Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8757
Karar No: 2022/200
Karar Tarihi: 20.01.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8757 Esas 2022/200 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/8757 E.  ,  2022/200 K.
"İçtihat Metni"



Davacı ... ile davalı ... T.A.Ş. aralarındaki alacak ve manevi tazminat davasına dair Samsun 1. Tüketici Mahkemesinden verilen 02/02/2016 tarihli ve 2013/1769 E. -2016/54 K. sayılı hükmün bozulması hakkında Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 20/02/2020 tarihli ve 2016/24070 E. -2021/2494 K. sayılı karara karşı, davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir, 27/10/2021tarihli ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Düzeltme isteğinin ve ek karara karşı temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; dava dışı ... ile davalı banka arasında 16.02.2006 tarihinde tüketici kredi sözleşmesi imzalandığını, dava dışı asıl borçlunun konut kredisi kullandığını, krediye teminat olarak Samsun ili, ..., mahallesi, 2218 ada, 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 22 numaralı bağımsız bölüm üzerine ipotek konulduğunu, kredinin kullandığı dönemde asıl borçlu ...'nın yanında çalıştığını, kredi için ipotek verilmesine güvenerek kredi sözleşmesine kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu ... aleyhine Samsun 2. İcra Müdürlüğünün 2006/5301 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, aynı dönemde kendisi aleyhine de Samsun 1. İcra Müdürlüğünün 2007/411 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatılarak tüm mal varlığına haciz konduğunu, miras yoluyla kendisine intikal eden taşınmazlarını değerinin altında satmak suretiyle kefil olduğu bu kredi borcunu ödemek zorunda kaldığını, manevi olarak büyük zarar gördüğünü, sonrasında yapılan incelemede ipotek konusu taşınmazın üzerinde sadece kat irtifakı kurulduğunun ve tamamlanmamış bir yapı olduğunun tespit edildiğini, böylece davalı bankanın kredi kullanılmadan önce hazırladığı ekspertiz raporunun doğru olmadığının ortaya çıktığını, davalının hatalı olarak düzenlenen rapor ile kendini yanıltarak dava konusu kredi borcuna kefil olmasını sağladığını ileri sürerek, 150.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile maddi tazminat talebini 170.000 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 80.041,97 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, tarafların başvurusu üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda, hüküm Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 20.02.2020 tarih, 2016/24070 Esas, 2020/2494 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, davalı taraf karar düzeltme isteminde bulunmuş, davacının 05.11.2020 tarihli dilekçesi ile manevi tazminat talebinde feragat etmesi üzerine, Dairemizin 23.09.2021 tarih, 2020/12112 Esas, 2021/8906 Karar sayılı ilamı ile HMK’nın 310. maddesi uyarınca feragat edilen manevi tazminat talebi yönünden ek karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine işlemsiz olarak iadesine karar verilmiş, Mahkemece 27.10.2021 tarihli ek karar ile manevi tazminat yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer hususlarla ilgili mahkeme kararının korunmasına karar verilmiş, ek karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK'nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirine uygun olmayan davalının sair karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir.
2- Davacı eldeki dava ile, dava dışı asıl borçlu ...’nın yanında çalıştığı sırada davalı bankadan kredi kullandığını, krediye teminat olarak bir taşınmaz üzerine ipotek konulduğunu, öncesinde davalı banka tarafından bir ekspertiz raporu hazırlandığını, kendisinin de borca teminat olarak ipotek verilmesine güvenerek kredi borcu için kefil olduğunu, asıl borçunun borcu ödememesi üzerine başlatılan takip neticesinde ipotek konusu taşınmasın gerçekte tamamlanmamış, üzerinde yalnızca kat irtifakı kurulu bir taşınmaz olduğunun anlaşıldığını, davalı bankanın hazırladığı yanlış ekspertiz raporu ile kendisini yanlış yönlendirerek borca kefil olmasını sağladığını ileri sürerek, maddi ve manevi zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 20.02.2020 tarih, 2016/24070 Esas, 2020/2494 Karar sayılı ilamı ile “1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının, davalı bankanın kusurlu davranışları ile krediye kefil olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat isteğinde bulunduğu ve mahkemece davanın kısmen kabulüne, 80.041,97-TL maddi ve 5.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Manevi tazminatın dayanağı 4721 sayılı TMK.nun 24 ve Türk Borçlar Kanunu'nun 58.maddeleridir. TMK.nun 24.maddesi "Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır." TBK.nın 58.maddesi “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” Manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı aranmalıdır. Burada kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur. Açıklanan yasa hükümlerine göre, somut olayımızda davacıların kişisel haklarına ilişkin bir saldırı olup olmadığı, karşı taraf yönünden manevi tazminatın şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde manevi tazminat bakımından da davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. 3-İhbar olunan ...., Yönetimi A....,. davada taraf olmadığından ve aleyhine hüküm kurulmadığından kararı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle, ihbar olunan tarafından verilen temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Davacının 05.11.2020 tarihli dilekçesi ile manevi tazminat talebinden feragat etmesi üzerine, Dairemizin 23.09.2021 tarih, 2020/12112 Esas, 2021/8906 Karar sayılı ilamı ile HMK’nın 310. maddesi uyarınca feragat edilen manevi tazminat talebi yönünden ek karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine işlemsiz olarak iadesine karar verilmiş, mahkeme 27.10.2021 tarihli ek karar ile manevi tazminat yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer hususlarla ilgili mahkeme kararının korunmasına hükmetmiştir.
Mahkemece, manevi tazminat yönünden davacının feragati nedeniyle verilen ret kararı ile birlikte, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 20.02.2020 tarih, 2016/24070 Esas, 2020/2494 Karar sayılı ilamının konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece 27.10.2021 tarihli ek karar ile davacının feragati sebebiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesine rağmen, davalı
lehine feragat edilen manevi tazminat yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip hükmün düzeltilerek onanması HUMK'un 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
Davacının manevi tazminat talebinden feragat etmesi nedeniyle Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 20.02.2020 tarih, 2016/24070 Esas, 2020/2494 Karar sayılı bozma ilamının konusuz kaldığı anlaşılmakla, anılan bozma ilamının kaldırılarak, Mahkemece 27.10.2021 tarihli ek karar ile davacının manevi tazminat talebi yönünden feragat nedeniyle ret kararı verildiği dikkate alınmak suretiyle, manevi tazminata ilişkin davalı lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair karar düzeltme taleplerinin reddine, 2. bentte açıklanan nedenle Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 20.02.2020 tarih, 2016/24070 Esas, 2020/2494 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak, mahkemenin hüküm fıkrasındaki “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan (kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden ) AAÜT'nin 13. 10/1,4 maddeleri uyarınca hesaplanan 600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ve “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan ( reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden ) AAÜT'nin 13. ve 10/2. Maddeleri gereğince ( davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceğinden) hesaplanan 600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” fıkralarının çıkarılmasına yerine, “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan feragat edilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT'nin 13. 10/1. ve 4. maddeleri uyarınca hesaplanan 2.040 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan düzeltme harcının düzeltme isteyen davalıya iadesine, 20/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi