve açıkça yürürlükteki hukuka aykırı bulunan bir karar niteliğinde olmadığından ve ayrıca yasalara mutlak şekilde muhalefet edilmediğinden kanun yararına bozma kararı verilemeyeceği değerlendirilerek yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesinin kamu düzenine aykırı olmadığı anlaşıldığından Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte ve 2. bentte açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının kanun yararına temyiz taleplerinin REDDİNE, dava dosyasının mahalline iade edilmek üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 24/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi