Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8400
Karar No: 2013/9595

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/8400 Esas 2013/9595 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/8400 E.  ,  2013/9595 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 20.12.2010 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... mirasçıları vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.11.2013 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden Orman Yönetimi vekili Av. ..., Hazine vekili Av. ..., ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile diğer taraftan ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
    B A Ş L I K
    Kadastro sırasında ...Mevkii 149 ada 12 parsel sayılı 455,01 m² yüzölçümündeki taşınmaz, iki katlı kargir ev ve depo ve arsası niteliğiyle Köy Tüzel Kişiliğinin zilyetliğindeyken bu yeri 1986 yılında sattığı ve ...’ın kullanımında olduğu, ancak, bu parselin Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2000/732 Esasında dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir.
    1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/732 Esasına kayıtlı dosyada, davacı ... tarafından, davalılar Hazine, Orman Yönetimi ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine 29.08.1986 tarihinde, ... Köyü, ... Mevkiinde kain sınırlarını bildirdiği taşınmazı, 1986 yılında Köy Tüzel Kişiliğinden satın aldığından, yararına Türk Medenî Kanununun 713. maddesindeki zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu iddiasıyla, adına tescili istemiyle dava açılmış, ... ve arkadaşları tescil davasına konu taşınmazın Temmuz 1969 tarih 63, 64 ve Şubat 1962 tarih 4 sıra numaralı tapu ve tedavülleri kapsamında kaldığından, tapu maliki mirasçıları adına tescili istemiyle açtıkları, ... ile Global Yatırım İşletmeleri A.Ş.’nin ise, ... ve arkadaşlarının ileri sürdükleri tapu kaydında pay sahibi oldukları, payları oranında kendi adlarına tapuya tescil edilmesi istemiyle katıldıkları davalar birleştirilmiştir.
    Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.01.2000 gün ve 1986/168 E. - 38 K. sayılı, çekişmeli yerin köy boşluğu olduğu, müteriz davacıların bu nedenle davalarından vazgeçtikleri, bu tür yerlerin Köy Tüzel Kişiliği tarafından satılamayacağı, zilyetlikle edinilebilirse de, davacının zilyetliğinin 1986 yılında başladığı belirlendiğinden davaların reddine ilişkin kararı Nuriye Kalanı"nın temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.06.2000 gün ve 2000/3513 - 4940 sayılı kararıyla “köy boşluklarının köy tarafından zilyet edilebileceği gibi, satılabileceği, taşınmazı Köy Tüzel Kişiliğinden satın alan davacı gerçek kişinin eklemeli zilyetliğe dayandığı bu nedenle mahkemenin ret gerekçesinin yerinde olmadığı, çekişmeli parselin Şerefli ailesinin tutunduğu tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığının, daha önce yörede yapılan kadastroda ne gibi işleme tâbi tutulduğunun araştırılmadığı, dayanılan tapu kaydı kapsamının yöntemince saptanmadığı, tapuya dayanan ...Efendi mirasçılarının davaları hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğine” değinilerek bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan araştırma sırasında çekişmeli yer için 149 ada 12 parsel sayısı ile tutanak düzenlendiğinden söz edilerek dava dosyası kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
    Mahkemece, davalar birleştirildikten sonra diğer davaların reddine, ..."ın davasının kabulüne, çekişmeli ... Köyü 149 ada 12 sayılı parselin tesbit tutanağındaki nitelikle ... adına tapuya tesciline, davaya konu yapılan ve 2/B kapsamında kaldığı anlaşılan yerler yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... mirasçıları ile davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ila 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı Kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
    Bir kısım davacılar vekili Avukat ... tarafından dosyaya eklenmek üzere sunulan belgeler arasında yer alan, Muğla Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/04/2012 gün ve 2012/82-344 sayılı verâset ilamından, aynı mahkemece 20.10.2010 gün 2010/1028 - 926 sayılı verâset ilâmının iptal edildiği, davacılardan ..."nin, 14.10.2010 tarihinde öldüğü, çocuğu Bakiye ... ve ..."ın mirastan ıskat edilmesi nedeniyle mirasçı olarak geride eşi ... kızı 1941 doğumlu ... ile ... oğlu 1979 doğumlu ..., ... kızı 1983 doğumlu Yasemin Selamoğlu, Hikmet oğlu 1995 doğumlu ....oğlu 1997 doğumlu ..."ın kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, ... adı geçen mirasçıları davadan ve duruşma gününden haberdar edilmeden tahkikat sona erdirilerek karar verilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.11.2011 gün ve 2011/11-554 -2011/684 sayı kararında da değinildiği gibi, ... öldüğü tarih de yürürlükte bulunan 1086 sayı HUMK’nun 73. maddesinde Kanunun gösterdiği istisnalar dışında hâkimin tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremeyeceğini öngörmüştür. Buna göre; mahkemece davacı ..."nin ölümüyle mirasçıları davadan ve duruşma gününde haberdar edilip, kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün değildir. Aksi halde, iddia ve savunma hakkı kısıtlanmış sayar,
    Öte yandan; H.M.K."nun 114/1-d hükmü uyarınca, yargılama süresince tarafların, dava ehliyetine sahip bulunmaları dava şartıdır. Ölümle, taraf ve dava ehliyeti sonar ermektedir. 1086 sayı Hukuk Yargılama Usûl Kanununun 41. maddesi ve 6100 sayılı yeni HMK nın 55. maddesi gereğince, taraflardan birinin ölümü halinde diğer tarafın istemiyle hâkim davanın takibi için bir kayyım tayin edebilir. Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re"sen gözetilmesi gereklidir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 27. maddesinde yer bulan “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen “adil yargılanma hakkı”nın en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
    Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli
    bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke olmayıp, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilerek, davacılardan ..."linin öldüğünün, adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, dava hakkında bilgilendirilmeleri ve davacı sıfatıyla davayı takip edebilmelerine olanak tanınması gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yargılamaya devam edilip, tahkikat sona erdirilerek, esas hakkında karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; müteriz davacılar ... ve arkadaşları vekili, Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harçlarının yatıranlara iadesine, bozma nedenine göre Yargıtayda yapılan duruşma nedeniyle taraflar yararına ve aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına 05/11/2013 günü oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi