Esas No: 2021/8719
Karar No: 2022/194
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8719 Esas 2022/194 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8719 E. , 2022/194 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 02.11.2013 tarihinde alışveriş yapmak üzere gittiği davalı ... İnş. Tic. A.Ş.'nin yöneticisi ve hissedarı olduğu ... alışveriş merkezinde bulunan, davalı .... tarafından işletilen Network mağazasında kıyafet denediği sırada çantasının çalındığını, çantasında 8.500 TL nakit para ve değerli eşyalarının bulunduğunu, mağazada özel güvenliğin olmadığını, mağaza görevlilerinin sadece polis merkezini aradığını, alışveriş merkezinin kapılarının zamanında kapatılmaması sebebiyle suçlunun yakalanamadığını, olayın meydana gelmesinde davalıların kusurunun olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile 13.500,00 TL maddi tazminat ile 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı ....’nin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Davacı eldeki dava ile, davalı .... tarafından işletilen mağazada alışveriş yaptığı sırada meydana gelen hırsızlık sonucu çantasının çalınması nedeniyle doğan zararının tazminini talep etmiş; mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar, davacının temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 04.12.2018 tarih, 2016/5594 Esas, 2018/11638 Karar sayılı ilamı ile “...Dava, davalı şirkete ait mağazada davacı tarafından
alışveriş yapıldığı sırada meydana gelen hırsızlık sonucu davacının çantasının çalınması nedeniyle doğan zararının tazminine ilişkin olup, dosya içeriğine göre davacının çantasının mağaza içinde çalındığı sabit olmakla bu hususta uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı şirkete ait mağazaya gelen müşterinin mal güvenliğini özellikle kendi muhafazasına terk edilmiş bir eşyasını asgari özen yükümlülüğüyle korumak ve kollamak zorunda bulunduğu davalı şirkete ait işyerine gelen müşterinin yapılan reklam ve hizmete güvenerek geldiği, müşterilerin davalının hakimiyeti alanında olduğu, müşterilerin zararlandırıcı eylemlerden korunması gerektiğinin kabulü zorunludur. Ancak, kişilerin kişisel eşyalarını korumakta kendilerinden beklenen asgari özeni göstermemeleri halinde işyerlerine kusur atfedilmesi hak ve nesafet kurallarıyla bağdaşmadığı gibi işyerinin haksız yere zarara uğramasına neden olunabilecektir. Her olayın kendi içinde incelenip değerlendirilmesi gerekir. Öncelikle kişilerin kişisel eşyalarını korumada kendilerinden beklenen özeni gösterdiklerini kanıtlamaları gerekir. Bu halde, tarafların olayda kusur ve sorumluluğu incelenmelidir. Somut olayda davacının alışveriş amacıyla davalı şirkete ait mağazada bulunduğu sırada kıyafetlerini denerken yan tarafa koyduğu çantasının, o esnada mağazanın alarmlarının çalması ile mağaza görevlilerinin kapıya yönelmesi ve bu arada meydana gelen karışıklık nedeniyle hırsızın el çabukluğu ile çantayı alarak hızla kaçtığı ve çantanın çalınmasında davacının bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının çantasında bulunan para ve eşyaları, Türk Medeni Kanunu' nun 6. maddesi gereğince ispat etmesi gerekir ise de, davacının çantasında bulunduğunu belirttiği eşya, para miktarının günlük hayatın olağan akışına uygun olup olmadığının araştırılması suretiyle davacının uğradığı maddi zararın bilirkişi raporuyla tespit edilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davalı .... yönünden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....” gerekçesiyle bozulmuş; davacı ve davalı ....’nin karar düzeltme istemi aynı Dairenin 27.06.2019 tarih, 2019/2567 Esas, 2019/8023 Karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle, kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda, mahkemece bozma öncesinde davanın reddine dair verilen karar, yalnızca davalı .... yönünden bozulmuş olup, davalı .... bakımından verilen ret kararı kesinleşmiştir. Hal böyle olunca, Mahkemece davalı .... yönünden verilen davanın reddine ilişkin kararın kesinleştiği göz ardı edilerek, anılan davalı bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Davalı ....’nin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
a) Yukarıda değinildiği üzere bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle, kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez.
Somut olayda; mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar davalı .... bakımından yalnızca maddi tazminat yönünden bozulmuş olup, anılan davalı için manevi tazminat talebine ilişkin verilen ret kararı kesinleşmiştir. O halde, Mahkemece davacının manevi tazminat talebine ilişkin verilen ret kararının, davalı .... yönünden kesinleştiği dikkate alınmaksızın, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
b) Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının dava konusu olay nedeniyle %10 oranında kusurlu olduğu kabul edilip, talep edilen 15.000 TL maddi tazminat miktarı dikkate alınarak, davacının kusur oranına göre maddi zarar 13.500 TL olarak tespit edilmiş ise de, bozma ilamında belirtildiği üzere, davacının çantasında bulunduğunu belirttiği eşyalar ve para miktarının günlük hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. O halde mahkemece; bozma ilamı doğrultusunda davacının çantasında bulunduğunu belirttiği eşyaların ve para miktarının günlük hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı araştırılıp, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bilirkişi raporu ile davacının maddi zararı tespit edilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın HUMK’un 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı .... yararına bozulmasına, ikinci bentte açıklanan bedenlerle temyiz olunan kararın HUMK’un 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı .... yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlü süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.